31 Aralık 2010 Cuma

BEKLENEN PASAPORT ZAMMI GERÇEKLEŞTİ!

DÜNYANIN EN PAHALI PASAPORTUNUN ÜCRETİNE  % 8 ZAM GELDİ.


Maliye Bakanlığı'nın, ''Değerli Kağıtlar Kanunu Genel Tebliği'' Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, pasaportlar için 50 lira olan değerli kağıt bedeli, yüzde 8'lik artışla 54 liraya yükseldi.

Ancak ülkemizde pasaport almak için sadece pasaport ücreti ödemiyorsunuz, bir de harç ödüyorsunuz harçlarla birlikte 5-10 yıllık biyometrik pasaportu artık 360 değil 388 TL'ye alacaksınız. 

Hatırlatmama gerek var mı, ZAMMA VE FAHİŞ ÜCRETE KARŞI İMZA KAMPANYAMIZ SÜRÜYOR: TIKLAYIN!

27 Aralık 2010 Pazartesi

“Turkey is applying visas to its own citizens.”

Bugün Hürriyet Daily News gazetesinin internet sitesinde "Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri"nin pasaport zammına karşı yürüttüğü kampanyayla ilgili bir haber röportaj yayınlandı. Gökhan Kurtaran'ın haberini lütfen okuyun: "Turkish civil initiative takes stand aganist passport-fee hike"


Yıl sonunda gerçekleşecek %7.7'lik pasaport zammına karşı tepkimizi hem kamuyouna hem de medyaya duyurmaya, bu konuda özellikle Maliye Bakanlığı'na sesimizi ulaştırmaya yönelik çabalarımızı yılın son günlerinde artırmaya çalışıyoruz.


Siz de hemen aşağıda örnekleri yer alan mektuplar veya bir başka şekilde Maliye Bakanlığı'na ulaşarak tepkinizi ve düşüncelerinizi iletebilirsiniz. Benim e-postamdan , faksımdan, telefonumdan ne olacak demeyin,1 kişi, 5 kişi, 5000 kişi farketmez, hepsi aynı değerde bir temel insan hakkı talebi.


Hakkınızı, "seyahat özgürlüğünüzü" talep edin!


Haberin linki için lütfen TIKLAYIN!

22 Aralık 2010 Çarşamba

Eski pasaportlar 1.Şubat.2011'den sonra uzatılmayacak.

Eski, yani biyometrik olmayan pasaportlar için yapılan son düzenlemeyle ilgili o kadar çok soru geldi ki aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunda kaldım.

Aslında yazının sonunda verdiğim linkte Dışişleri Bakanlığı'ndan Büyükelçi Sayın Naci Koru'nun açıklaması da bu konuya yeterli yanıtı içeriyor. Ancak en çok sorulan bir kaç soruya ben önden yanıt vereyim:

1. Eski pasaportlarımız 2011 başından itibaren geçersiz mi?

Hayır değil. Biyometrik olmayan eski pasaportlarınız daha önce uzatabildiğiniz 2015 veya başka bir tarihe kadar, eğer uzatmayı başardıysanız geçerli. Schengen ülkelerinin bu pasaportları kabul etmeme gibi bir durumu söz konusu değil. (10 yıldan eski olanlar hariç)

2. Peki geçersiz olan pasaport hangisi?

Aslında geçersiz olan bir pasaport yok. Sadece 1.Şubat.2011  tarihinden itibaren eski pasaportlar için bir uzatma işlemi yapılmayacak. Yani sadece bu durumda olanlar,  2011 Şubat ayında pasaportunun süresi dolanlar, bu tarihten itibaren yeni biyometrik (çipli) pasaport çıkartmak zorunda kalacaklar.

Dışişleri Bakanlığı'ndan Büyükelçi Sayın Naci Koru'nun açıklamasının detayları için lütfen şu linki tıklayın!

21 Aralık 2010 Salı

"Vize : sivil toplum diyaloğu önünde bir engel" peki ya pasaport ücretleri?

"Vize : sivil toplum diyaloğu önünde bir engel" bu başlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin (ABGS) Sivil toplum diyalog toplantılarının 4. sünde (11.12.2010-Cevahir Kongre Merkezi-İstanbul) oluşturulan bir çalışma grubunun ele aldığı konuydu. Bu grupta ben de "Genç Gönüllüler Derneği" adına bir "seyahat özgürlüğü gönüllüsü" olarak çalışmalara katıldım. Vize problemlerinin hemen her boyutu ele alınırken Türkiye'nin önce kendi ülkelerinde vatandaşlarına koyduğu "vize"yi gündeme getirmeye çalıştım: Fahiş Pasaport ücretleri...

Dünyanın en pahalı pasaportu olan T.C. pasaportu, bugün tüm yurttaşlarımızın önünde adeta bir vize uygulaması niteliğindedir. Toplantılarda gerek söz alarak gerekse sorularla konunun bu boyutunun da gündeme alınması için bir çaba harcadım. Bu gerçeğin hemen hiç kimse tarafından düşünülmediğini, hiç dikkate alınmadığını hatta tamamen görmezden gelindiğini büyük bir açıklıkla söyleyebilirim. Konuyu söz alıp gündeme getirdiğim zaman yüzlerde oluşan "şaşkın" ifadeler, her sözümün, örneğin ardından özellikle yönetim (ABGS) tarafında inip kalkan onaylayan baş hareketlerini gözlemlemek mümkündü...

Türkiye'nin önce pasaport ücretini dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirmesi gerektiğini, 5-10 yıllık biyometrik pasaport ücretleri içinde ciddi bir eşitsizlik yaratarak temel bir insan hakkı olan "seyahat özgürlüğünü" çiğnediğini anlattım. Anayasamızın 23. maddesinde güvence altına alınan bu hakkın, devlet tarafından yok sayıldığını, devletin vatandaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi için fahiş bir ücret talep ettiğini, dünyadan örneklerle aktardım.

ABGS ilgilileri ve toplantıyı yöneten akademisyenler, talebimizi not aldıklarını, "çok haklı" olduğumuzu ısrarla vurguladılar. Buna rağmen sonuç bildirgesine konuyla doğrudan ilgisi olmadığı için koyamayacaklarını belirttiler.Birçok katılımcı, STK temsilcisi de aynı yönde görüş bildirmesine rağmen Türkiye içindeki "vize" bu toplantıda resmi kayıtlara geçemedi. Belli bir farkındalık oluşturabilsek de STK'lar içinde de konuya çok yabancı bir kitle var. Herkes yapılan indirimle oluşan pasaport ücretine razı bir izlenim yaratıyor. Bu ücretin nasıl bir mücadele ile indirildiğini, sadece 6 ay önce 2 katı olduğunu tekrar hatırlatmak zorunda kaldım.

Ancak anlaşılan o ki hem bu yönde gerçekleşen toplantılara sürekli katılarak devlet yetkililerini bu gerçekle daha fazla yüzleştirmeli hem de STK'lar arasında özellikle  "insan haklarını" önemseyen, bu alanda çalışan örgütlerle ortak çalışmalar yapmalı, dayanışma göstermeliyiz.

Vize gerçekten Avrupa Birliği'ndeki sivil toplum ile diyaloğunun oluşması önünde somut ve "utanç" verici bir engel, ancak bu utançtan kurtulmak için önce başka bir utancı yenmemiz ve yurttaşlarımızın makul ücretlerle pasaport alabilmesini sağlamamız gerekiyor.

Seyahat özgürlüğü gönüllülerini alması gereken daha çok yol var. Yılmadan, bıkmadan temel insan hakları mücadelesi temelinde çalışmak gerekiyor. Seyahat özgürlüğünün temel bir insan hakkı olduğunu bilmeyen çok kişi var.

16 Aralık 2010 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü KÖLN Radyosu'nda....

Almanya'da yayın yapan Köln Radyosu "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" adlı imza kampanyamızı "pasaport biyometrik ücreti astronomik" sloganımızla dinleyicilerine duyurdu. 14 Aralık tarihinde yayınlanan program 3 dakika sürdü.

Alman radyosunda da yer alan programda dünyanın en pahalı pasaportuna karşı izlediğimiz kampanyayı anlattık, gerekçelerimizi dile getirdik.

Mehmet Uşkul'un hazırladığı  programın Köln radyosundaki podcast'ine ulaşmak ve radyo yayınını dinlemek için lütfen TIKLAYIN!

10 Aralık 2010 Cuma

İnsan hakları gününde haklarınızı isteyin!

Bugün 10 Aralık Dünya İnsan hakları günü, haklarınızı hatırlamanız için iyi bir vesile. Bu sayfalardan "seyahat özgürlüğü" için sürekli anonslar yapıyoruz. Üstelik insanların kendi haklarına bile kulaklarının ne kadar kapalı olduğunu bile bile...

İşte bir fırsat daha!

İnsan hakları günü'nde bu haklarınızı korumak için kurulmuş kurumlara haklarınızın durumunu, hesabını sorun! Elbette temel hakkınız seyahat özgürlüğünü de sorun.

Neden bana vermek zorunda olduğunuz resmi bir kimlik belgesi için dünyanın parasını istiyorsunuz?

Neden ben dünyanın en pahalı pasaportunu almak zorunda kalıyorum?

Neden bunu engellemek için bir şey yapmıyorsunuz? Bunun için uğraşması gereken bürokratlar yeşil pasaport aldığı için mi? Ben 360 TL öderken, her yıl pasaport harçları artarken, onlar sadece 50 TL pasaport ücreti ödediği için mi? Bu "ayrımcılık" değil mi?

Sorun, soru çok...

Ama pek soran, sormak isteyen de yok!

Unutma, sevgili arkadaşım SEN İNSANSIN!

 İnsan, sadece haklarıyla insan!

Hepimizin hakkı için, hep birlikte sormalıyız.

İşte Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın Facebook sayfası aşağıda, sorun!:
http://www.facebook.com/insanhaklari

3 Aralık 2010 Cuma

% 85 : "Pasaport Ücretleri Fahiş!"

Bloğumuzu ziyaret edenlere "pasaport ücretleri için ne düşünüyorsunuz?" diye sormuştuk. 9. ayın sonunda anketimizi sonuçlandırdık. Ankete katılanların %85'i  pasaport ücretlerinin fahiş olduğunu söylediler. Biz de bu sonuca çok şaşırmadık. Çünkü hala fahiş! Bir de üstüne yılbaşında % 7.7 zam yapacaklar.

Ankete bugüne kadar 2.235 kişi katıldı. İşte tüm sonuçlar:
Fahiş: %85
Çok yüksek %11
Yüksek %2
Normal%1
Ucuz %1

Şimdi yeni anketimizi yayınlıyoruz, hemen yan sütunda lütfen katılın.:

Dünyada 50 dolarlık Pasaport, Türkiye'de neden 225 dolar?

Hak verilir, alınmaz, zihniyeti.
Abi açız, ne pasaportu?
Böyle gelmiş böyle gider.
Pasaport zengin işi, ödesinler.
Temel insan haklarını bilmiyoruz.
Devlet babanın vardır bir sebebi.
Nasıl anlatsam bilemiyorum.

2 Aralık 2010 Perşembe

Zamma Karşı Kampanya için Örnek Mektup!

Sevgili Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

Tepkinizi ve düşüncelerinizi istediğiniz gibi iletebilirsiniz. Aşağıdaki mektup konuyla ilgili detayları kapsayacak şekilde örnek olması için hazırlanmıştır. Amacımız "seyahat özgürlüğü"nün temel bir insan hakkı olduğunun anlaşılması keyfi zamlara son verilerek, MAKUL BİR PASAPORT ÜCRETİNİN BELİRLENMESİDİR.. Lütfen Maliye Bakanlığı'na mektubunuzu yollarken ad-soyad ve iletişim bilgilerinizi de eklemeyi unutmayın. 

Maliye Bakanlığı'nın ilgili iletişim bilgileri:
Adres: Dikmen cad. No : 2 Dikmen / ANKARA
Faks: 0(312) 425 78 16

E postayı aşağıdaki adres üzerinden atabiliyorsunuz: 

ÖRNEK MEKTUP:

Otomatiğe bağlanmış
Pasaport Zammını
kabul etmiyorum!

Sayın Mehmet Şimşek,
Maliye Bakanı

Maliye Bakanlığı’nın yılbaşında pasaport ücretlerine yine zam yapacağı basın organlarında yer aldı. Harçlar kanunundan kaynaklanan otomatik pasaport zammını kabul etmiyorum.

“Seyahat özgürlüğü” Anayasamız ve evrensel insan hakları bildirgesi tarafından da güvenceye alınmış temel bir insan hakkıdır. Maliye Bakanlığı bu temel insan hakkını, dünyanın en pahalı pasaportlarını bize “satarak” elimizden almaktadır.

Çünkü Pasaport devletin yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesini onlara “satamaz”. Bakanlığınızın yaptığı gibi her yıl zam yapamaz! Türkiye Cumhuriyeti, yurttaşlarına “müşteri” muamelesi yapamaz!

Yılbaşında harçlar kanunu nedeniyle pasaportlara yapılacak %7.7’lik otomatik zammı kabul etmiyorum. Geri alınmasını istiyorum.

Yıl ortasında “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”nin de mücadelesiyle bakanlığınızın yaptığı % 50’lik indirime rağmen, 360 TL ile dünyanın en pahalı pasaportu olan 5-10 yıllık biyometrik T.C. pasaport ücreti, zamla birlikte 388 TL fiyatıyla iyice fahiş hale gelecektir.

Bakanlığınızın yılbaşında gerçekleştireceği % 7.7’lik yeni pasaport zammının geri alınmasını istiyorum. 2011 Evliya Çelebi yılında da Evliya Çelebi’nin torunları olarak Dünyanın en pahalı pasaportunu kullanmak istemiyorum. Bu talebimizi "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz imza kampanyası" ile de www.seyahatozgurlugu.com adresinde size duyurmaya çalışıyoruz.

Türkiye’de yaklaşık 225 dolar olan 5-10 yıllık biyometrik pasaport ücret ve harçlarının Dünya ülkelerinin ortalamasına çekilmesini, 50 dolara indirilmesini istiyorum.

Saygılarımla,

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü
Ad-SOYAD
İLETİŞİM BİLGİLERİ

Otomatik Zamma Karşı Kampanya Başlatıyoruz!



02. 12. 2010

Basın Bülteni

 

Otomatik Pasaport Zammını

kabul etmiyoruz!

 

Sayın Basın Mensupları,

 

Maliye Bakanlığı yılbaşında Pasaport ücretlerine yine zam yapacak. Biraraya gelen yüzlerce seyahat özgürlüğü gönüllüsü olarak her yıl yapılan bu otomatik zammı artık kabul etmiyoruz.


Pasaport devletin yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesini onlara “satamaz”. Her yıl zam yapamaz! Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, “müşteri” muamelesi yapamaz!

“Seyahat özgürlüğü” Anayasamız ve “insan hakları evrensel bildirgesi” tarafından da güvenceye alınmış temel bir insan hakkıdır. Türkiye Cumhuriyeti bu temel insan hakkını dünyanın en pahalı pasaportlarını bize “satarak” elimizden almaktadır.

Yılbaşında harçlar kanunu nedeniyle pasaportlara yapılacak %7.7’lik otomatik zammı kabul etmiyoruz. Yıl ortasında “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”nin de mücadelesiyle yapılan % 50’lik indirime rağmen, 360 TL ile dünyanın en pahalı pasaportu olan 5-10 yıllık biyometrik T.C. pasaport ücreti, zamla birlikte 388 TL fiyatıyla iyice fahiş hale gelecektir.

Yılbaşında gerçekleşecek % 7.7’lik yeni pasaport zammını kınıyor ve geri alınmasını istiyoruz. 2011 Evliya Çelebi yılında da Evliya Çelebi’nin torunları olarak Dünyanın en pahalı pasaportunu kullanmak istemiyoruz.

Türkiye’de yaklaşık 225 dolar olan 5-10 yıllık biyometrik pasaport ücret ve harçlarının Dünya ülkelerinin ortalamasına çekilmesini, 50 dolara indirilmesini istiyoruz. Kamuoyunu www.seyahatozgurlugu.com internet adresinde başlattığımız “seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz imza kampanyası”na katılmaya çağırıyoruz.

Tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri Adına
O. Suat Özçelebi
Serdar Temiz
Onur İnal

T: 0212 2665440   F:0212 2664991   E: seyahatozgurlugu@gmail.com
Kampanya sitesi: www.seyahatozgurlugu.com

15 Kasım 2010 Pazartesi

"Seyahat Özgürlüğü" TBMM'ye taşındı.

Mart ayından beri yürüttüğümüz kampanyanın, en önemli merhalesi pasaport ücretlerinde % 50'lik indirimin sağlanmasıydı. Birçok kişi bu indirimi yeterli gördü. Fakat biz seyahat özgürlüğü gönüllüleri olarak bu indirime rağmen "dünyanın en pahalı pasaportunu" kullanmaya devam ettiğimizi kamuoyuna duyurduk. Ve Eylül ayında da bir imza kampanyası başlattık.

İmza kampanyamızı sürdürürken,  ilk kez kampanyalarımızda sorduğumuz soruların TBMM'de de yankı bulduğunu öğrendik.

MHP Adana milletvekili Yılmaz Tankut, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a 13 Ekim tarihinde "seyahat özgülüğü ve pasaport gerçeğini" ortaya çıkarmayı hedefleyen bir soru önergesi verdi. 

Önergenin bizim açımızdan iki önemli noktası var: Birincisi Meclis'te kayıtsız kalınan bir konuda bir milletvekilimiz "kamuoyunun çabalarıyla biyometrik pasaport harçlarının indirildiğini" TBMM'de kayda geçirmiş oldu. İkincisi ve en önemlisi, bizim de sorduğumuz temel soruları iç tüzük gereği Başbakan'ın (hükümetin) en geç bir ay içinde (bir gün mutlaka :) yanıtlaması gerekiyor.

Sayın Yılmaz Aykut'un sorduğu sorular, şunlar:

1. Harçlar konusunda yeni bir düzenleme yapılması düşünülüyor mu?
2. Dünyadaki en pahalı pasaport ücretinin Türkiye'de olduğu iddiaları doğru mudur?
3. Pasaport harçları konusunda ülkemizden daha ucuz ve yüksek ücret uygulayan ülkeler hangileridir ve ücretler ne kadardır?

Seyahat özgürlüğü gönüllüleri olarak biz de bu soruların yanıtlanmasını ve dünyanın en pahalı pasaportunu kullanmaya mecbur bırakılan halkımızın gerçeklerle yüzleşmesini istiyoruz.

Üstelik kapıda yeni bir pasaport ZAMMI daha var!

Meclisteki vekillerimizin temel insan hakkımız seyahat özgürlüğü için mücadele etmelerini istiyor ve bekliyoruz...

Soru önergesine ulaşmak için TIKLAYIN!

5 Kasım 2010 Cuma

Seyahat Özgürlüğü Kampanyası, Alman Radyosu'nda...

Geçen ay sonunda Alman Radyosu "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyamıza ilgi gösterdi. Aradılar, randevulaştık, benimle, diğer "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"yle röportajlar yaptılar. 


Alman Radyosu'nda 1 Kasım tarihinde röportajlar yayınlandı. Yayında benimle ve seyahat özgürlüğü gönüllüsü Mehmet Erkan ile yapılan röportajdan bölümler, yorumlar yer alıyor. 


Röportaj sırasında kampanyayla ilgili bir çok soru yönelttiler. Bize internet üzerinden ulaştıklarını, kampanyamızı öyle duyduklarını belirtiler. Dünyanın en pahalı pasaportuna karşı, Türkiye'de "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin verdiği mücadeleyi anlattık, imza kampanyamızdan, sloganlarımızdan ve internet-sosyal ağ/medya üzerindeki diğer faaliyetlerimizden söz ettik. Almanya'da zamlı olarak verilmeye çalışılan yeni kimlik kartlarına karşı Alman kamuoyunun da tepki gösterdiğini, onlara neler söylemek istediğimizi sordular, bizim gibi direnmelerini, sonuç alana kadar kampanya yapmalarını istedik!


Bu yayın için Alman Radyosu'ndan  Mehmet Ukşul, Steffen Wurzel / Verena Schwald'a çok teşekkür ediyoruz.  Radyo yayını için lütfen TIKLAYIN!

4 Kasım 2010 Perşembe

YENİ PASAPORT ZAMMI KAPIDA, DİRENİN!

Haziran ayında pasaport ücretlerinde yapılan %50 indirim, dünyanın en pahalı pasaportuna sahip olan bizleri sevindirmişti. Hem verdiğimiz mücadelenin devlette bir yankı bulması hem de temel bir insan hakkı olan "seyahat özgürlüğü"nün belli bir düzeyde genişlemesinin sağlanacak olması başlı başına önemli gelişmelerdi.

Ancak bu indirim, "seyahat özgürlüğü" mücadelesine katkı ve destek veren yüzlerce, binlerce kişinin mücadeleden kopmasına yol açtı. Büyük bir çoğunluk yapılan indirimi yeterli gördü. Türkiye'de 225 dolar olan 5-10 yıllık biyometrik pasaportun dünya ortalama ücretinin  50 dolar olduğunu unuttu. Ve zannettiler ki bu indirim baki...

Türkiye'de bu konuda değişmeyen 4 temel gerçeğimiz var!

1. T.C. pasaportu hala dünyanın en pahalı pasaportu! ( Evet,  %50 indirime rağmen)

2. Pasaport, harçlar kanununa tabi  bir değerli kağıt, ne kadar indirim yapılırsa yapılsın, her yıl yeniden değerlendirme oranında otomatik zamma bağlanmış durumda.

3. Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır "sınırlandırılamaz". Ekonomik engeller çıkarılarak sınırlandırılmakta ve Türkiye'de temel bir insan hakkı gibi algılanmamaktadır. 

4. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu uluslararası kimlik belgesini onlara fahiş bir ücretle satmaktadır.

Bakın yeni zam kapıda! Üstelik zam oranları basına yansımaya başladı bile: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim ayı enflasyon verileri çerçevesinde vergilerin artışında kullanılacak yeniden değerleme oranı 2011 yılında yüzde 7.7 olarak uygulanacak. Böylece vergi, harç ve cezalar, Bakanlar Kurulu yetkisi kullanılmazsa yeni yılda yüzde 7.7 oranında artacak.

Ne olacak, mesela 5-10 yıllık pasaport harcı 310.-TL idi, 333.90.-TL'ye çıkacak! 50 TL olan pasaport ücreti, 53.85'e çıkacak.

Bu ücret artışı burada duracak mı? 

Hayır! 

Bu nedenle daha önce yaptığımız gibi Maliye Bakanlığı ve Başbakanlığa tepkilerimizi yine her mecradan, kanaldan iletelim. Dünyanın en pahalı pasaportunu bize layık görenlere, zamlara son vermeyenlere karşı sesimizi yükseltelim. DUR, diyelim.


Bu pasaport zammını ve bundan sonra gelecek zamları engelleyelim. Temel insan hakkımızı savunmak için hep birlikte direnelim!

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

2 Kasım 2010 Salı

İnsan Hakları Derneği kampanyamızı duyurdu!

İnsan Hakları Derneği, Seyahat Özgürlüğü İmza Kampanyası'nı web sitesinin duyurular bölümünde dün yayınladı.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur İnal'ın dernek yetkililerine ulaştırdığı basın bültenimize internet sitesinde yer veren Dernek, üyelerine imza kampanyası web sitemizi ve bloğumuzu da duyurdu:

"Seyahat özgürlüğü gönüllüleri" adlı bir grup tarafından internet ve geleneksel medya üzerinden bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanyaya ilişkin ayrıntılı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz. Seyahat Özgürlüğü "temel bir insan hakkı", ama T.C. Cumhuriyeti yurttaşlarının bu hakkını uzun yıllardır, yok sayıyor. Bu Anayasal hak, fahiş pasaport ücretleriyle yok ediliyor."

İnsan Hakları Derneği'nin imza kampanyası duyurusu ve ayrıntılar için lütfen TIKLAYIN!

1 Kasım 2010 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü YOU TUBE'da

Video paylaşım sitesi Vidivodo ve Dailymotion'dan sonra yasağın kalkmasıyla birlikte You Tube'da da "seyahat özgürlüğü" başlıklı kampanyamızın videolarının yer aldığı bir sayfa/hesap açtık.

Burada da diğer sitelerde yaptığımız gibi ayrıca "Seyahat Özgürlüğü" adıyla bir video grubu oluşturduk. Bu grupta  "seyahat özgürlüğü" ile ilgili bloğumuzda veya başka kişilerce yayınlanmış bütün videoları biraraya getirmeye çalışacağız. Radyo yayınlarına da yer vermeye çalışacağız.

Bu gruba üye olarak, yayınladığımız videoları izleyip yorum yazarak destek verebilir, eklenmesini istediğiniz film ve videoları bize önerebilirsiniz.
Lütfen tıklayınız: You Tube

30 Ekim 2010 Cumartesi

1000 imzaya doğru...

İmza kampanyamız yavaş gidiyor.

Bu bloğu ilk kurduğum zaman, gelen destek de çok sınırlıydı. Ancak 30-40 gün sonra destekleyenler sosyal ağda artmış, özellikle Facebook'da destekçi sayımız 2. aya girerken yüzlerce kişiye doğru hızla yükselmişti.

Şimdi de büyük bir çaba harcıyoruz, 73 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını doğrudan ilgilendiren bir insan hakkı ihlali, bir hak mücadelesinde imza verecek kişiler bulmak için...

Türkiye'de "seyahat özgürlüğü"nün temel bir insan hakkı olduğu algısının ne kadar sorunlu olduğu konusunda daha önce yazdım. T.C. yurttaşlarının hakları konusundaki "bilinç" sorunu ve sivil toplum, gönüllülük anlayışımızın henüz emekleme safhasında oluşundan da bahsetmiştim bu blogta...

İmza kampanyamız 1000 kişinin desteğini almak üzere, ancak özellikle T.C Kimlik numarası ile imza atabiliyor olmanın en az yukarda saydıklarım kadar kampanyanın önünde bir engel oluşturduğunu görüyoruz. Bu özelliği önemsemeyenler de var. Ancak büyük bir kitlede egemen olan şu: Güvensizlik...

Biz, seyahat özgürlüğü gönüllüleri olarak gerçek T.C yurttaşlarının imzalaması için bu özelliği kampanyaya ekledik. Üstelik yazılan numaranın, sadece devletin sisteminde kayıtlı nüfus bilgilerinin kontrolu amacıyla kullanıldığını, sitede veya her hangi bir yerde kimsenin kimlik numarasının saklanmadığını da yazdık, söyledik. Kimsenin bu numarayı ele geçirme şansı yok, çünkü imza kampanyası sitesinin hiç bir yerinde kimsenin T.C. kimlik numarası yok.

Biz bu özellikte ısrar edeceğiz, "güvensizliği" aşmanın farklı yollarını da deneyeceğiz, siteye daha fazla bu konuda açıklayıcı bilgi de koyacağız.

Ama şunu herkes anlamalı, eğer "seyahat özgürlüğü"nün hepimiz için bir Anayasal hak olduğuna inanıyorsanız, bu hakkın ihlalini ancak birlikte mücadele edersek engelleyebiliriz.

"Güvensizliği" aşmanın da aslında herkes için birçok yolu olabilir. Elbette, gerçekten bu konuda bir şeyler yapmak istiyorsanız...

Seyahat özgürlüğü imza kampanyası, imzalarınızı bekliyor.

21 Ekim 2010 Perşembe

Mehmet Şimşek Twitter'da yanıtladı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bugün Twitter'dan vatandaşların sorularını yanıtladı. Yaklaşık bir saat süren twitleşmede biz de 2 soru sorduk:


 @memetsimsek sayın bakan T.C. pasaportunun dünyanın en pahalı pasaportu olması konusunda ne düşünüyorsunuz? Üstelik yapılan indirime rağmen.


Bu soruya yanıt gelmedi...


@  hakkında desteğinizi bekliyoruz. Neden pasaportlarımız dünyanın en pahalı pasaportu? Saygılar


Yanıt:  Mehmet Simsek 
@serdar_temiz pasaport harçlarını bu sene %50 düşürdük.

Evet böylece sayın bakana imza kampanyamızı duyurma şansımız oldu. Ve daha önce onlarca mail, dilekçe, bilgi edinme kanunu aracılığıyla internet üzerinden talep ettiğimiz bilgilerin dışında, doğrudan bu konuyu sormuş, gündeme getirmiş olduk.

Umarım, diğer Twitter söyleşilerinde sorularımıza daha somut yanıtlar alırız. Lütfen Maliye Bakanına siz de sorun:

sayın bakan T.C. pasaportunun dünyanın en pahalı pasaportu olması konusunda ne düşünüyorsunuz? Üstelik yapılan indirime rağmen.

sayın bakan bu pasaport ücretleri temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğünü vatandaşlarımızın elinden almıyor mu?

18 Ekim 2010 Pazartesi

Hürriyet Gazetesi İmza Kampanyamızı duyurdu!

İmza kampanyamız bugün Hürriyet Gazetesi Seyahat Eki'nde "haber" olarak duyuruldu. Kampanya hakkında bilgiler verilirken, seyahatseverler, imza kampanyası sitesinde yer alan mektuba imza atmaya davet edildi.


Hürriyet Seyahat'te yer alan haber:


"Pasaporta indirim yetersiz seyahat özgürlüğümüzü istiyoruz
Bir grup gezginin mart ayında internette başlattığı “Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz” kampanyası ses getirmiş, pasaport ücretleri yüzde 50 oranında düşürülmüştü. Ancak seyahat severler, indirime rağmen hala TC pasaportunun en pahalısı olduğunu savunuyor ve kampanyayı sürdüyor. Bu kez www.seyahatozgurlugu.com adresinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilmek üzere bir mektubu imzaya açıldı."
Haberin devamı için lütfen tıklayın.


Ayrıca, Haber Erk internet haber sitesi ve Galata digital gazete de imza kampanyamızı hem duyurdular hem de okurlarını kampanyamıza katılmaya davet ettiler.

15 Ekim 2010 Cuma

HEDEF 72.529 İMZA!

Evet imza kampanyamızda hedef kişi sayısı belli oldu: 72.529

Eğer 72.529 kişinin desteğini alırsak, 12 Eylül'de Referandumda onayladığımız "seyahat özgürlüğü" değişikliğinden etkilenen 72.528 kişiyi 1 kişi ile geçeceğiz.

Neden 72.528 kişiyi geçmeye çalışıyoruz? Anlatayım:

Referandumda insanların büyük çoğunluğu belli polemiklere odaklanmış ya da içerikle hiç ilgilenmemişlerdi. Özellikle Anayasa Mahkemesi ve HSYK'da yapılan değişiklikler diğer maddeleri gölgede bırakmıştı. Kimileri diğer maddeleri, anılan bu iki maddenin geçmesi için bir tür "sos" olduklarını da iddia ediyordu.

Sonuçta ne olursa olsun, oylandı ve kabul edildi. İşte bu maddelerden biri de "yurt dışına çıkış yasağı" ile ilgiliydi. Örneğin bir iş adamının cüz'i miktarda bir vergi borcu olsa bile "idari" bir kararla yurt dışına çıkması engelleniyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2006'da Reiner kararıyla vergi borcundan dolayı yurt dışına çıkışın yasaklanmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bulmuştu. Eskiden bir idari karar yetiyordu, şimdi mutlaka hakim kararı gerekecek.

Kısaca, Anayasanın 23. maddesinde doğru ve haklı bir düzenleme yapıldı.

Peki bu kapsamda olan kaç kişi vardı: Milliyet'in haberine göre 72.528*

Yani biz bu değişikliği 72.528 kişi için yaptık. Sayının bu seviyeye gelmesini bekledik. Aslında 1 kişi bile bu durumda olsa farketmezdi. Yine yapılmalıydı. Çünkü "seyahat özgürlüğü" temel bir insan hakkıdır, hukuk dışı yollarla veya ekonomik gerekçelerle sınırlandırılamaz.

Ama Türkiye'de sadece 72.528 kişinin değil, onlar da dahil milyonlarca insanın temel insan hakkı olan ve Anayasamızın güvence altına aldığı "seyahat özgürlüğünü" ortadan kaldıran daha büyük bir hak ihlali var: Fahiş düzeyde yüksek olan pasaport ücreti ve harcı. O kadar yüksek ki Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu dünyanın en pahalı pasaportu yapacak kadar!

Şimdi biz "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" olarak diyoruz ki madem 72.528 kişinin hak ihlali için referandumla Anayasa'yı bile değiştiriyoruz. Milyonları temsil edecek 72.529 kişi için de yasal bir değişiklik yapabiliriz.  Hatta harcı düşürmek için sadece bir Bakanlar Kurulu kararı bile yetiyor!

Madem yıllardan beri çeşitli nedenler yurt dışına çıkışı engellenen yurttaşlarımızın önündeki engeli kaldırdık. Şimdi de onlar da dahil tüm yurttaşlarımızın önündeki asıl engeli, milyonlarca insan için "seyahat özgürlüğünü" sınırlayan fahiş pasaport ücretlerini dünya ortalamasına 50 dolar düzeyine indirelim!

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları eğitim, sağlık, seyahat, ziyaret veya hangi gerekçe ile olursa olsun, bırakın dünyayı görsün, komşularını görsün, başka hayatlar, kültürler, kentler ve doğal güzelliklerle karşılaşsın. O zaman göreceksiniz ülkemizdeki, (Mark Twain'in yıllar önce söylediği gibi) taassupla, ön yargılarla, hoşgörüsüzlükle baş etmek, ekilmeye çalışılan ayrımcılık tohumlarının yeşermesini engellemek çok daha kolay olacak.

HEDEF 72.529 İMZA!

Gelin kamu otoritesine, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza sesimizi duyuralım. 72.528 kişi için yaptınız, 72.529 kişi için de yapın diyelim.

Durmayın, imza kampanyamıza katılın. İmzalayın, imzalatın!

14 Ekim 2010 Perşembe

İmza Kampanyamız Gezikolik ve Gezi Alemi'nde

Gezmeyi sevenlerin buluşma noktası adıyla yayın yapan gezi sitesi gezikolik, seyahat özgürlüğü kampanyamızı haber olarak okurlarına duyururken, Gezi alemi tüm ziyaretçilerine imza kampanyamızı sitenin "tavsiye ediyoruz" bölümünde bannerımızla birlikte duyuruyor.

Gezikolik ve Gezi alemi ile birlikte kampanyamıza destek veren gezi siteleri ve bloglarının sayısı 100'e yaklaştı. İmza kampanyamızın sosyal ağda daha fazla kişiye ulaşması için lütfen gezi siteleri ve bloglarına kampanya bannerlerımızın konması için çalışın.

Seyahat özgürlüğüne önce seyahat hakkının bilincinde olan yurttaşlarımızın sahip çıkması gerekiyor. Bunun için bu kampanyayı her mecrada ama özellikle internette duyurmalıyız, her biri aslında birer seyahat özgürlüğü gönüllüsü olan seyahatseverleri haberdar etmeliyiz.

Gezikolik'teki haberin linki için lütfen tıklayın.


Gezi Alemi için lütfen tıklayın.

12 Ekim 2010 Salı

Fotogezgin.com'dan imza kampanyamıza destek

Gidemeyenlere, göremeyenlere, gezemeyenlere... sloganı ile uzakları yakın etmek, gezginlerin bilgi, belge ve anılarını tüm fotogezginler ile tanıştırma amacıyla kurulan fotogezgin sitesi seyahat özgürlüğü imza kampanyamıza destek verdi.


Kampanyamızı hem bir haberle duyuran fotogezginler, ayrıca imza kampanyamızın bannerına da üyelerinin ve ziyaretçilerinin sürekli ulaşabilmeleri için sitelerinde yer verdiler.


Seyahat özgürlüğü kampanyamızın en önemli paydaşlarından biri olan fotoğrafçı gezginlere teşekkür ederiz. Diğer sitesi ve bloğu olan gezginlerimizi de kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.


Fotogezgin.com adresine ulaşmak için lütfen tıklayın! 

8 Ekim 2010 Cuma

Yetinmek, güvensizlik, atalet, gönüllülük...

Seyahat özgürlüğü sayfasındaki bir yazı için ilginç bir başlık değil mi?

Ama kaçınılmazdı. Bu yazıya birçok kişinin hissettiğini düşündüğüm "duyguları" paylaşma isteği yol açtı. Baştan söyleyeyim bir şeyden vazgeçtiğim, geldiğimiz noktayı kabullendiğim falan yok. Ancak madem bunları düşünüyorum, madem birçok kişinin de ucundan kıyısından bu hissiyata sahip olduğu kanısındayım, yazmak istedim.

İmza kampanyamız başlayalı 20 gün oldu. (Daha dur bir ay bile olmamış, demeyin) Kampanya sayfamızda 480 imza var. Bu bloğu günde 30-40 kişi ziyaret ediyor. (tıklama değil ziyaretçi, 300 kişinin ziyaret ettiği günler de oldu) Facebook grubumuzda üye sayımız 13.300'ün üzerine ulaştı. Ayrıca Facebook sayfamızda 650 üyemiz daha var. Dailymotion ve vidivodo video sayfalarımızı ziyaret edip, filmleri izleyenleri sayısı 8.000'i geçti. Friendfeed ve Twitter'da zayıfız, henüz 100 kişiye ulaşmadık.

Bugüne kadar radyo, televizyon, gazete, dergi gibi geleneksel medya araçlarını da sıklıkla ve başarıyla kullandık. Kullanıyoruz. Toplumsal farkındalığı artırdık, belli bir stratejiyle bütünleşik bir iletişim/sosyal medya kampanyası yürüttük. Ancak kampanyamızı başarıya taşıyan "sosyal ağ"daki gücümüz ve etkililiğimiz oldu. Yüzlerce insan kamu otoritesine karşı taleplerini özellikle internet üzerinde yoğunlaşarak iletti. Ve pasaport harç ve ücretinde %50 gibi çok yüksek bir indirim yapılmasında ciddi pay sahibi oldular.

Gerçekten oldular, hep birlikte yaptık.

Pasaportun ücreti o kadar yüksekti ki, 5 yıllık bir pasaport 500 dolardı. Dünya ortalamasının 10 katıydı. Burada sağlanan %50'lik indirim, herkeste beklenmedik bir "şok" etkisi yarattı.

Ve şimdi görüyorum ki bu indirimin en büyük "etkisi", ciddi bir "kanaat etme" duygusunu, "yetinme, daha ne olsun" kültürünü açığa çıkarmak olmuş. Bir arkadaşım daha amiyane bir söz etti, onu da paylaşayım: "Abi baktılar iş büyüyor ve muhalefet yükseliyor, adamlar akıllı, milletin gazını öyle yüksek bir oranla aldılar ki, hem insanlarda başardık duygusu yarattılar, hem de hala çok fahiş olan bir ücreti koruma şansı elde ettiler. Tamam, daha ne olacak canım dedirttiler. Baksana şimdi gazetecilere de yeşil pasaport vereceklermiş. Sen bu konudan bahsedecek, yayınlayacak medya organını da biraz zor bulursun artık."

 Aslında, "seyahat özgürlüğü" konusundaki temel insan hakkı talebimizi daha da haklı ve zorunlu kılan da tam bu durum. "Biz buna boyun eğmeyiz" dememizi gerektiren...

4 aylık kısa bir sürede kazanılan başarı, temel bir insan hakkı ihlaline karşı sesini yükseltme isteğini, daha fazlasını başarma duygusunu tetiklemedi. Çünkü bu "duygu" insanları gerçekten harekete geçiren bir etken olarak varsa tetiklenebilir. Bu "farkındalık" kadar ve belki daha fazla toplumumuzda "insan hakları bilinci"nin yokluğu sorunu.

Ancak bu kampanya bu "sorunla" ve bu "soruna" rağmen yürümek zorunda. Eğer sadece "ücret" ise insanları motive eden, şimdi herkese şunu anlatmak, göstermek zorundayız: Pasaport ücreti şimdi yaklaşık 250 dolar, dünya ortalamasının neredeyse 5 katı. Makul mü? Yine değil, yine fahiş, yine çok yüksek!

Ama indirimin etkisi ve üstelik 5 yıllık fiyatına 10 yıllık biyometrik pasaport alabilme olanağına da kavuşulması, baştan destek veren birçok kişiyi pasaport ücretleri konusunda artık "ilgisiz/kayıtsız" kalabileceği bir noktaya çekmiş görünüyor.

İmza kampanyasına katılma konusunda "gerçek" kişilerden oluşan bir imza listesi olsun düşüncemizin de, katılımı sınırladığı yönünde yaygın bir kanı var. Kurduğumuz sistem, "KESİNLİKLE" T.C. Kimlik numaralarını saklamıyor. Sadece  imza atan kişinin gerçek kimliğini devletin sisteminden sorgulamak için kullanılıyor.Buna rağmen birçok kişi T.C. kimlik numarasını yazmaya çekindiğini ve güven duymadığını söylüyor.

Bir de kampanyaya başından beri büyük destek veren, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yaşayan "çekirdek grubumuzun" bir kısmı kimi "özel" kimi yukarıda da saydığım nedenlerle ciddi bir atalet içinde. Facebook grubumuzla da iletişim sıkıntısı yaşıyoruz. Çünkü Facebook, 5 bin kişiyi geçen gruplarda üyelere mesaj yollama uygulamasını kaldırıyor.

Bu hareket sosyal ağda büyümüş, başarıya ulaşmış bir sivil toplum hareketi.  Ve hareketi büyüten insanların en büyük becerisi, hiçbir beklenti içine girmeden kendi inisiyatifleriyle yaratıcı katkılar sunmaları, haklılığımıza inançla motivasyonlarını yüksek tutmalarıydı. Bu blogta yaktığım kıvılcımı, bir meşaleye dönüştüren, "seyahat özgürlüğü gönüllülerini" ortaya çıkaran da buydu. Çünkü bir sivil toplum hareketinde "gönüllülük", "gönlüm olursa" demek değildir. Haklarını bilen, cesaretle talep eden, sorumluluklarının bilincinde olan akıllı ve vicdanlı insanların buluşma noktasıdır, sivil toplum hareketleri.

Silkinmek, yaratıcı öneriler, inisiyatif kullanma, ön alma, proaktif  katkılar...

Şimdi de ihtiyacımız olan yine bunlar!

Anlamak ve anlatmak zorundayız: Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır ve fahiş pasaport ücretleri bu hakkımızı sınırlandırmakta, elimizden almaktadır. Yeşil pasaport uygulaması Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırıdır. Hizmet pasaportunun olduğu bir ülkede yeşil pasaport, bazı devlet memurları ve ailelerine sağlanan imtiyazdan başka bir şey değildir. Devlet tüm yurttaşlarına, eşit davranmak, yeşil pasaporta sağladığı olanakları vermek zorundadır.

Hakkımızı istiyoruz. Lütfen unutmayın: Hak verilmez, alınır!

29 Eylül 2010 Çarşamba

İmza Kampanyası TRT Radyo 1'de...

Dün Radyo 1'de "seyahat özgürlüğü imza kampanyamızı" konuştuk, duyurduk. Yaklaşık 20 dakika süren programda hem Bilişim Kurultayı'nda yaptığımız sunuşu hem de imza kampanyamızın gerekçelerini anlatma fırsatı bulduk.

TRT Radyo 1'de Renkli Anlar programına konuk olarak katıldım. Renkli Anlar hem yapımıcıları, sunucusu ve teknik ekibiyle gerçekten çok renkli ve sıcak bir program, samimi bir sohbet gerçekleştirdik. 14.05'de başlayan programda  20 dakika boyunca seyahat özgürlüğü, pasaport, gezginler, dünyadaki durum, Türkiye'deki ücretler ve imza kampanyamızın nasıl geliştiği, öyküsü gibi birçok temaya dokunarak ilerledik.

Ve 2011'de Unesco tarafından bir yıl boyunca anılacak büyük seyyahımız Evliya Çelebi'yi de tekrar anarak programı tamamladık.

Eğer Dailymotion'a format uyumsuzluğunu çözebilirsem radyo programını koyacağım.

26 Eylül 2010 Pazar

Pasaport alacak 700 gazeteci kim?

Cengiz Semercioğlu'nun Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde bugün "pasaport alacak 700 gazeteci kim?" adıyla yayımlanan yazısı aşağıda, lütfen dikkatle okuyun. Hem yeşil pasaporta karşı sürdürdüğümüz mücadelenin neden gerekli olduğunu anlayın, hem devletin pasaport konusunda yeni imtiyaz alanları yaratarak "eşitsizliği" nasıl artırdığını görün, hem de herkesin temel bir insan hakkı olan  "seyahat özgürlüğü"ne bakış açısındaki bilgisizlikleri ve ilgisizlikleri görün!

İşte o yazı:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın girişimiyle sporcular gibi gazetecilere de vize kolaylığı sağlayan gri pasaportlar verilmesi kararlaştırıldı.


Bu durumun medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyeceği aşikar...
Çünkü sadece 700 gazeteciye verilecek bu pasaportlar.
“Genel yayın yönetmenleri, Ankara temsilcileri, dış politika yazarları, diplomasi muhabirleri ile Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı izlemekle görevli muhabir, foto muhabiri ve kameramanlar” olarak sınır çizildi...
Hadi soruyu ilk ben sorayım:
Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı’nı izlemekle görevli olanlar gazeteci de, diğerleri değil mi?
Bir tek onlar mı yurtdışına sık seyahat ediyor?
Ekonomi servisleri, spor servisleri ve yan yayınlarda çalışan gazetecilerin yurtdışıyla hiç işleri yok mu?
Dış politika yazarı gri pasaport alacak, günlük siyaset yazarı alamayacak...
Hangi gazeteye, neye göre dağıtılacak pasaportlar?
Yandaş gözetilecek mi, muhaliflere verilecek mi?
500 bin satan Hürriyet’le, 50 bin satan Vakit’e aynı sayıda mı pasaport verilecek?
Arınç’ı, Başbakan’ı kızdıran haber yaptıkları zaman gazetecilerin elinden pasaportlar alınacak mı?
Ulufe dağıtır gibi dağıtılıp, ceza kesilir gibi toplanacak mı?
Neresinden bakarsanız bakın, tartışmaya açık bir konu.
Böyle ayrımcı kıstaslar yerine sarı basın kartı gibi belirgin, katı kurallar konmalıydı bu pasaport işine de...
“20 yıllık sarı basın kartı sahipleri alabilir” gibi...
Şimdi genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileri dışında herkesin pasaportu tartışmaya
açık olacak.
Önemli not: Sakın gri pasaport peşinde olduğumu sanmayın.
Sağ olsun bizim idaredeki arkadaşlar gri pasaporttan daha iyi çalışıyorlar. En az iki yıllık Schengen alıyorlar. Hiçbir vize sorunu yaşamadım bugüne kadar.
Benim itirazım, gri pasaport işinin gazeteciler arasında bir ayrıma dönüştürülmesinden...

Yazının linki için lütfen TIKLAYIN!