29 Kasım 2012 Perşembe

75 milyon nüfusa 8 milyon pasaport!


AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Maurice Ripert, katıldığı bir toplantıda* bizim çok uzun zamandan beri vurguladığımız bir konuya dikkat çekti.

75 milyon nüfusu olan Türkiye'de yaklaşık 8 milyon kişinin pasaportu olduğunu söyledi, Ripert. Nüfusun sadece %10'u. Bizim Haziran ayında Emniyet Genel Müdürlüğü'nden aldığımız bilgilere göre ise rakamlar şu biçimde: "25.05.2012 tarihi itibariyle ülkemizde geçerliliği bulunan 4.226.013 Umuma Mahsus, 1.076.428 Hususi ve 41.286 Hizmet Pasaportu olmak üzere toplam 5.343.727 pasaport bulunmaktadır."

Sayılardaki görece uyumsuzluğa çok takılmayacağım, 8 milyon pasaport sahipliğini baz alalım. Bu sayının ne kadar düşük olduğunu anlamanız için size şu örneği hatırlatayım: Türkiye'nin nüfusu 74,7 milyon. TUİK'e göre 2011'de yurtdışına çıkan TC vatandaşı sayısı 6,2 milyon! Mesela 1 Ağustos'ta karşılıklı vizeleri kaldırdığımız Ukrayna'da durum: Ukrayna'nın nüfusu 45,8 milyon. 2011 yılında yurtdışına çıkan Ukraynalı sayısı 20,3 milyon! Bir bilgi daha: Ukrayna pasaportu 350 Hryvnias (45 $), T.C pasaportu ise 446 TL (245 $)


Yani Elçi haklı, Türkiye'de pasaport sahipliği yok düzeyinde. Peki bunun nedeni nedir? Birçok neden sıralayabiliriz, ama en önemli neden somut bir biçimde yıllardır herkesin gözünün önünde duruyor: T. C. Pasaportu dünyanın en pahalı pasaportu. Dünyada eşi benzeri yok. 

En önemli neden, pasaport ücreti/harcı dedik ama bu görünen neden. Asıl sebep, zihniyet! Seyahat özgürlüğü'nün temel bir insan hakkı, Anayasal bir hak olduğu bilincinin en başta siyasetçilerimizde, yetkililerimizde olmayışı.

T.C. Pasaportu aslında maliyeti 5-10 Euro düzeyinde bir kimlik belgesi olmasına rağmen vatandaşlardan vergi/harç almanın en geçerli yollarından biri olarak görülüyor. Seyahat etmek de aynı biçimde, örneğin "yurt dışına çıkış harcı" adlı garabet dünyada sadece Türkiye'ye özgü. Her yıl otomatik zamlanan pasaport da sadece Türkiye'ye özgü. Dünyada ortalama 50-60 $ olan 10 yıllık biyometrik pasaport yılbaşında 275 dolar olacak.

Sanırım niye yaklaşık 8 milyon pasaportta çakılı kaldığımız şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Ancak AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Ripert'in haksız hatta çok haksız olduğu bir konu var. "Türkiye’deki Schengen vize başvurularının ortalama yüzde 95’inden fazlasına vize veriliyor." diyor doğru! Ama nasıl verildiği konusunu hiç bilmediği anlaşılıyor, bu durumu incelemesinde ciddi bir fayda var.

Vizesiz Avrupa'nın, Ankara Antlaşması'ndan bu yana Türk vatandaşlarının zaten kazanılmış bir hakkı olduğu konusuna hiç girmeyeceğim. Ama AB ülkelerine gelmek için başvuran T.C. vatandaşlarına konsolosluklarda ve elçiliklerde çektirilen "işkencelerin" artık birer insan hakları ihlali düzeyine geldiğinin hala farkedilemediği anlaşılıyor. Üstelik nerdeyse ortak bir politikayla, fahiş vize harçları ve ülkeden ülkeye değişen uygulamalarla T.C. vatandaşlarını açıkça bezdirmeye çalışıyorlar.

1 milyon kişiyi bulan yeşil veya gri pasaport sahiplerinin ise gümrük kapılarında, ülke girişlerinde kimi zaman karşılaştıkları sürprizler ve eziyetler ise ayrı bir yazı konusu. 

Ayrıca "AB vize verme koşullarını daha da iyileştirmenin yollarını arıyor, bunun için Türkiye’nin de yapıcı olması gerekecektir." diyen  Büyükelçi Ripert'in AB ülkeleri elçiliklerinin vize bölümlerini dolaşarak "yapıcı" sözünün sözlükteki anlamını teker teker hatırlatmasında fayda olduğunu düşünüyoruz.

Sonuç olarak Türkiye'de yetkililer, "seyahat özgürlüğü" konusunda hala ciddi adımlar atmaktan uzak ve "Vizesiz Avrupa" talebini dile getirirken kendi vatandaşlarına koyduğu vizeleri kaldırmayı nedense düşünmüyor. Bu böyle sürdükçe de başkalarının acı gerçekleri yüzümüze vurması kaçınılmaz. Evinin önünü temizlemeyenin, komşuya laf etmesi her zaman çok daha zor!

22 Kasım 2012 Perşembe

Seyahat insana "ne zaman" iyi gelebilir?

"Seyahat insana her zaman iyi gelir", diye bir genelleme yapmak benim için mümkün. Hem "seyahat özgürlüğü" gibisi var mı? Ama bazı zamanlar seyahate çıkmak "özellikle" iyi gelebilir. 

İşte o zamanlardan bazıları:

  • Bayıltıcı şarkılar, damardan filmler, özlü sözler sözlüğü mü oldunuz, ara verin artık, bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Biriken kitaplar, dergiler de yenildi yutuldu, o sergi bu bienal derken, tamam, Dizimax de kesmiyor, bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Çok birikti, taştı taşacak, taşırmadan, ortalığı geri dönülemez biçimde batırmadan, yıkmadan bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Gençliğinizde doğru dürüst bir flört bile yaşayamamış olmak içinizi mi kemiriyor, evet bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Yaratıcılıktan, estetikten, kültürden yoksunluk tak mı dedirtti, evet bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Elinize ne geçerse hepsini çatı arasına ve arka balkona mı doldurdunuz, evet bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Şansınıza, bahtınıza, kaderinize mi yanıyorsunuz bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Çok yakınıyor, hiç yalnız kalamadığınızı söylüyor, hep aynı yerler, insanlar. Kalabalık arasında yalnızlığın/kaybolmanın en güzel yolu, evet evet bir #seyahat size iyi gelebilir.
  • Susmayan bir patronunuz, daraltan bir sevgili, akıl vermekten dinlemeyi unutan arkadaşlarınız mı var, evet bir #seyahat size iyi gelebilir.

10 Kasım 2012 Cumartesi

Günün Sözü Virginia Star'dan...


"Hayat olması gerektiği gibi değildir. Olduğu gibidir. Onu değiştiren onunla başa çıkma biçimimizdir." Virginia Star

6 Kasım 2012 Salı

Leyla Demirkan'a Sosyal Medya'da Destek Yağdı.

Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda "Vizesiz Avrupa" için bugün çok önemli bir dava vardı. 2 haftadır bu dava ile ilgili gelişmeleri bloğumuzdan yansıtıyoruz.

Bugün Lüksemburg'da 9.30'da başlayan davada Leyla Demirkan'a tüm seyahat özgürlüğü gönüllüleri, sırtçantalılar topluluğu, gezginler ve yurttaşlarımız özellikle Twitter'da biraraya gelerek #vizesizavrupa etiketiyle "yalnız değilsin" dedik.

Bu mesajların tümüne #vizesizavrupa etiketini Twiter'da tıklayarak ulaşabilirsiniz. Ben bazılarını sizlerle paylaşıyorum:

Seyahat Özgürlüğü ‏@seyahatozgurluk
#vizesizavrupa için Leyla Demirkan şu anda AB Adalet Divanında hepimizin "seyahat özgürlüğü"nü savunuyor, siz de destek verin!

Sırtçantalılar ‏@sirtcantalilar
Mahkeme heyetinin büyüklüğü ve davaya büyük salonda bakılması#VizesizAvrupa davasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor

Engin Kaban ‏@Engin_Kaban
Lüksemburg Avrupa Adalet Divanı Büyük salonda 15yargıçlı#VizesizAvrupa davasına, vizesiz davacı katılamadı!

Nurgül EryıldırGünay ‏@nurguleryildir
#vizesizavrupa için Leyla'ya destek olalım

Serkan Özdemir ‏@Sequieros
#vizesizavrupa icin AB hukuksuzluguna karsi ABAD'da verilen hukuk mucadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Seyahat ozgurlugu engellenemez !!

Alis ‏@alisteaparty
3 günlük seyahat için bir aylık stres ve uğraş. Üç dilek hakkım olsa biri#vizesizavrupa olurdu herhalde.

Simurg ‏@simurg7
#vizesizavrupa için şu an 27 avrupa ülkesine dava var bizim en kültürlümüz bile 6-0 diyor.

Seyyahca ‏@SeyyahcaFigen
Dünyaya 1 kere geliyoruz.Avrupa'da doğmadığım için;seyahat etme özgürlüğümü kısıtlamaya ve elimden almaya kimsenin hakkı yok.#VizesizAvrupa

denizerden ‏@denizerden
#VizesizAvrupa icin Leyla Ecem'in davasi, bugun Avrupa Birligi Adalet Divani onunde. Hepimizin seyahat ozgurlugu icin destekliyoruz!

ismail alacaoğlu ‏@siradanbiroteki
yarın 60 € vize ücreti 30 € hizmet harcı bayılacağım İsveç konsolosluğuna,onca evrak ve stres de cabası.O yüzden#VizesizAvrupa

Nurhayat ‏@Nurhayat____
Yurdum insanı Bu gün 6 Kasım ve #vizesizavrupa için mahkeme günü. Lütfen destek verin. GS FB olayından kopabilirseniz tabiii

evren® ‏@evrentekesin
Şu an #VizesizAvrupa için 27 AB ülkesine karşı dava var. Duyun, duyurun! http://seyahatozgurlugu.blogspot.com/2012/11/vizesiz-avrupa-davas-der-spiegelde-ya.html …@seyahatozgurluk @sirtcantalilar

O. Suat Özçelebi ‏@suatozcelebi
#vizesizavrupa için Leyla Demirkan 27 AB ülkesine karşı hepimizin temel insan hakkını savunuyor. Onu destekliyorum. Yalnız değilsin!

cengiz ‏@cesi68
#Türkiyeninnotu .. 14 yaşındaki Leyla Ecem Demirkan bugün 09:30'da #VizesizAvrupa için mahkeme karşısında. Gerçek notumuz burada.

Uzm.Dyt.Merve Tığlı ‏@dytmervetigli
seyahat ihtiyactir #VizesizAvrupa icin Leyla'yi destekliyor ve dava sonucunu merakla bekliyoruz @seyahatozgurluk @sirtcantalilar

Hamdi PINAR ‏@hamdipinar
ABAD'da bugün tarihi bir gün yaşanacak. Duruşmaya katılacaklardan gelişmeleri bildirmelerini bekliyoruz #VizesizAvrupa

Fahri Kaan Arslan ‏@fka_smus
Ülkemize çok rahat giriş yapabilen AB vatandaşları ile eşit haklar istiyoruz... Bu milletin haysiyet davasıdır. #vizesizavrupa

Onur Inal ‏@Onur_Inal
Benim vize derdim yok ama birazdan ABAD'da baslayacak#VizesizAvrupa davasini merakla takip ediyorum, Demirkan'i hakli davasinda destekliyrm

tamer durak ‏@stdurak
#VizesizAvrupa hakkımızı istiyoruz. Bu kadar yalın ve kısa.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Vizesiz Avrupa Davası Der Spiegel'de, Ya Türk Medyası?

"Avrupa ‘nın en tanınmış ve etkili haftalık dergilerinden olan Der Spiegel “ Vizesiz Avrupa “ konusunu bir makale ile bu haftaki sayısında okuyucuları ile paylaştı. Her pazartesi saat 09:00‘da üst düzey Alman bürokratlarının ve Bakanlarının ele alıp gözden geçirdikleri dergi haftada, beşyüzbin baskı yapmakta ve iki milyon insan tarafından okunduğu bilinmektedir.

Derginin Avrupa bölümünden Maximillian Popp’un kaleme aldığı “ KIZIM ADINA“ ( Im Namen der Tochter) başlıklı yazıda Almanlar‘ın Türkiye’ye vizesiz seyahat edebildiklerine dikkat çektikten sonra Türklerin karşılıklı olarak bu hakkı kullanamadıklarının altını çizmektedir. Yazara göre üye ülkelerin en yüksek ve son yargı mercii olan Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) „sınırları açabilir“.Leyla Ecem Demirkan’ın annesi Eylem Huber ; „Kızımla birlikte, Stuttgart’taki köşk ve sarayları gezmeyi çok arzu ederdim: onunla dağlara çıkmayı ve üniversiteye gitmeyi çok isterim. Anne Eylem hanım sözlerine devamla „ kızım Almanya’yı sevebilir“. 

45 yaşındaki anne Sttutgart’ta kurban bayramında arkadaşlarıyle bir restoranda otururken ve bayramı kutlarken „ kızını çok özlediğini“ ifade ederek , özellikle kendi kendine sormakta: „Nasıl bir idare ki, kızının annesini görmesini yasaklıyor?“ Eylem ve Jörg Huber çifti beş yıl önce Mersin’de tanışırlar ve kısa bir müddet sonra evlenerek eşiyle birlikte Stuttgart’a yerleşirler. Eylem hanımın birinci evliliğinden olan kızı Mersin’de kalarak okulunu bitirmeğe çalışır. Huber ailesi, kızlarının kendilerini düzenli bir şekilde ziyaret edeceklerinden yola çıkmışlardı. Ancak bu hesabı Ankara’daki Alman Büyükelçiliği o tarihte 14 yaşında olan kıza vize vermeyerek bozmuştur. Eylem ve Jörg Huber çifti kızlarının adına Alman hükümetini dava ediyorlar. Dava Berlin’de birinci ve ikinci mahkeme tarafından görüldükten sonra, bir ön görüş alınmak üzere Luxemburg’ta olan ABAD’a göndiriliyor. Önümüzdeki Salı günü Avrupa hakimleri Luksemburg’ta Leyla’nın arzusunu görüşeceklerdir. Büyük bir ihtimalle vize alma zorunluluğunun tüm Türkler için kaldırabilecektir.

Bu konuda yıllardır Avrupa ve Türkiye’de çalışmalar yürüten Akdeniz Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Harun Gümrükçü şöyle konuştu: “Bu dava 22 yıllık uğraşımızda sağlanan birkaç başarıdan biri olacaktır. İlk kez üye ülkelerin 27 ülkesinin tamamının negativ görüş bildirdiği nadir davalardan birisi de Demirkan davası olmuştur. Bu davanın ilginç bir boyutuda ilk kez davacının babası Alman vatandaşı olan bir dava olma özelliğidir. Buda gösteriyor ki, hukukun üstünlüğüne saygı kalmadığı zaman insanlar vatandaşlıklarına bakmaksızın el-ele vererek tekrar hukuki güvenceyi sağlamaları gerekmektedir. Bu dava bu açıdan da iyi bir örnek oluşturmaktadır. Daha önce aynı dayanışma bilim insanları arasında yaşanmaktaydı. Vizenin hukusuz olduğunu Almanya’dan, Avusturya‘dan, Hollanda‘dan ve Birleşik Krallık‘tan birçok bilim insanı düzenlediğimiz uluslararası sempozyumlarda dile getirmekteydiler. Ayrıca yayınladığımız üç ayrı dilde ( Almanca-Türkçe-İngilizce),beş kitapta yazdıkları makalelerde de bunun gerekliliğini ve vizenin hukusuzluğunu tekrarlamaktaydılar. Buna karşın bu konuda yazı yazan birçok Türk uzman Avrupa Hukukunu yanlış yorumlamaktaydılar ve buna bağlı olarak Türklerin vizesiz AB üye ülkelerine seyahatlerinin hukuki temelinin olmadığını iddia ediyorlardı.

Bu anlamda enteresan bir resim ortaya çıkmaktadır. Bazı Avrupalılar Türklerin ortaklık hukuna dayanarak, vizesiz seyahat hakkının bulunduğunu savunurken, bazı Türk bilim insanları da AB üye ülkelerinin hükümetleri gibi düşünerek, yazırlarında bu hakkı reddediyorlardı.

Buna karşın, Alman Parlamentosu hazırlattığı bilimsel raporunda „Türklerin AB’ye vizesiz seyahat etme haklarının olduğunu“ 2011 yılında tespit ediyordu. Bu rapora göre,“ Türklere uygulanan vize geçersizdi“. Bu bilimsel rapora rağmen Alman hükümeti yasalarında gerekli değişikleri yapmayarak hukuku çiğnemeye devam etmiştir. Hatta bir adım daha ileriye giderek, daha önce ABAD’ın 2000 yılından başlayarak 2010 yılına kadar verdiği altı kararıda çok dar anlamda yorumlamıştır.

Bu yoruma göre, Almanya’ya hizmet almaya gelecek Türklerin vizesiz seyahat hakkı bulunmuyordu. Mersin’li 14 yaşındaki bir kızımızın davasıyla Luksemburg’ta 15 hakim tarafından haklı bulunduğunda Türkler için vize duvarı yıkılacaktır. Davanın kararının açıklanması 2013 yılı içerisinde olacak . O zaman Luksemburg‘ta da HAKİMLER VAR diyebilinecek mi? Ümit edelim ki, Avrupa değerlerini yansıtacak olan böyle bir karar, 27 ülkenin temsilcilerinin mahkeme üzerinde kurduğu siyasi baskının, kurbanı olmaz." *

Herkesi 6 Kasım salı günü saat 9:30’da ABAD'ın mahkeme salonunda Leyla Demirkan'a destek vermek üzere orada olmaya çağırıyoruz. 

Her şeyden önce yurttaşlarının seyahat hakkı/özgürlüğü için Türk Hükümeti'ni ve medyamızın güzide temsilcilerini...

*Türk Üniversiteler ve Akademisyenler Derneği açıklaması - 5.11.2012

1 Kasım 2012 Perşembe

Köln'deki "Vize Çalıştayı"na katılın!

ABAD Leyla Demirkan Davası öncesinde 3 Kasım'da Köln'de Türk Üniversiteliler ve Akademisyenler Dernegi TürkÜNID e.V. - US Akademisyenler Platformu USAP - Türk-Alman Akademisyenler Platformu TD-Plattform e.V. tarafından bir Çalıştay düzenleniyor. Aynı organizasyon davayı izlemek için de 6 Kasım'da destek verenleri Lüksemburg'a götürecek. Detaylı bilgiler bir önceki blog yazısında.