29 Mayıs 2010 Cumartesi

1 Haziran için Eylem Çağrısı!

1 Haziran'da herkesi bloğumuzun kampanya malzemeleri bölümünde yer alan, banner ve logoları üyesi oldukları bütün sosyal networklerde 3 gün boyunca profil fotoğrafı olarak kullanmaya, arkadaşlarına, ulaştırabileceği herkese yollamaya çağırıyorum!


Bu sembolik eylemle gelin sesimizi ortak bir biçimde çıkarmanın bir yolunu deneyelim! 


Devlet 1 Haziran'da dünyanın en pahalı biyometrik pasaportlarını bizi kullanmaya mecbur ederken, yıllardır seyahat özgürlüğümüzü elimizden alan yüksek haçlara, insan hakkı ihlaline karşı kayıtsız kalmadığımızı da gösterelim.


Evet, şimdilik bu sembolik bir eylem!


Ancak bu tarihten sonra çağrımıza ve taleplerimize kayıtsız kalanlara karşı Haziran ve Temmuz ayları içinde kampanyamızı sembolik eylemlerle değil, hem medya hem STK hem de hukuksal ayaklarını daha da yoğunlaştırarak büyütecek, sonuç almaya çalışacağız!


Bu konuda lütfen tüm sosyal networklerdeki arkadaşlarınızı facebook grubumuza ve bloğumuza üye olmaları için çağırın. Onları bilgilendirin. Toplumun her kesimine kampanyamızı duyurmaları için çağrı yapın!

Anayasal hakkımızı, "Seyahat Özgürlüğümüzü" geri kazanmak için herkesin her düzeyde desteğine ihtiyacımız var.
http://www.seyahatozgurlugu.com/
http://www.facebook.com/home.php#!/group.php?gid=108282552527260

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Buruk biyometrik sevinç!

Bugün Anadolu Ajansı'nın geçtiği habere yer veriyor, birçok gazete. "Biyometrik, çipli pasaportlar 1 haziran'da elimizde..." başlıkları atılmış. Dünyada sadece 3 ülke kalmıştı biyometrik pasaporta geçemeyen, biri de Türkiye idi. Diğerleri Hindistan ve Bangladeş... Şimdi 7 yıllık özlem bitiyor ve bir türlü geçemediğimiz e-pasaportlara kavuşma sevinci manşetlere yansıyor. Ama bu sevinç, çok buruk...

Çünkü bu haberlerde önemli bir eksik var. Bu pasaportların dünyanın en pahalı biyometrik pasaportları olduğundan tek satırla bile bahsedilmiyor. 1 Haziran'da veya sonra da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının büyük çoğunluğu, elini yakan yüksek ücret ve harçlar nedeniyle bu pasaportlara dokunamayacak bile.

Pasaport sevincine kapılanların, "seyahat özgürlüğü"nün önündeki engelleri görmezden gelmesi kabul edilemez.

Ama "buruk" bir sevinç ile de olsa okumak isteyenler için aşağıda habere yer veriyorum:

"Emniyet Genel Müdürlüğü, hazırlıkları yılları alan e-pasaportu 1 Haziran'dan itibaren vermeye başlıyor. Vatandaşlar, pasaport başvurularını bulundukları illerden yaparken, yeni pasaportlar Gölbaşı'nda kurulan merkezden basılarak kargo aracılığıyla gönderilecek. Yeni pasaportlar sınır kapılarında ve hava limanlarındaki yoğunluğu önlerken, sahteciliğe karşı etkin güvenlik katmanı içeriyor.

Türkiye'nin de yer aldığı 190'ın üzerinde üyesi bulunan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından alınan tavsiye kararı uyarınca, üye ülkelerin en geç 1 Nisan 2010 tarihi itibariyle Makinede Okunabilir Pasaport (MOP) üretimine başlanıyor. Eski tip pasaportların ise tüm dünyada 24 Kasım 2015 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmasını öngören karar çerçevesinde, uzun zamandır çalışmaları sürdürülen yeni pasaportlar, 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren verilmeye başlanacak.

21 Mayıs 2010 Cuma

Başbakan'a seyahat özgürlüğü mektubu



Aşağıdaki mektubu bugün Başbakanımıza yolladım. Ve bu mektubu ilgili bakanlara da postaladım, İçişleri, Dışişleri ve Maliye Bakanlarımıza... Eğer bir yanıt gelirse, sizlerle de paylaşacağım.

21.05.2010

T.C. Başbakanlık
Ankara

Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
Sayın Başbakanım,

Siz, Dışişleri Bakanlığı mensupları, diplomatlar, üst düzey devlet erkanı, milletvekilleri ve ailelerinizle birlikte diplomatik pasaport, yeşil pasaport veya hizmet pasaportu kullanıyorsunuz. Bu pasaportlar için de yasa gereği bir "harç" ödemiyorsunuz.(1)

Ancak Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları uzun yıllardır dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanıyor. Dünya Bankası’nın 2005 yılında yaptırdığı bir araştırmada (David J. Mckenzie) bu bilgi açık bir biçimde ortaya konuyor. Hatta çok uzun zamandır pahalılıkta birinci sırayı kimselere kaptırmıyoruz. Bu çalışmayı ekte bilginize sunuyorum.(2)

Pasaport, yurtdışına seyahat edebilmemiz için devletimizin bize sağlamak zorunda olduğu bir belge. Ve sağlamak zorunda olduğu bu belgeyi dünyada benzeri görülmeyen bir ücretle her yıl zam yaparak bize “satıyor”.  Her yıl artırılan harçlarla (3) 5 yıllık bir pasaport dünyada ortalama 45-50 dolar düzeyindeyken biz de 500 doların da üzerinde bir ücret seviyesine geldi.(pasaport ücreti+harçlar+yurt dışına çıkış harcı dahil)

Bildiğiniz gibi 1 haziran tarihinde 7 yıldır süren bir çalışmanın sonucuna ulaşacağız, biyometrik pasaportlara kavuşacağız. Böylece AB standartlarında daha güvenli ve kullanışlı pasaportlara gecikerek de olsa sahip olacağız.

Ama pasaport ücretleri, yine 2010 yılında belirlenen yüksek ücretlerden farklı olmayacak. Üstelik, artık çocuklar pasaportlara işlenemediğinden, her biri için ayrı bir pasaport daha çıkartmak zorunda kalacağız. Bu da yeni bir maliyet, aile bütçesine yeni bir külfet, yeni bir engel!

Hükümetiniz “Seyahat Özgürlüğü”nün temel bir insan hakkı,  yurttaşlarımızın Anayasal bir hakkı olduğunu TBMM’de gerçekleştirilen son Anayasa değişiklikleriyle bir kez daha hatırlattı. Ve Anayasamızın “seyahat özgürlüğünü” kısıtlayan 23. maddesini yeniden düzenleyerek bu özgürlüğü genişletti. Böylece anlamsız yere yurt dışına çıkışına engel getirilen yurttaşlarımızın önündeki önemli bir sınırlama TBMM’de kaldırılmış oldu. (4)

Sayın Başbakanım,

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Anayasamızın 23. maddesinde temel bir insan hakkı olarak kabul edilen, yani her insanın doğuşundan itibaren kazandığı “seyahat özgürlüğü”nü Türkiye’de devlet, yüksek harçlarla yurttaşlarının elinden alıyor. Bu durum açık bir “insan hakkı ihlali”ne dönüşüyor.

Bir hakkın varlığı, o hakkın kullanımı da güvence altına alındığı zaman bir anlam ifade eder. Bir hak, ancak kullanılabildiği sürece vardır. Ve bu hakkımız, her yıl otomatiğe bağlanmış harç “zamlarıyla” yurttaşlarımız için daha da ulaşılamaz bir noktaya doğru gidiyor.

Dünyada zengin ya da yoksul, modern ya da değil onlarca ülke vatandaşlarına ortalama 45-50 dolara biyometrik pasaport veriyor. Üstelik çoğu bu bedelde pasaportları en az 5-10 yıllık bir süre için veriyor.  Türkiye Cumhuriyeti devletinin de bunu yapacak güçte olduğuna inanıyorum.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin toplam biyometrik pasaport ücreti/harcı (5 yıl için) 3.017.-TL. Evet, tam ÜçbinonyediTürkLirası… Asgari ücretin neredeyse 6 katı. Bu ücrete fotoğraf, ulaşım, yurt dışı çıkış harcı vb. harcamalar dahil değil.

 Sayın Başbakanım,

1 Haziran bir fırsattır. Gelin bu tarihte modern pasaportlara kavuşacak Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının büyük bir kesimine de bu pasaportları edinebilme/kullanabilme şansı tanıyın. 1 Haziran gelmeden, pasaport harçlarını(ücretini) dünya ortalaması olan 45-50 dolar seviyesine düşürün. 1 haziran’dan önce bu harçlar düşürülsün ki kimse “biyometrik pasaport”lara yüksek harç (ücret) ödemek zorunda kalmasın.

18 Mayıs 2010 Salı

Çocukları "işletmek" için son günler...

1 Haziran tarihi, pasaportlarımız için bir milat olacak. Ancak bu tarih, aynı zamanda çocukları pasaportlarınıza işletmezseniz, onlar için yeni pasaport ücreti ödemek zorunda kalacağınız da bir tarih.

Yeni biyometrik pasaportlarla birlikte her aile ferdi için ayrı ayrı pasaport çıkarmanız ve artık hepsi için tek tek pasaport ücreti ödemeniz gerekiyor. Yaşına bakılmaksızın.

Eğer 10 yıldan daha eski değilse (çünkü 10 yıldan eski pasaportlara schengen ülkeleri artık vize vermiyor) 1 Haziran'a kadar çocuklarınızı pasaportlarınıza işletebilir ve 2015 yılına kadar pasaportunuzu uzatabilirsiniz. Ve her biri için 138.-TL pasaport ücreti ödemekten bir süre daha kurtulabilirsiniz.

Eğer pasaportunuz 10 yıldan eskiyse, geçerlilik tarihi 2011 veya 2015 tarihine kadar olsa bile schengen ülkelerinden vize alamıyorsunuz. Ve yeni pasaport çıkarmak zorunda kalıyorsunuz. "Avrupa'ya gitmeyeceğim zaten", diyorsanız bir sorun yok elbette...

Göze almanız gereken uzayan pasaport, harç/haraç kuyrukları...

16 Mayıs 2010 Pazar

ALTAN ÖYMEN'DEN PASAPORT HİKAYESİ...

Size Altan Öymen'in 4 yıl önce Radikal Gazetesi'nde yazdığı bir "pasaport yazısı"nı hatırlatmak istiyorum. Fahiş pasaport ücretlerine odaklanmışken bu gerçeği de kaçırmayın diye...

Birçok blog üyesi aslında buna da değindi ama, 4 yıldan bu yana hiçbir şeyin değişmediğini anlatan güzel bir yazı. Bu arada Başbakanımızın ziyaretinden sonra Yunanistan'ın "yeşil pasaportlulara" vizeyi kaldırdığı söyleniyor. "Normal" pasaportlara da 2-3 günlük günübirlik ziyaret için vize olmayacakmış! İçinizden, dışınızdan artık bir zahmet haykırın: YAŞASIN EŞİTLİK!!!


Çocuğa da bir kırmızı pasaport

Kırmızı pasaport hikâyesinin ikinci bölümü -Diplomatik pasaportlu baz morfin kaçakçısı -Vizenin 'kırmızı'larla 'yeşil'lere etkisi- ...Ve son değişiklik: Kırmızı pasaportluların erkek çocuklarının o pasaportu kullanabilme yaşı 18'den 25'e çıksın

Kırmızı ve yeşil pasaportların hikâyesini anlatmaya devam ediyorum:

* * *

Kırmızı pasaportlu bir senatör
Olay, 5 Mart 1972 günü, Fransa-İtalya arasındaki Menton gümrük kapısında yaşandı. Fransız gümrük memurları İtalya'dan Fransa'ya girmekte olan arabaları sıraya sokup, şüphelendikleri arabalarda arama yapıyorlardı. O arada İstanbul plakalı Anadol marka bir arabayı da durdurdular.
İçinde bir şoförle patronu vardı. Patron, "Fransa'ya niçin geliyorsunuz?" sorusuna "Kızıma kıyafet alacağım" diye cevap verdi. Gümrük memuru "arabanızı arayacağız" deyince de, kırmızı diplomatik pasaportunu gösterdi. "Arayamazsınız" dedi.
Gümrük memuru "ararım" dedi. Aradı. Arabanın içinden 146 kilogram baz morfin çıktı.
Patronun adı Kudret Bayhan'dı. O sırada iki meclisli olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin senatörüydü. Evvelce MSP'liyken MHP'ye geçmişti. Fakat anlaşılıyordu ki, parlamenterlikten çok, kırmızı pasaport şemsiyesi altında sürdürdüğü morfin işleriyle ilgileniyordu.
Bayhan hemen gözaltına alındı. Kırmızı pasaport, tabii, tutuklanmasını da önleyemedi. İşbirliği içinde olduğu başkaları da yakalandı. Bayhan 15 yıl hapse mahkûm edildi. Cezasının 10 yılını Fransa'da çektikten sonra Türkiye'ye iade edilecek, Türkiye'de de aynı suçtan dolayı 16 yıl hapis cezası alacaktı.
Menton'daki tüm dünya basınına yansıyan 'baz morfin olayı,' Türk parlamentosuyla birlikte Türk kırmızı pasaportlarının da itibarını büyük ölçüde sarstı.

Vize ve sonrası
1970'lerin sonlarına doğru, kırmızı pasaportun ayrıcalığının önemi, gerek dünyadaki genel değişimin, gerek o ayrıcalıktan faydalananların çoğalmasının sonucu olarak, azalmaya devam ediyordu. Buna Menton'daki olay gibi -sadece bizimkilerin değil, başkalarının da karıştığı- diğer olaylar da eklenince, daha da azaldı.
Hatta, bazı yerlerdeki durum bir ara o hale geldi ki, diplomatik pasaportluların bavulları, normal pasaportlulardan daha dikkatle aranmaya başladı.
Bu da, kırmızı pasaportun önemiyle birlikte, ona sahip olma merakını da azalttı.
Ülkemizde o merakın yeniden artması, Türkiye'ye vize koyan ülkelerin artmasının sonucudur.
Vize uygulamasına önce Almanya başladı. Sonra Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya, İsveç... Derken eski Batı Avrupa'da Türkiye'ye vize koymayan ülke kalmadı.
Vize koyan ülkelerin hepsi olmasa da- bir kısmı, uygulamanın devletler arası ilişkileri zorlaştırmasını önleyecek istisna kuralları koymayı kabul ettiler. Türkiye'nin diplomatlarına, parlamenterlerine ve yüksek memurlarına verilen kırmızı ve yeşil pasaportları vize zorunluluğunun kapsamı dışında tuttular.
Bizde işte, o ayrıcalıklı pasaportları alabilecek olanları belirleyen kanunlar değişti.
1988'deki Pasaport Kanunu değişikliğinden sonra, diplomatik (kırmızı) pasaport alabilecekler arasında, diplomatlardan milletvekillerinden başka, yüksek mahkemelerin başkanları, Genelkurmay Başkanı, orgeneraller ve oramiraller, bakanlıklar müsteşarları, başbakanın baş müşavirleri, eski cumhurbaşkanları, başbakanlar ve dışişleri bakanları ile başka bazı yüksek derecedeki görevliler yer alıyordu.

13 Mayıs 2010 Perşembe

Kazın Öteki Ayağı... Pasaport Kandırmacası

CNNTürk'ün sitesinde Sercan Tezcanoğlu Pasaport konusundaki haberlerini bir yazı dizisine dönüştürdü. Şimdi kazın öteki ayağını kaleme aldı.  Pasaport konusunda vatandaşlar arasında yapılan ciddi ayrımlara ve yine yurt dışındaki uygulamalarla haberinde karşılaştırmalı olarak yer veriyor.


Pasaport fiyatlarındaki adaletsizliğin az bilinen bir boyutunu daha gözler önüne seriyoruz. Eğer pasaport sahibiyseniz ve 5 yıl süre uzatmak istiyorsanız Türkiye’de bunun için 616,30 TL ödemeniz gerekiyor. Eğer Yunanistan’da ikamet eden bir Türk vatandaşıysanız durum değişiyor. Örneğin Gümülcine’de oturan Ahmet beyin 5 yıl süre uzatmak için oradaki Türk konsolosluğuna başvurup ödemesi gereken tutar sadece 115 euro, yani 230 TL. Evet yanlış okumadınız 230 TL.



1 Haziran itibariyle yeni pasaportlara kavuşmak mümkün olacak.  Daha önceki haberimizde özellikle Avrupa’daki ülkelerin vatandaşlarına uyguladığı pasaport ve süre uzatma ücretlerini Türkiye’deki halkın ödedikleriyle karşılaştırmıştık. Durum pek de iç açıcı değildi ve eldeki verilerle “kaz” misali yolunmakta olduğumuz sonucu çıkmıştı.

Ancak Türkiye’de hayatını idame ettirenlerin pasaportlar konusundaki sömürülmelerinin bununla da sınırlı olmadığını söylemek zorundayız.  Evet maalesef başka eşitsizlikler başka adaletsizlikler de söz konusu. Bunları da rakamlarıyla üstelik devletin açmış olduğu e-konsolos sitesindeki verilerle gözler önüne sereceğiz.

Ahmet bey ile Mehmet bey eşit değil mi?
Bu açıklamaların ardından sözün özüne gelelim… Haberin spotunda da bahsettiğimiz gibi Gümülcineli Ahmet bey 5 yıllık süre uzatma için 230 TL öderken İstanbullu Mehmet bey 616.30 TL ödemek zorunda. Aradaki fark tam 386.30 TL.

Anayasa’ya dönüyoruz. Anayasa’nın “Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesinde “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve  her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” deniliyor.

Bu durumda Gümülcineli Ahmet Bey ile İstanbullu Mehmet Bey’e uygulanan ayrı tarifelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu söylemek için hukukçu olmaya da gerek yok.

Türk konsolosluklarındaki pasaport fiyatları…
Eşitsizlik Yunanistan ile sınırlı değil. Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya ve Ukrayna’da ikamet eden Türk vatandaşları, Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarından çok daha ucuza pasaportlarının sürelerini uzatabiliyor. İşte bu ülkelerdeki pasaport süre uzatma fiyatları  ve Türkiye’deki fiyatlar şöyle:

6 ay için  24 euro – 48 TL… Türkiye’de ise 126,05 TL… Aradaki fark 78,05 TL
1 yıl için 34 euro – 68 TL… Türkiye’de ise 180,15 TL… Aradaki fark 112,15 TL
2 yıl için 57 euro -  114 TL… Türkiye’de ise 304 TL… Aradaki fark 190 TL
3 yıl için 81 euro – 162 TL – Türkiye’de ise 434,80 TL… Aradaki fark 272,8 TL
4-5 yıl için 115 euro – 230 TL – Türkiye’de ise 616,30 TL… Aradaki fark 386,3 TL

Gurbetçilere fiyat olarak ayrıcalık tanındığını görmemek mümkün değil. Ancak pasaport fiyatları gurbetçiler için de Türkiye’de yaşayanlar için de hemen hemen aynı. Belirtilen ülkelerde pasaport cüzdan bedeli 64 euro, yani yaklaşık 128 TL. Türkiye’de ise 138 TL.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Yolunacak kaz mıyız?




Bugün CNNTürk'ün sitesinde Sercan Tezcanoğlu yukardaki soruyla haberini kaleme almış. Aylardır sorduğumuz ve ortaya koyduğumuz soruları, gerçekleri bir de onun kaleminden okumak isterseniz işte haber tüm detaylarıyla aşağıda.

Bu arada, diğer ülkelerdeki pasaport ücretlerine, pasaport seçeneklerine özellikle dikkat edin! 


Türkiye'de vatandaş olmak nedir, "farkınızı" görün!

Türkiye yeni çipli pasaportuna 1 Haziran'dan itibaren kavuşacak. Ancak bunun halka maliyeti de ağır olacak. Halbuki Avrupa'da aynı çipli pasaportlar için Türk halkından istenenden çok çok daha az ücretler isteniyor. Yani Avrupalı halkını "kaz" yerine koymuyor... İşte tüm detaylarıyla pasaport kandırmacası...



23 Mayıs itibariyle www.e-pasaport.gov.tr adresinden yeni çipli pasaportlar için başvurulara başlanacak. 1 Haziran'dan itibaren de pasaportlar dağıtılacak.



İlk kez pasaport alacak bir kişinin ödemesi gereken para ne derseniz sizin için hesapladık:

İlk kez pasaport alacaksanız
Öncelikle pasaport bedeli olarak 138 TL'yi başta gözden çıkartmanız gerek. Bitti mi? Hayır... Pasaportun süresini belirlemeniz ve süreye göre de bir ücret ödemeniz gerekiyor.

Neredeyse dünyanın hiçbir yerinde 6 aylık uzatma yapılmaz ve neredeyse bütün ülkeler en az 6 ay sonrasına geçerli şartı ararken halen ülkemizde 6 aylık pasaport süresi uzatma seçeneği mevcut. Üstelik tamamen işe yaramayan bu uzatma süresi için halktan 126.05 TL isteniyor.

Yani ilk kez pasaport alacak kişi kullanamayacağı 6 ay süreli bir pasaport için bile toplamda 264,05 TL'yi cebinden çıkarmak zorunda.

Eğer uzatma süresini 1 yıl tutarsanız pasaport bedeliyle birlikte ödemeniz gereken tutar 318.15 TL. İki yıl olursa 442 TL, üç yıl olursa 572,80 TL, dört ve üzeri olursa 754,30 TL'yi paşa paşa ödeyeceksiniz.

Zaten pasaportunuz varsa
Eğer daha önceden pasaport aldıysanız, bu pasaportunuzu uzattığınız sürenin tamamlanacağı güne kadar kullanabilirsiniz. Ancak süre dolduktan sonra sizi bekleyen son ise çok acı. Yeni çipli pasaporta geçmek zorunda olduğunuz için yeniden pasaport parası vermek zorundasınız. Eski pasaporta verdiğiniz para için ise Devlet sana  "havada bulut sen bunu unut" diyor.

Peki bizden alınan ücretler düşük mü?
Gelelim asıl meseleye... Zaten halk bu yukarıdaki ücretlere yıllardır katlanıyordu. Şimdi gelen yeni sistemle de katlanmaya devam edecek. Pasaport ve süre uzatma ücretleri yıllık belirlendiğinden şimdilik ekstra bir zam görünmüyor. Ancak yeni yılla birlikte bu fiyatların katlanarak artacağı yönünde daha önce basında haberler çıkmıştı. İlgili kurum ise yeniden düzenleme tarihine kadar 'değişiklik yok' diyerek şimdilik paçayı kurtardı.

Avrupa'da durum ne?
İşte bu kısım "Biz ne yaptık ki bu devlete neden bize böyle muamele ediyor" diye oturup ağlamamızı gerektiriyor.

İngiltere... Oturun ağlayın
İngiltere'den başlayalım... İngiltere'de pasaport defteri bedeli sadece 5.5 sterlin. Türk lirası karşılığı ise 12, 54 TL. ( 1 sterlin: 2.28)... Türkiye'de ise bu ücret 138 TL. İngiltere'de pasaport süreleri sabit ve 10 yıllık. Bunun için ödemeniz gereken ücret ise 77,5 sterlin, yani yaklaşık 180 TL. Türkiye'de 10 yıllık süre uzatımı henüz yok. En fazla 5 yıl var ve onun fiyatı da 616,30 TL. Yani İngiltere'nin yarısı kadar süre uzatımı için neredeyse 4 katı fazla ödüyoruz. Üstelik bu şimdilik böyle.

Eğer İngiltere'de pasaportunuzu aynı gün içinde almak isterseniz daha fazla para ödüyorsunuz. Bunun da ücreti pasaport defter bedeli için 15.5 sterlin yani, 38 TL. 10 yıllık süre uzatımı için ise 129,5 sterlin yani yaklaşık 300 TL.

Fransa...  Fransız olasınız gelecek
Fransa'da pasaportlar 10 yıllık süreyle veriliyor ve defter + süre için sabit ücret 89 euro, yani 178 TL (1 euro: 2 TL baz alırsak, ki bunun da altında). Eğer fotoğrafınızı kendiniz getirirseniz ücret 86 euro'ya geliyor. Türkiye'de ise bunun yarısı bir süre için ödemeniz gereken ücret pasaportla birlikte toplam 754,30 TL.

Vizeden önce Pasaport!

Vizesiz gidilebilecek ülke sayısında son zamanlarda bir artış gözlemleniyor. Medvedev'in Türkiye'yi ziyaretinden sonra Rusya da vizeyi kaldırıyor diye bir "sevinç" var.

Evet, Türk vatandaşlarının "seyahat özgürlüğü"nün önündeki önemli bir engel de vize ve yüksek vize harçları. Ancak bu ülkelere gitmek, yurt dışına çıkmak için ilk engel vize değil ki...

Yurt dışına çıkmak istiyorsanız önce bir pasaportunuz olmalı. Hele ailece bunu yapmayı düşünüyorsanız, binlerce lirayı gözden çıkartmanız gerekiyor.

Türkiye vatandaşlarına dünyanın en pahalı pasaportlarını satıyor. Türkiye'de yaklaşık 5 milyon pasaport bulunduğu ve pasaport işlem sayısının yıllık 2.3 milyona yaklaştığı biliniyor. Bu işlemlerin % 65'i Türkiye'de kalan kısmı yurt dışında konsolosluklarda yapılıyor.

Biyometrik pasaportlarla birlikte çocuklar da pasaport sahibi olmak zorunda kalacak. Bu da hem pasaport hem işlem sayısında ciddi bir artış getirirken, ailelerin bütçesi daha da sarsılacak.

Şu ana kadar en fazla 5 yıllık verilen pasaportların süresini 10 yıl yapmak için Meclis'teki yasal düzenlemenin çıkarılmaya çalışıldığı söyleniyor. Bu doğru bir düzenleme. Ancak Harç kanununa göre her yıl artırılan harçlarla 10 yıllık bir pasaport çıkarmak küçük bir servete mal olacak görünüyor.

Kısacası vizeler kalkıyor diye sevinmek için çok fazla bir sebep yok. Fahiş düzeydeki pasaport harçları ve ücreti düşürülmeden  Türk halkının "seyahat özgürlüğü" sağlanamaz.

11 Mayıs 2010 Salı

Gündem, sorunlar, öncelikler...

Ülke gündemi o kadar yoğun ki, her hangi bir konuda bir kampanya yürüttüğünüz zaman gündemin esiri olma şansınız çok yüksek.

İnsanların dikkatini varolan ve varolmayı sürdüren sorunlara çekmek gerçekten çok güç oluyor.

İlgi, hayatımızı doğrudan ve sürekli etkileyen sorunların üzerinden çok, güncel, medyatik, sansasyonel sorunlara odaklanıyor.

Ancak önceliklerimizin hayatımızı belirlediğini hatırlatmak istiyorum.

Seyahat özgürlüğü, bu önceliklerden biri. Diğer birçok öncelik gibi...

"Seyahat Özgürlüğü" kampanyamızı sürdürüyoruz. Yeni banner ve rozetlerimiz hazır. Kampanya malzemeleri bölümünde sizi bekliyor.Güzel de oldu:))

Bunları üyesi olduğunuz sosyal networklerde kullanabilirsiniz. Kampanyamızın daha da kitleselleşmesi, daha fazla insana ulaşmak ve devlet üzerinde bir etki, baskı yaratmak, medyanın ilgisini uyandırmak ancak bu tür çalışmalarla mümkün.

Son iki gündür İnter-rail üyesi olan 600 kişiye bloğumuzu duyurmaya çalıştık. Olumlu yanıtlar verenlere teşekkür ederim. Desteğinizle daha da güçleneceğiz.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ BLOĞU 2010 BÖ! BLOG ÖDÜLLERİNDE İLK BEŞTE! HERKESE DESTEKLERİ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER!

Gezi blogları kategorisinde yarışan bütün blogları kutluyorum. Bloğumuzla birlikte ilk 5'e giren bloglar arasında seyahat özgürlüğü bloğunun sürdürdüğü kampanyayı destekleyen bloglar da var. Bu dayanışma için ayrıca teşekkür ediyorum.

Güzel bir yarıştı. İlk 3'e giren blogları da kutluyorum. Dayanışmanın sürmesi dileğiyle...

İlk beş listesi:
http://www.blogodulleri.com/bo2010-ilk-bese-kalan-bloglari-takdim-eder/

7 Mayıs 2010 Cuma

1 Haziran 1 Fırsat!

Uzun yıllardır dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanıyoruz. Hatta pahalılıkta 1. sırayı kimselere kaptırmıyoruz.*

Türkiye’de devlet, tüm yurttaşlarına sağlamak zorunda olduğu pasaportları, çok yüksek harçlarla satıyor.

1 haziran tarihinde 7 yıldır süren bir çalışmanın sonucuna ulaşacağız, biyometrik pasaportlara kavuşacağız. Böylece AB standartlarında daha güvenli ve kullanışlı pasaportlara sahip olacağız.

Ama pasaport ücretleri yine 2010 yılında belirlenen yüksek ücretlerden farklı olmayacak. Üstelik, artık çocuklar pasaportlara işlenemediğinden, her biri için ayrı bir pasaport daha çıkartmak zorunda kalacağız. Bu da yeni bir maliyet, aile bütçesine yeni bir külfet, yeni bir engel!

Dünyada zengin ya da yoksul, modern ya da değil 160’ın üzerinde ülke vatandaşlarına ortalama 45-50 dolara biyometrik pasaport veriyor. Üstelik çoğu bu bedelde pasaportları en az 5-10 yıllık bir süre için veriyor.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin toplam biyometrik pasaport ücreti/harcı (5 yıl için) 3.017.-TL. Evet yanlış okumadınız: ÜçbinonyediTürkLirası… Asgari ücretin neredeyse 6 katı. Bu ücrete fotoğraf, ulaşım, yurt dışı çıkış harcı vb. harcamalar dahil değil, yani pasaportlarımız altından daha değerli...

Bu harçlarla Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına açıkça “otur oturduğun yerde, yurt dışı sana bir hayal” diyor! Daha amiyane deyimle bu harç değil bir tür haraç!

Daha da ötesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Anayasamızın 23. maddesinde temel bir insan hakkı olarak kabul edilen, yani her insanın doğuşundan itibaren kazandığı “seyahat özgürlüğü”nü devlet, bu yükseklikte harçlarla yurttaşlarının elinden alıyor. Bu açık bir insan hakkı ihlalidir.

Üstelik daha yeni yapılan Anayasa değişikliklerinde “seyahat özgürlüğü”nün kısıtlanması sadece hakim kararına bağlanırken ve seyahat özgürlüğü hakkı daha da genişletilirken, asıl engelleyicilerden biri olan pasaport ücretlerine dokunulmaması kabul edilemez.

Buradan Sayın Başbakan, Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere tüm yetkililere, açık bir çağrı yapmak istiyorum:

1 Haziran 1 fırsattır. Gelin bu tarihte modern pasaportlara kavuşacak T.C. yurttaşlarına bu pasaportları edinebilme/kullanabilme şansı tanıyın. 1 Haziran gelmeden, pasaport harçlarını dünya ortalaması olan 45-50 dolar seviyesine düşürün.

Bunun için bir yasa değişikliği gerekiyorsa şimdiden girişimde bulunun ki 1 haziran’dan önce bu harçlar düşürülsün ve kimse “biyometrik pasaport”lara yüksek harç edemek zorunda kalmasın.

Anayasal ve temel insan hakkımız olan seyahat özgürlüğümüzü geri verin.

* David J. McKenzie / World Bank - Development Research Group World Bank Policy Research Working Paper 3783, December 2005

5 Mayıs 2010 Çarşamba

BİYOMETRİK PASAPORTLAR DA ÇOK PAHALI!

Yeni yayına giren e-pasaport internet sitesinde biyometrik (çipli) pasaportların fiyatları da açıklandı. 2010 pasaport ücretleri aynen korunmuş. En küçük bir ucuzlama yok. T.C vatandaşları dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanırken, devlet vatandaşlarına sağlamak zorunda olduğu bir belgeyi, dünyada örneği olmayan yükseklikte bir ücretle satmayı sürdürecek.

Aşağıda görülen harç ve defter bedelleri T.C yurttaşlarına biyometrik pasaportların kaç liraya satılacağını gösteriyor. Bu fiyatlara ve bloğumuzun hemen sol sütununda yer alan dünya ülkelerindeki pasaport fiyatlarına dikkatle bakın. Göreceksiniz ki pasaportunuzun dünyada bir örneği daha yok!

Sanırım kimse bu "değerli" pasaportlara bu ücretleri ödemek istemiyor. Eğer gerçekten bu üstü örtülü "soyguna" son vermek istiyorsanız, mücadelemize destek verin! Tepkinizi, taleplerinizi ulaşabileceğiniz tüm yetkililere ve medya mensuplarına iletin.

Aşağıdaki bedeller bugün yayına giren e-pasaport sitesinin "başvuru" bölümünden olduğu gibi aktarılmıştır.

YENİ BİYOMETRİK PASAPORT ÜCRETLERİ
SÜRE
HARÇ BEDELİ
PASAPORT DEFTER BEDELİ
TOPLAM
6 AY
126,05 TL
138 TL
264,05 TL
1 YIL
180,15 TL
138 TL
318,15 TL
2 YIL
304,00 TL
138 TL
442,00 TL
3 YIL
434,80 TL
138 TL
572,80 TL
4- 5 YIL
616,30 TL
138 TL
754,30 TL

e-Pasaport sitesi yayında

Biyometrik pasaportlarla ilgili internet sitesi yayına girdi.

Çok ayrıntılı ve konuyla ilgili aklınıza gelebilecek hemen her soruya yanıt bulabildiğiniz bir site e-Pasaport.

Kullanıcı dostu bir yapıda hazırlandığını  söyleyebilirim. Hem tasarım hem de içerik açısından oldukça doyurucu, navigasyon yapısı da site ziyaretçilerini yormayacak hız ve kullanım kolaylığına sahip.

Sitede biyometrik pasaportlarla ilgili her türlü bilginin yanısıra, sorularınız için ulaşabileceğiniz bir çağrı merkezinin telefonu da yer alıyor.

Adresi:
http://www.epasaport.gov.tr

Sitenin ana sayfasında aşağıdaki bilgilere yer veriliyor:
e-Pasaportlar kullanımda
Uluslararası standartlarda hazırlanan yeni e-Pasaportlar 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren kullanıma sunulacaktır.

Vatandaşlarımız pasaport başvurularını Türkiye'de 81 il ve 110 İlçe Emniyet Müdürlüklerine, yurt dışında ise bağlı bulundukları konsolosluklara yapabilirler.
Başvurular randevu ile kabul ediliyor
Eski tip pasaportların yenileri ile değiştirilmesi amacıyla yapılacak başvurularda beklemeleri en aza indirebilmek için tüm başvurular randevu sistemi ile yapılmaktadır.Yeni pasaport almak isteyen vatandaşlarımızın öncelikle başvuru için gerekli belgelerle ilgili ayrıntılı açıklamaları dikkatle okumaları ve başvuru belgelerini önceden hazırlamaları önem taşımaktadır.
Başvuru belgeleri tamamlandıktan sonra, Randevu Talebi başlığını tıklayarak başvurunuzu yapabileceğiniz tarihi ve saati belirleyebilirsiniz.
Ayrıca,
  • Sık Sorulan Soruları inceleyerek yeni pasaportlarla ilgili sorularınıza yanıt bulabilir,
  • Online Bilgi Talebini kullanarak her türlü görüş, öneri, yorum ve sorularınızı elektronik ortamda bize gönderebilir,
  • Günün her saatinde 0 (216) 444-3020 numaralı Çağrı Merkezimizi arayarak sorularınızı görevlilerimize iletebilirsiniz.
    (e-Pasaport Çağrı Merkezi 15 Mayıs 2010 tarihinde hizmet vermeye başlayacaktır.)

4 Mayıs 2010 Salı

Sırtçantalılar da "seyahat özgürlüğü" istiyor!

240 üyesi olan SIRTÇANTALILAR Topluluğu da "seyahat özgürlüğü" bloğunu ve yüksek pasaport ücretlerine karşı yaptığımız mücadeleyi destekleme kararı aldı.

Seyahat özgürlüğünün yüksek pasaport ücretleriyle kısıtlandığına inanan topluluk kurucularından Onur İnal, yaptığımız yazışmada destek sözlerini şöyle ifade etti:"Sirtcantalilar Grubu olarak 240 uyemizle bu haksizliga karsi cikan her turlu girisime destek vermek isteriz. Bu girisimi ve websitesini tum uyelere bugun duyuracagim."


Sırtçantalılar Topluluğu'na destekleri için çok teşekkür ederim.

Bloğumuzun başka sivil oluşum ve gruplarla ilişki kurmasına siz de katkıda bulunabilirsiniz. Daha önce de vurguladığım gibi "seyahat özgürlüğü hakkı, hepimizin hakkı!". Bu hak dünyanın en pahalı pasaportlarıyla açıkça elimizden alınıyor.

Bloğumuza ilk kurumsal destek Gezginler Kulübü'nden gelmişti, bloğumuzu ve gelişmeleri onlar da takip ediyorlar ve bir de imza kampanyası için imza topladılar. Blog üyemiz ve kulüp üyesi Mehmet Erkan'ın Kulüp toplantısında yaptığı sunuştan bir fotoğraf yanda yer alıyor.

Bu arada Aylak İlsu "aylak ilsu'nun notları" adlı gezi bloğunda "seyahat özgürlüğü" bloğumuzu tanıttı ve destek verdi. Kendisine de tekrar teşekkür ederiz.

Son bir söz: Özgürlük ve haklar, ancak onlar için mücadele edenlere aittir.