30 Mart 2016 Çarşamba

PASAPORT ÜCRETİ ÖDEMEMEK İÇİN BİMER'E BAŞVURUN!

Aslında parasını ödediğiniz yeni pasaportlara tekrar ücret ödememek için siz de bir vatandaş olarak talepte bulunabilir ve yapılan haksızlığın düzeltilmesini Başbakan'dan isteyebilirsiniz.
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri(kişisel) olarak biz 11 Mart tarihinde BİMER'e başvurduk.
Aşağıda yer alan metni BİMER sistemi üzerinden ya da e-devlet hesabınızdan siz de Sayın Başbakan'a iletebilirsiniz. (Bu bir örnek istediğiniz biçimde değiştirebilirsiniz.)

İlgili link için tıklayın!

Sayın Başbakan,
5 yıl önce Türkiyede pasaportlar yüksek güvenlikli, dünya standartlarında, çipli ve biyometrik oldu. Resmi makamlar böyle açıkladı, 5 yıl içinde bütün pasaportlar değiştirildi. Şimdi aynı makamlar, parmak izi kaydedilebilen ve Avrupa Birliğinin vize muafiyeti çerçevesinde yeni kriterlerine uygun yeni pasaportlarla eski pasaportların değiştirileceğini açıkladı. Üstelik yeni pasaportların ücreti yine vatandaşlardan talep edilecek. Dünyada ve izlediğimiz kadarıyla AB'de bu süre içinde pasaportlar değiştirilmedi, yani aynı güvenlik durumu, çipler AB pasaportlarında 5 yıl önce de mevcuttu. Benim talebim 5 yıl önce pasaportların çipini parmak izi kaydedilebilen ve AB standartlarına uygun yüksek güvenlikli bir biçimde yapmayı düşünemeyenler kim ise yeni pasaportların ücretini o kişilerden ve yetkililerden tahsil edilmesidir. Millet 5 yılda bir verecek şekilde pasaport parası basmıyor. Yeni pasaportlar için, yeni defter ücreti ve harç ödemek istemiyoruz. Dünyanın en pahalı pasaport ücretini, harçlarını vatandaşlarından alan devlet, Anayasal ve temel insan hakkı olan seyahat özgürlüğü hakkını yeterince ihlal ettiği yetmiyormuş gibi, parası ödenmiş pasaportlar için tekrar ücret talep edileceğini Bakanlarınız açıkladı. (Bkz, Dışişleri Bakan yardımcısı Sayın Naci Koru, AB Bakanı Sayın Volkan Bozkır)) Pasaport devletin vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir, fahiş bir ücretle yurttaşlara satılamaz, parası ödenmiş bir pasaport geri alınıp tekrar ücret talep edilemez. Biz (Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri) devletin tüm ilgili makamlarından bu ihalesi yapıldığı söylenen yeni pasaportlar ortaya çıktıktan sonra bahse konu uygulamanın yapılmamasını, uygulamanın iptal edilmesini ve yeni pasaportların bedelsiz olarak değiştirilmesini talep ediyoruz. Bu konuda size de iletilmek üzere sosyal medyada bir imza kampanyası başlattığımızı bilginize sunmak isterim.
Saygılarımla.
Ad Soyad
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü

Aşağıda 11 Mart tarihinde BİMER'e yaptığımız başvurunun "serencamı"nı görebilirsiniz.


28 Mart 2016 Pazartesi

Türkiye'de Seyahat Özgürlüğü'nü, Cumhuriyet Gazetesi'nde yazdık.

Türkiye ve AB’nin 2013 yılında başlattığı vize muafiyeti olarak adlandırılan diyalog, sonunda 72 kritere bağlandı. Bu kriterler yerine getirilirse vizesiz Avrupa seyahatlerinin haziran ayı sonunda gerçekleşebileceği ileri sürülüyor.

Ancak bütün bu kriterler konuşulurken, Türkiye’de vatandaşların önünde temel bir engel oluşturan bir kriter hep atlandı. Biz Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri buna “73. Kriter: Seyahat Özgürlüğü Engellerini Kaldırmak...” diyoruz. Temelde kaldırılması için uğraş verdiğimiz büyük bir seyahat özgürlüğü engeli AB vizesi dışında, Türkiye ve AB tarafından görüşmelerde göz ardı edilen Türkiye’nin kendi vatandaşlarına koyduğu “vizeler” var. “Seyahat Özgürlüğü”, hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13’üncü hem de anayasamızın 23’üncü maddesinde düzenlenen temel bir hak. Ancak uygulamada, ülkemizde temel haklar kategorisinde bile kabul edilmiyor. Kamu otoritesinin istediği zaman keyfi bir biçimde sınırlama getirebildiği, elinizden alabildiği hatta yok sayabildiği bir “hak” niteliğinde.


Eşitsizlikler...
Ülke içinde örneğin bir kente ulaşım, kente girmek ya da çıkmak, sokağa çıkma yasakları hatta bir parka ne zaman girip ne zaman çıkacağınız dahil kolaylıkla kısıtlanabiliyor. Seyahat özgürlüğünün kolaylıkla yok sayılabildiği bir düzen ve zihniyet ile karşı karşıyayız. Öğrenciler ve yurtdışındaki yurttaşlarımız için yapılan son düzenlemeler, Türk vatandaşları için “seyahat özgürlüğü”nün yaygınlaşmasına değil, aslında daha da büyük eşitsizliklere ve haksızlıklara yol açtı.

En pahalı pasaport
Artık Harçlar Kanunu’nun harçtan muaf olanları düzenleyen 85. maddesinin 1. fıkrasına eklenen “Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara verilecek pasaportlar” bendiyle, 25 yaşına kadar tüm öğrenciler sadece pasaport defter ücreti ödeyerek 87,5 liraya pasaport alabilecekler. Türkiye’de dünyanın en pahalı pasaportunu kullanıyoruz. Dünyada ortalama 60-70 ABD doları, Avrupa Birliği’nde 60-70 Avro düzeyinde 10 yıllık çipli bir pasaport. Türkiye’de 620,6 lira. (yaklaşık 200 Avro) Bunun 87,5 lirası defter parası, geri kalanı harç. Pasaport bir “değerli kâğıt” olduğu için, harçlar yasasına tabi ve her yıl “yeniden değerleme” oranında “otomatik zam” geliyor. Dünyada her yıl otomatik zamlanan tek pasaport, T.C. pasaportu. 


Peki çözülmesi gereken 73. kriter, “seyahat özgürlüğü”nün önündeki engeller neler?
  • Yurttaşlarına dünyanın en pahalı pasaportunu satan devlet önemli bir genç kitleyi yüksek harçlardan korurken, büyük eşitsizliklere ve çelişkilere de yol açmaya devam ediyor. 6-7 yaşında bir öğrenci 87,5 liraya pasaport alırken, örneğin 5 veya 1 yaşındaki kardeşi aynı 5 yıllık pasaporta 621 lira ödemeyi sürdürecek.
  • Yasa gençler arasında “tahsilde olan/olmayan” ayrımı yapıyor.
  • Yurtdışında yaşayan bir vatandaş 100 Avro’ya devletin vatandaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesine sahip olabilirken, yurtiçindeki vatandaşlar aynı pasaporta yaklaşık 200 Avro ödemek zorunda kalıyorlar. 
  • Devlet daha 5 yıl önce yenilediği ve çipli, çok güvenli dediği pasaportları şimdi AB kriterlerinde güvenli değil diye tekrar yeniliyor. Üstelik parasını ödediğiniz pasaportların parasını yine bizden alarak.
Sorular...
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak soruyoruz: Biyometrik pasaportun içindeki çip dahil yaklaşık 15-20 liraya mal olduğunu Darphane yetkilileri açıkladı. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi için nasıl bu kadar fahiş bir ücret belirleyip, onlara “yurttaş” değil adeta “müşteri” muamelesi yapabiliyor? Vatandaşları arasında yeşil- bordo pasaport ayrımı yapan (Bütün dünya ülkelerinde 3 çeşit Türkiye’de 4 çeşit pasaport var), çocuklara 5 yıllık pasaportu 10 yıllık fiyatına satan, yurtdışı çıkış harcı alan devlet, bunca eşitsizlik ve ayrımcılık yetmiyormuş gibi, şimdi de “yeni haklar sağlıyorum” diyerek, yurtdışında yaşayanlar- yaşamayanlar, öğrenci olanlar-olmayanlar ayrımcılığı yapıyor ve parasını ödediğimiz pasaportu yeniden bize satarak neyi hedefliyor?


T.C. pasaportu yurttaşlarımızın uluslararası kimlik belgesi, nüfus cüzdanıdır. Asgari ücretin 1.300 lira olduğu bir ülkede 620,6 liraya pasaport “satılamaz”. Devlet yurttaşları arasında “ayrımcılık” yapamaz, anayasanın “kanun önünde eşitlik ilkesi”ni yok sayamaz. AB vize muafiyeti için sadece 72 kriter değil, 73. kriter de yerine getirilerek vatandaşlarımızın önündeki seyahat özgürlüğü engelleri kaldırılmazsa, bu muafiyet gerçekleşirse, sadece küçük bir azınlığa hizmet edecektir.

O. Suat Özçelebi
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri
Sözcüsü

26.03.2016

16 Mart 2016 Çarşamba

Yeni Pasaport Yeni Ücret Tepkinizi BİMER'e iletin.


Siz de #‎YeniPasaportaParaYok‬ Yeni Pasaporta Yeni Ücret Yeni Harç Ödemek İstemiyoruz!
diyorsanız bu konuda etkili yollardan biri de BİMER'i kullanmak...

Geçen hafta Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden de bu konuya tepkimizi ilettik, şu anda "talebimizi" İçişleri Bakanlığı'na ilettiler. Yanıtını bekliyoruz.
E-devlet uygulaması/hesabı üzerinden de herkes bu konudaki taleplerini iletebilir.

Tüm yurttaşlarımızı, gezginleri, seyahatseverleri, seyahat özgürlüğü gönüllülerini imza kampanyası metnimizde yer alan düşünceler doğrultusunda ya da kendi hissettiklerini BİMER'e ulaştırmalarını istiyoruz.

Parasını zaten ödediğimiz bir kimlik belgesine tekrar para ödememiz kadar anlamsız bir uygulama olamaz, bunu ancak hep birlikte hareket edersek önleyebiliriz.

Lütfen konuya duyarlı çevrenizi, tüm paydaşları da uyarın ve Anayasal, temel bir hak olan seyahat özgürlüğünü de ihlal eden bu uygulamaya tepki vermelerini sağlayın.


BİMER'e ulaşmak için lütfen tıklayın!

11 Mart 2016 Cuma

#YeniPasaportaParaYok Yeni Pasaporta Yeni Ücret Yeni Harç Ödemek İstemiyoruz!


5 yıl önce Türkiye'de pasaportlar yüksek güvenlikli, dünya standartlarında, çipli ve biyometrik oldu. Resmi makamlar böyle açıkladı, 5 yıl içinde bütün pasaportlar değiştirildi.

Şimdi aynı makamlar, parmak izi kaydedilebilen ve Avrupa Birliği'nin vize muafiyeti kriterlerine uygun yeni pasaportlarla "eski" pasaportların değiştirileceğini açıkladı.

Üstelik yeni pasaportların ücreti yine vatandaşlardan talep edilecek.

Şimdi diyoruz ki;

5 yıl önce pasaportların çipini parmak izi kaydedilebilen ve AB standartlarına uygun yüksek güvenlikli bir biçimde yapmayı düşünemeyenler kim ise yeni pasaportların ücretini o kişilerden ve yetkililerden tahsil edin.

Millet pasaport parası basmıyor.

Yeni pasaportlar için, yeni defter ücreti, harç ödemek istemiyoruz.

Dünyanın en pahalı pasaport ücretini, harçlarını vatandaşlarından alan devlet, Anayasal ve temel insan hakkı olan "seyahat özgürlüğü" hakkını yeterince ihlal ettiği yetmiyormuş gibi, parası ödenmiş pasaportlar için tekrar ücret talep ediyor.

Pasaport devletin vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir, fahiş bir ücretle yurttaşlara satılamaz, parası ödenmiş bir pasaport geri alınıp tekrar ücret talep edilemez.

Devletin tüm ilgili makamlarından bu uygulamanın iptal edilmesini ve yeni pasaportların bedelsiz olarak değiştirilmesini talep ediyoruz.

Yaklaşık 8 milyon pasaport sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını #yenipasaportaparayok etiketiyle imza kampanyamıza, sosyal medyada ve tüm mecralarda destek vermeye çağırıyoruz.

O. Suat Özçelebi

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri Sözcüsü

LÜTFEN İMZA KAMPANYAMIZA KATILIN!
#yenipasaportaparayok


9 Mart 2016 Çarşamba

73. Kriter T.C. Yurttaşlarının Seyahat Özgürlüğü

Suriye'deki iç savaş, Türkiye'yi 2,5 milyonun üzerinde bir göçmen/mülteci(geçici sığınmacılar ifadesi de kullanılıyor) akınıyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye insani perspektifi öne alarak bu göçmenlere kapılarını ardına kadar açtı. Ancak kısa bir zamanda hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin dış politikasındaki zaaflar ve öngörüsüzlükler de bu göçmen, mülteci akınını adeta körükledi.

Şimdi Avrupa kapılarına dayanan ve uzun zamandır Akdeniz'i büyük bir mülteci mezarlığına dönüştüren, uzun yıllardır yaşanmamış boyutta insani bir kriz ile karşı karşıyayız.

Türkiye, AB ile adeta pazarlık yaparak, (Başbakan buna "Kayseri pazarlığı" bile dedi) göçmenler/mülteciler karşılığında para, AB sürecinde ilerleme ve vize muafiyeti istiyor. Bu karşılıklı bir şantaja da dönüşen pazarlıktan, yıllar sonra çok fazla kişinin utanacağı çok açık, (Uluslararası Af Örgütü'nün çekincelerine bakmak yeterli, tıklayın) ancak şimdi kimse yaşananların ahlaki/insani boyutuyla ilgili değil, herkes "mülteci" ihalesini bir biçimde birbirinin üzerinde bırakmaya çalışıyor.



AB'nin pazarlıkta para ve süreçte ilerleme kartlarına evet dediğini, vize muafiyeti için ise yıllardır ileri sürdüğü 72 kriteri yine önümüze koyduğunu görüyoruz. Bu konuda Türkiye kendisini bir tampon bölgeye dönüştürecek olan Geri Kabul Antlaşması şartlarına her zamankinden daha istekli görünse de Haziran ayına hatta Ekim ayına kadar bu kriterlerin yetişmesi güç görünüyor. 

Kriterlerle ilgili Mart ayı itibarıyla tablo şöyle: AB'nin istediği kriterlerden 19'u tamam, 17'si hemen hemen bitmiş gibi, 21'inde iyi ilerleme ve kısmen tamamlanmış görünüyor, 12'si kısmen hazır, ancak 3'ünde henüz hiç ilerleme yok. 


Bu kriterlerin neler olduğu ve ne durumda olduklarını görmek için Al Jazeera ilerleme raporlarındaki metinleri karşılaştırarak, 72 kriteri, yerine getirilen 19 maddesi ve geri kalan 53 maddelik kriterlerin neler olduğunu belirledi.

73. Kriter
Ancak AB'ye uyum konusunda ilerlemeyi de ülkesinde zorunlu olarak kalan mültecilere kaynak/para ve yurttaşları için vize muafiyetine dönüştürmeye çalışan Türkiye, aslında 73. kriter diyebileceğimiz ve bu kriterlerin hepsinin önünde duran bir kriter konusunda uzun yıllardır adım atmıyor. O da kendi yurttaşlarına koyduğu "vizeler".

Türkiye başka ülkelerle sürekli kendisine koydukları vizeleri kaldırmaları için uğraşırken ısrarlı bir biçimde dünyanın en pahalı pasaportunu yurttaşlarına satmaya, her yıl pasaporta otomatik zam yapmaya, yurttaşları arasında yüksek harçlar, pasaportlar, yurt içinde yaşayan yaşamayanlar diyerek ayrımcılık yapmaya, çocuklarına 5 yıllık pasaportu 10 yıllık pasaport ücretine satmaya, dünyada benzeri olmayan yurt dışı çıkış harcını uygulamaya devam ediyor.

Biz Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak Türkiye'nin 72 kriterden önce, her vatandaşımızın hakkı olan bu 73. "seyahat özgürlüğü" kriterini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Anayasal ve temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak, adeta kendi vatandaşlarınızın önüne koyduğunuz "vizeleri" sona erdirmek, Türkiye'nin en az bu 72 kriteri yerine getirmesi kadar önemli, öncelikli ve üstelik daha kolaydır.

Bu adımlar atılmadan "seyahat özgürlüğü" konusunda kimsenin samimi olduğunu düşünmek mümkün değildir.