3 Kasım 2016 Perşembe

PASAPORTA YİNE ZAM!

Dünyanın otomatik zamlanan tek pasaportu olan T.C. pasaportu bu yıl da yeniden değerleme oranında zamlanacak. Bakanlar Kurulu, arttırma ve azaltma yetkisini kullanmadan yeniden değerleme oranını yüzde 3.83 olarak tescil ederse, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren pasaportlar da bu oran üzerinden zamlanarak yurttaşlara "satılacak."

Defter ücreti dahil pasaport harçları 6 aya kadar 199.2 liradan 206.82 liraya, 1 yıllık ücret 251 liradan 260.6 liraya, 4-10 yıllık ücretler ise 621.6 liradan 645.4 liraya çıkacak.

T.C pasaportu dünyanın en pahalı pasaportu olmasına rağmen her yıl otomatik olarak zamlanıyor. Dünyada ortalama 60 ABD doları AB'de ortalama 60 euro düzeyinde olan pasaport ücreti Türkiye'de aşırı yüksek.

Temelde bir kimlik belgesi olan pasaportun fahiş ücret ve harcı Türkiye'de milyonlarca aile için Anayasal hakları olan seyahat özgürlüğünü kullanmaları önünde çok ciddi bir engel oluşturuyor.

Bakanlar Kurulu'na elinde olan yetkiyi kullanarak zaten çok yüksek olan pasaport ücretlerini daha da yükseltmemesi için çağrı yapıyoruz.

Biz, "Pasaport Para Kapısı Değil, Bir Kimlik Belgesidir." diye haykırmaya, temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğü için mücadeleye, "otomatik pasaport zammına hayır" demeye devam edeceğiz.

19 Eylül 2016 Pazartesi

OHAL’DE YURTDIŞINA ÇIKMAK İÇİN HANGİ BELGELER GEREKİYOR?

OHAL ilan edildikten sonra yurt dışına çıkışta yeni uygulamalar yapılmaya başlandı. Bu konuda birçok soru gündeme geliyor. Resmi ağızdan yapılan açıklamalardan, bloglardan ve özellikle basında yayımlanan haberlerden bir derleme yaptık:

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'de 3 aylık bir OHAL (Olağanüstü Hal) ilan edildi. OHAL aynı zamanda yurtdışına çıkışta yurttaşlarımız için bazı kısıtlamaları ön görüyor. OHAL'de yurtdışına sorunsuz çıkabilmek için açıklanmış olan belgeleri hazırlamanız ve yurtdışı çıkış işlemlerinizi yaparken bu belgeleri yetkililere sunmanız gerekiyor. 

UMUMA MAHSUS PASAPORTA (BORDO) SAHİPSENİZ
ÖĞRENCİYSENİZ NELER YAPMALISINIZ?

Eğer öğrenci kaydınız bulunuyorsa yurtdışına çıkmadan önce okuduğunuz okuldan öğrenci belgesi almanız ve yurtdışı çıkışınızda yanınızda bulundurmanız gerekiyor.

ÖĞRETMENSENİZ YURTDIŞINA ÇIKMADAN ÖNCE NELER YAPMALISINIZ?

Bir kamu kuruluşuna bağlı öğretmen olarak çalışıyorsanız il veya ilçe milli eğitim müdürlüğünden ıslak imzalı bir “yurtdışına çıkmasında engel yoktur/ yurtdışına çıkmasına mani bir durum yoktur” ibareli yazıya/dilekçeye ihtiyacınız var.

ÇALIŞANLAR İÇİN NELER GEREKLİ?

Pasaport kontrolü esnasında yaptığınız iş sorulabilir ve bunu kanıtlamanız istenebilir. O nedenle işyerinizden aldığınız, izinli olduğunuza dair bir belge ve işyeri kimliğinizi yanınızda bulundurmalısınız. Sigorta dökümünüzü de yanınızda bulundurmanız almanız yararlı olacaktır, çünkü istenebiliyor.

İŞVERENLER İÇİN NELER GEREKİYOR?

İşverenlerin sahip olduğunuz işyerine ait belgeleri yanlarında bulundurmaları isteniyor, bazen bir kartvizit de yeterli olabiliyor, ama buna çok güvenmeyin. Resmi belgeleri yanınızda bulundurmayı unutmamalısınız.

EMEKLİLER ve AİLELERİ YURTDIŞINA ÇIKIŞTA NELER YAPMALI?

Emekliyseniz veya Bağkur’a bağlıysanız SGK dökümlerinizi yanınızda bulundurun. Devlet kurumundan emekliyseniz emekli olduğunuza dair bir kimlik kartı bulundurmanızda fayda var. Eğer emekli emniyet mensubu veya emekli asker, asker eşi / çocuğu iseniz yurtdışına çıkmasında bir engel yoktur bilgisini içeren bir belgeyi yetkililere sunmanız istenebiliyor.

YEŞİL PASAPORTA (HUSUSİ) VEYA HİZMET PASAPORTUNA (GRİ) SAHİP OLANLAR HANGİ BELGELERİ SUNUYOR?

Eğer hali hazırda aktif olarak kamuda çalışıyor ve yeşil pasaport bulunduruyorsanız OHAL döneminde olduğumuz için ilk olarak vize ihlal bölümüne gitmeli ve burada yapılacak olan GBT araştırmasından sonra yurtdışına çıkmanıza engel bir durum olmadığına dair bir belge ile birlikte pasaport, bilet ve vize kontrolünden geçmelisiniz.

Eğer yeşil pasaporta sahip ve emekliyseniz yine vize ihlal bölümüne gitmelisiniz. Ardından pasaport ve bilet kontrolüne girmeniz gerekiyor. GBT kontrolünüzde yurtdışına çıkmanıza engel oluşturabilecek herhangi bir şey bulunmadığı takdirde ve yurt dışına çıkış için gerekli belgeleri bulundurmanız durumunda uçuşunuzu sorunsuzca gerçekleştirebileceksiniz.

Eğer anne veya babanız sayesinde yeşil pasaporta sahip öğrenciyseniz, öğrenci belgesinin yanı sıra pasaportu almaya hak kazandığınız kişi çalışıyorsa bağlı bulunduğu il – ilçe müdürlüklerinden yurtdışına çıkışınızda bir engel olmadığını belirten RESMİ, ISLAK İMZALI bir yazı gerekiyor.

4-5 saat önce Havaalanında OLUN!

Son olarak da pasaport kontrolünde ekstra önemler alınmaya başlandığından ve yukarıda saydığımız belgelerin kontrolü yapıldığı için dolayı uzun kuyruklar oluşabiliyor. O nedenle uçuşunuzdan 4-5 saat önce yurtdışı çıkış evraklarınızla birlikte hava alanında bulunmanızı tavsiye ediyoruz.

Kaynak: PASAPORT POLİSİ açıklamaları, Hürriyet-Sabah Gazeteleri

5 Mayıs 2016 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü Engellenemez!*

Türkiye ve Avrupa Birliği’nin 2013 yılında başlattığı vize muafiyeti süreci, sonunda 72 kritere bağlandı. Bu kriterler yerine getirilirse Türkiye vatandaşlarının Avrupa’ya vizesiz seyahatinin haziran ayı sonunda gerçekleşebileceği ileri sürülüyor. Bu 72 kriter üzerinde çalışılırken temel seyahat özgürlüğü hakkı gözden kaçıyor. Seyahat özgürlüğü, hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13’üncü hem de Türkiye anayasasının 23’üncü maddesinde düzenlenen temel bir hak. Ne var ki özellikle yurt içindeki uygulamalarda, kamu otoritesinin istediği zaman sınırlanabiliyor hatta yok sayılabiliyor. 

Mart 2010 tarihinde yüksek pasaport harçlarına tepki göstermek için internette Suat Özçelebi’nin kurduğu Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri, çeşitli sloganlar ve kampanyalarla temel seyahat özgürlüğü hakkını savunuyor. Grubun en son güncel kampanyası, vize muafiyeti sürecinde pasaportların AB standartlarında yenilenmesinde yurttaşlardan istenen ücret... Mevcut pasaportlarına ödeme yapmış kişilerden tekrar para istenmesine karşı sosyal medyada #yenipasaportaparayok sloganıyla bir imza kampanyası düzenleniyor.


Seyahat özgürlüğü hakkı Türkiye’de sıkça göz ardı edilirken ülke içinde vatandaşlara adeta “vize” uygulanıyor. Örneğin bir kente gitmek, girmek ya da çıkmak, sokağa çıkma yasakları hatta bir parka ne zaman girip ne zaman çıkılacağı kolaylıkla kısıtlanabiliyor. Seyahat özgürlüğünün kolaylıkla yok sayılabildiği bir düzen ve zihniyet ile karşı karşıyayız. Hatta bu zihniyet o kadar egemen ki “turizm” konusunda yaşanan sıkıntıları gidermek için, “yurttaşların yurt dışı çıkışlarına sınırlama getirilsin”, “harçlar artırılsın” diyerek çözme heveslileri bile var. Benzer şekilde çok uzun yıllardır, yurt dışına çıkmak, seyahat etmek de büyük eşitsizlikler ve hak ihlalleri içeriyor. Yekililer, başka ülkelerin Türkiye’ye koyduğu vizelerden yakınırken, kendisi yurttaşlarına adeta yurt dışına çıkış “vize”si koymuş durumda.

Öğrenciler ve yurt dışındaki yurttaşlar için yapılan son düzenlemeler, Türk vatandaşları için “seyahat özgürlüğü”nün alanını bir yandan genişletirken, diğer yandan büyük eşitsizliklerin ortaya çıkmasına yol açtı. Yakın zamanda Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bir torba yasa değişikliği ile "Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara” harçsız pasaport alma hakkı getirildi. Bu, iktidar partisinin öğrencilere seçimlerdeki bir vaadinin yerine getirilmesiydi. Aynı biçimde yurt dışında yaşayanlar için de konsolosluklardan pasaport almak, yaklaşık yüzde 50 ucuzlatıldı, ortalama 100 avro düzeyine indirildi. Artık Harçlar Kanunu'nun harçtan muaf olanları düzenleyen 85. maddesinin 1. Fıkrasına eklenen "Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara verilecek pasaportlar" bendiyle, 25 yaşına kadar tüm öğrenciler sadece pasaport defter ücreti ödeyerek 87,5 liraya pasaport alabilecekler.

Bu önemli değişiklikler belli kesimlerde memnuniyet yaratırken, aslında var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirdi; Türkiye’de “seyahat özgürlüğü” konusunu kapsadığı gruplar açısından iyice tartışmalı bir hale dönüştürdü.

Dünyanın En Pahalı Pasaportu Türkiye’de


Türkiye’de dünyanın en pahalı pasaportu kullanılıyor. Dünyada ortalama 60-70 ABD doları, Avrupa Birliği’nde 60-70 avro düzeyinde 10 yıllık biyometrik/çipli bir pasaport Türkiye’de 620,60 Türk Lirası (yaklaşık 190 avro). Bunun 87,5 Türk Lirası defter parası, geri kalanı harç.

Pasaport bir “değerli kağıt” olduğu için aynı zamanda harçlar yasasına tabii ve her yıl “yeniden değerleme” oranında otomatik zam görüyor. Dünyada her yıl otomatik zamlanan tek pasaport, Türkiye Cumhuriyeti pasaportu.

Seyahat özgürlüğüne temelde en zıt uygulamalardan “yurtdışı çıkış harcı” da sadece Türkiye’de ödeniyor. Her çıkışta ödenen 15 TL’lik harcın kaldırılması için verilen yasa teklifleri, çok uzun zamandır anlaşılmaz bir biçimde bekletiliyor.

Son yasal değişikliklerle oluşan ve seyahat özgürlüğünü kısıtlayan durum şu şekilde:

Yurttaşlarına dünyanın en pahalı pasaportunu satan devlet önemli bir genç kitleyi yüksek harçlardan korurken, büyük eşitsizliklere ve çelişkilere de yol açmaya devam ediyor. 6 yaşında bir öğrenci 87,5 liraya pasaport alırken, örneğin 5 veya 1 yaşındaki kardeşi ya da arkadaşı aynı 5 yıllık pasaporta 620,6 lira ödemeyi sürdürecek.
Yasa gençler arasında “tahsilde olan/olmayan” ayrımı yapıyor.
Yurt dışında yaşayan bir vatandaş 100 avro’ya devletin vatandaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesine sahip olabilirken, yurt içindeki vatandaşlar aynı pasaporta yaklaşık 200 avro ödemek zorunda kalıyorlar.

#YeniPasaportaParaYok

Bütün bu eşitsizlikler AB ile yapılan 72 Kriter pazarlıklarında bir hak ihlali daha eklendi. Devlet, 72 kriter kapsamında vizesiz Avrupa için 2016 yılında bütün pasaportları değiştireceğini ve pasaport ücretini yine yurttaşlardan alacağını açıkladı. Aslında bu durum fark edilmeyen bir gerçeğin ortaya çıkmasına yol açtı. Meğer 5 yıl önce dünyanın en güvenli, biyometrik ve çipli pasaportları olarak tanıtılan ve 5 yıl içinde herkesin değiştirilen pasaportları AB standartlarında ve yüksek güvenlikli değilmiş, çiplerine parmak izi kaydedilemiyormuş.

Biyometrik pasaportun içindeki çip dahil yaklaşık 15-20 liraya mal olduğunu Darphane yetkilileri açıklamıştı. Bu maliyetlere rağmen, devletin yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi için fahiş bir fiyat belirleniyor, adeta yurttaşa müşteri muamelesi yapılıyor. Bu noktada yapılması gereken çok basit: Pasaport ücretinin tüm yurttaşlar için “defter ücreti” seviyesine çekilmesi; yeni pasaportların ücretsiz olarak değiştirilmesi; yurttaşlar arasında hiçbir ayrımcılık yapılmaması; çocuk pasaport ücretlerinin en az yüzde 50 oranında düşürülmesi; yeşil, bordo pasaport ayrımının ve yurt dışı çıkış harcının kaldırılması.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri, sosyal medyada ve ulaşabildiğimiz tüm mecralarda, bu haksız uygulamaya karşı bir kampanya yürütüyor: “Parasını ödediğimiz pasaportun parasını bizden alamazsınız, kim zamanında bu ihmali yapmış ve bu pasaportları AB standardında yapmamışsa pasaport paralarını onlardan tahsil edin” diyor.

Bu çerçevede Change.org sitesinde “Yeni pasaporta yeni ücret, yeni harç ödemek istemiyoruz! #YeniPasaportaParaYok” adıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’a iletilmek üzere bir imza kampanyası yapıyor. Kampanya detayları ve mektubu için www.seyahatozgurlugu.comsitesini ziyaret edebilirsiniz.

* Bu yazı Magma dergisi'nin internet sitesinde Mayıs 2016 tarihli12. sayısında yayımlandı. Lütfen tıklayın.

4 Mayıs 2016 Çarşamba

#YeniPasaportaParaYok Kampanyamıza bir destek de MAGMA'dan.

Yeryüzü dergisi Magma Mayıs sayısında bir sayfasını Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri'ne ayırdı ve #YeniPasaportaParaYok kampanyamıza destek verdi.

"Seyahat Özgürlüğü Engellenemez " başlığıyla AB ile vize muafiyeti sürecinde yenilenmek zorunda olan pasaportlarımızın daha önce ödediğimiz defter ücretini yeniden bizden talep eden devlete karşı yürüttüğümüz kampanyayı okurlarına duyurdu.

MAGMA'ya çok teşekkür ediyoruz.  

Gittikçe aralanan #VizesizAvrupa kapısının önünde adeta 73. kriter gibi kendi devletimizin önümüze diktiği temel seyahat özgürlüğü engellerine/vizelerine ve yeni pasaporta için istenen defter ücretine karşı hep birlikte #YeniPasaportaParaYok demeye devam ediyoruz.



20 Nisan 2016 Çarşamba

#YeniPasaportaParaYok kampanyasına destek verin

5 yıl önce tümünü değiştirip ama AB standartlarında yapmayı unuttukları pasaportları yeniden değiştirip, tüm pasaport sahiplerinden yeniden defter ücreti isteyecekler. Biz de bu defter ücretini yeniden ödemek istemiyoruz.

#YeniPasaportaParaYok etiketiyle tüm sosyal medyada, diğer mecralarda imza ve farkındalık artırma kampanyaları yaparak kamu otoritesini bu haksız kararından vazgeçirmeye çalışıyoruz.

Siz de bu kampanyada aşağıdaki bannerlerı, capsleri kopyalayarak kullanabilir, bu yanlış karardan devletin dönmesine çaba harcayabilirsiniz.

İmza kampanyası için TIKLAYIN!






14 Nisan 2016 Perşembe

BİMER'den yanıt: KANUN DEĞİŞİKLİĞİ GEREKİYOR.

BİMER'e yaptığımız 11 Mart tarihli "yenilenecek pasaportlardan ücret alınmaması" ile ilgili başvuruya, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü'nden 14 Nisan tarihinde bir yanıt geldi. (Mektup 8 Nisan'da yazılmış, 11 Nisan'da postaya verilmiş.)

Yanıtta özetle, pasaport 210 sayılı yasaya tabi bir "değerli kağıt"tır,"bir değerli kağıdın bedelsiz olarak verilebilmesi için bu konuda bir kanun hükmü olması" gerekir, "yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yenilenme işşlemleri de dahil olmak üzere pasaportların bedelsiz verilmesi mümkün bulunmamaktadır."  deniliyor.

Ancak bu değerli kağıdın daha 5 yıl önce bütün ülkede değiştirilirken, o zaman AB standartında yapılabilecekken neden yapılmadığının, biyometrik, çok güvenli diye herkesten alınan defter ücretini, yani o zamanki yöneticilerin/yetkililerin ihmalinin bedelinin şimdi neden yurttaşlara tekrar ödettirildiğinin yanıtı verilmiyor.

Eğer pasaport "defter bedelleri"nin alınmaması için bir kanun gerekiyorsa, 2 cümlelik bir kanun teklifiyle bu başarılabilir. Hatta dünyanın en pahalı pasaportu olan T.C. pasaportu değerli kağıt olmaktan çıkarılarak, her yıl otomatik zamlanması da engellenebilir.

Bunun için seyahat özgürlüğünün temel bir hak olduğunu kavramak ve "istemek" yeterli. 

Şimdi bunu gerçekleştirecek "seyahat özgürlüğü"nün Anayasal bir hak olduğunu bilen ve bu hakka sahip çıkan milletvekilleri arayacağız. Mücadeleye devam.


30 Mart 2016 Çarşamba

PASAPORT ÜCRETİ ÖDEMEMEK İÇİN BİMER'E BAŞVURUN!

Aslında parasını ödediğiniz yeni pasaportlara tekrar ücret ödememek için siz de bir vatandaş olarak talepte bulunabilir ve yapılan haksızlığın düzeltilmesini Başbakan'dan isteyebilirsiniz.
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri(kişisel) olarak biz 11 Mart tarihinde BİMER'e başvurduk.
Aşağıda yer alan metni BİMER sistemi üzerinden ya da e-devlet hesabınızdan siz de Sayın Başbakan'a iletebilirsiniz. (Bu bir örnek istediğiniz biçimde değiştirebilirsiniz.)

İlgili link için tıklayın!

Sayın Başbakan,
5 yıl önce Türkiyede pasaportlar yüksek güvenlikli, dünya standartlarında, çipli ve biyometrik oldu. Resmi makamlar böyle açıkladı, 5 yıl içinde bütün pasaportlar değiştirildi. Şimdi aynı makamlar, parmak izi kaydedilebilen ve Avrupa Birliğinin vize muafiyeti çerçevesinde yeni kriterlerine uygun yeni pasaportlarla eski pasaportların değiştirileceğini açıkladı. Üstelik yeni pasaportların ücreti yine vatandaşlardan talep edilecek. Dünyada ve izlediğimiz kadarıyla AB'de bu süre içinde pasaportlar değiştirilmedi, yani aynı güvenlik durumu, çipler AB pasaportlarında 5 yıl önce de mevcuttu. Benim talebim 5 yıl önce pasaportların çipini parmak izi kaydedilebilen ve AB standartlarına uygun yüksek güvenlikli bir biçimde yapmayı düşünemeyenler kim ise yeni pasaportların ücretini o kişilerden ve yetkililerden tahsil edilmesidir. Millet 5 yılda bir verecek şekilde pasaport parası basmıyor. Yeni pasaportlar için, yeni defter ücreti ve harç ödemek istemiyoruz. Dünyanın en pahalı pasaport ücretini, harçlarını vatandaşlarından alan devlet, Anayasal ve temel insan hakkı olan seyahat özgürlüğü hakkını yeterince ihlal ettiği yetmiyormuş gibi, parası ödenmiş pasaportlar için tekrar ücret talep edileceğini Bakanlarınız açıkladı. (Bkz, Dışişleri Bakan yardımcısı Sayın Naci Koru, AB Bakanı Sayın Volkan Bozkır)) Pasaport devletin vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir, fahiş bir ücretle yurttaşlara satılamaz, parası ödenmiş bir pasaport geri alınıp tekrar ücret talep edilemez. Biz (Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri) devletin tüm ilgili makamlarından bu ihalesi yapıldığı söylenen yeni pasaportlar ortaya çıktıktan sonra bahse konu uygulamanın yapılmamasını, uygulamanın iptal edilmesini ve yeni pasaportların bedelsiz olarak değiştirilmesini talep ediyoruz. Bu konuda size de iletilmek üzere sosyal medyada bir imza kampanyası başlattığımızı bilginize sunmak isterim.
Saygılarımla.
Ad Soyad
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü

Aşağıda 11 Mart tarihinde BİMER'e yaptığımız başvurunun "serencamı"nı görebilirsiniz.


28 Mart 2016 Pazartesi

Türkiye'de Seyahat Özgürlüğü'nü, Cumhuriyet Gazetesi'nde yazdık.

Türkiye ve AB’nin 2013 yılında başlattığı vize muafiyeti olarak adlandırılan diyalog, sonunda 72 kritere bağlandı. Bu kriterler yerine getirilirse vizesiz Avrupa seyahatlerinin haziran ayı sonunda gerçekleşebileceği ileri sürülüyor.

Ancak bütün bu kriterler konuşulurken, Türkiye’de vatandaşların önünde temel bir engel oluşturan bir kriter hep atlandı. Biz Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri buna “73. Kriter: Seyahat Özgürlüğü Engellerini Kaldırmak...” diyoruz. Temelde kaldırılması için uğraş verdiğimiz büyük bir seyahat özgürlüğü engeli AB vizesi dışında, Türkiye ve AB tarafından görüşmelerde göz ardı edilen Türkiye’nin kendi vatandaşlarına koyduğu “vizeler” var. “Seyahat Özgürlüğü”, hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13’üncü hem de anayasamızın 23’üncü maddesinde düzenlenen temel bir hak. Ancak uygulamada, ülkemizde temel haklar kategorisinde bile kabul edilmiyor. Kamu otoritesinin istediği zaman keyfi bir biçimde sınırlama getirebildiği, elinizden alabildiği hatta yok sayabildiği bir “hak” niteliğinde.


Eşitsizlikler...
Ülke içinde örneğin bir kente ulaşım, kente girmek ya da çıkmak, sokağa çıkma yasakları hatta bir parka ne zaman girip ne zaman çıkacağınız dahil kolaylıkla kısıtlanabiliyor. Seyahat özgürlüğünün kolaylıkla yok sayılabildiği bir düzen ve zihniyet ile karşı karşıyayız. Öğrenciler ve yurtdışındaki yurttaşlarımız için yapılan son düzenlemeler, Türk vatandaşları için “seyahat özgürlüğü”nün yaygınlaşmasına değil, aslında daha da büyük eşitsizliklere ve haksızlıklara yol açtı.

En pahalı pasaport
Artık Harçlar Kanunu’nun harçtan muaf olanları düzenleyen 85. maddesinin 1. fıkrasına eklenen “Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara verilecek pasaportlar” bendiyle, 25 yaşına kadar tüm öğrenciler sadece pasaport defter ücreti ödeyerek 87,5 liraya pasaport alabilecekler. Türkiye’de dünyanın en pahalı pasaportunu kullanıyoruz. Dünyada ortalama 60-70 ABD doları, Avrupa Birliği’nde 60-70 Avro düzeyinde 10 yıllık çipli bir pasaport. Türkiye’de 620,6 lira. (yaklaşık 200 Avro) Bunun 87,5 lirası defter parası, geri kalanı harç. Pasaport bir “değerli kâğıt” olduğu için, harçlar yasasına tabi ve her yıl “yeniden değerleme” oranında “otomatik zam” geliyor. Dünyada her yıl otomatik zamlanan tek pasaport, T.C. pasaportu. 


Peki çözülmesi gereken 73. kriter, “seyahat özgürlüğü”nün önündeki engeller neler?
  • Yurttaşlarına dünyanın en pahalı pasaportunu satan devlet önemli bir genç kitleyi yüksek harçlardan korurken, büyük eşitsizliklere ve çelişkilere de yol açmaya devam ediyor. 6-7 yaşında bir öğrenci 87,5 liraya pasaport alırken, örneğin 5 veya 1 yaşındaki kardeşi aynı 5 yıllık pasaporta 621 lira ödemeyi sürdürecek.
  • Yasa gençler arasında “tahsilde olan/olmayan” ayrımı yapıyor.
  • Yurtdışında yaşayan bir vatandaş 100 Avro’ya devletin vatandaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesine sahip olabilirken, yurtiçindeki vatandaşlar aynı pasaporta yaklaşık 200 Avro ödemek zorunda kalıyorlar. 
  • Devlet daha 5 yıl önce yenilediği ve çipli, çok güvenli dediği pasaportları şimdi AB kriterlerinde güvenli değil diye tekrar yeniliyor. Üstelik parasını ödediğiniz pasaportların parasını yine bizden alarak.
Sorular...
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak soruyoruz: Biyometrik pasaportun içindeki çip dahil yaklaşık 15-20 liraya mal olduğunu Darphane yetkilileri açıkladı. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi için nasıl bu kadar fahiş bir ücret belirleyip, onlara “yurttaş” değil adeta “müşteri” muamelesi yapabiliyor? Vatandaşları arasında yeşil- bordo pasaport ayrımı yapan (Bütün dünya ülkelerinde 3 çeşit Türkiye’de 4 çeşit pasaport var), çocuklara 5 yıllık pasaportu 10 yıllık fiyatına satan, yurtdışı çıkış harcı alan devlet, bunca eşitsizlik ve ayrımcılık yetmiyormuş gibi, şimdi de “yeni haklar sağlıyorum” diyerek, yurtdışında yaşayanlar- yaşamayanlar, öğrenci olanlar-olmayanlar ayrımcılığı yapıyor ve parasını ödediğimiz pasaportu yeniden bize satarak neyi hedefliyor?


T.C. pasaportu yurttaşlarımızın uluslararası kimlik belgesi, nüfus cüzdanıdır. Asgari ücretin 1.300 lira olduğu bir ülkede 620,6 liraya pasaport “satılamaz”. Devlet yurttaşları arasında “ayrımcılık” yapamaz, anayasanın “kanun önünde eşitlik ilkesi”ni yok sayamaz. AB vize muafiyeti için sadece 72 kriter değil, 73. kriter de yerine getirilerek vatandaşlarımızın önündeki seyahat özgürlüğü engelleri kaldırılmazsa, bu muafiyet gerçekleşirse, sadece küçük bir azınlığa hizmet edecektir.

O. Suat Özçelebi
Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri
Sözcüsü

26.03.2016

16 Mart 2016 Çarşamba

Yeni Pasaport Yeni Ücret Tepkinizi BİMER'e iletin.


Siz de #‎YeniPasaportaParaYok‬ Yeni Pasaporta Yeni Ücret Yeni Harç Ödemek İstemiyoruz!
diyorsanız bu konuda etkili yollardan biri de BİMER'i kullanmak...

Geçen hafta Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden de bu konuya tepkimizi ilettik, şu anda "talebimizi" İçişleri Bakanlığı'na ilettiler. Yanıtını bekliyoruz.
E-devlet uygulaması/hesabı üzerinden de herkes bu konudaki taleplerini iletebilir.

Tüm yurttaşlarımızı, gezginleri, seyahatseverleri, seyahat özgürlüğü gönüllülerini imza kampanyası metnimizde yer alan düşünceler doğrultusunda ya da kendi hissettiklerini BİMER'e ulaştırmalarını istiyoruz.

Parasını zaten ödediğimiz bir kimlik belgesine tekrar para ödememiz kadar anlamsız bir uygulama olamaz, bunu ancak hep birlikte hareket edersek önleyebiliriz.

Lütfen konuya duyarlı çevrenizi, tüm paydaşları da uyarın ve Anayasal, temel bir hak olan seyahat özgürlüğünü de ihlal eden bu uygulamaya tepki vermelerini sağlayın.


BİMER'e ulaşmak için lütfen tıklayın!

11 Mart 2016 Cuma

#YeniPasaportaParaYok Yeni Pasaporta Yeni Ücret Yeni Harç Ödemek İstemiyoruz!


5 yıl önce Türkiye'de pasaportlar yüksek güvenlikli, dünya standartlarında, çipli ve biyometrik oldu. Resmi makamlar böyle açıkladı, 5 yıl içinde bütün pasaportlar değiştirildi.

Şimdi aynı makamlar, parmak izi kaydedilebilen ve Avrupa Birliği'nin vize muafiyeti kriterlerine uygun yeni pasaportlarla "eski" pasaportların değiştirileceğini açıkladı.

Üstelik yeni pasaportların ücreti yine vatandaşlardan talep edilecek.

Şimdi diyoruz ki;

5 yıl önce pasaportların çipini parmak izi kaydedilebilen ve AB standartlarına uygun yüksek güvenlikli bir biçimde yapmayı düşünemeyenler kim ise yeni pasaportların ücretini o kişilerden ve yetkililerden tahsil edin.

Millet pasaport parası basmıyor.

Yeni pasaportlar için, yeni defter ücreti, harç ödemek istemiyoruz.

Dünyanın en pahalı pasaport ücretini, harçlarını vatandaşlarından alan devlet, Anayasal ve temel insan hakkı olan "seyahat özgürlüğü" hakkını yeterince ihlal ettiği yetmiyormuş gibi, parası ödenmiş pasaportlar için tekrar ücret talep ediyor.

Pasaport devletin vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir, fahiş bir ücretle yurttaşlara satılamaz, parası ödenmiş bir pasaport geri alınıp tekrar ücret talep edilemez.

Devletin tüm ilgili makamlarından bu uygulamanın iptal edilmesini ve yeni pasaportların bedelsiz olarak değiştirilmesini talep ediyoruz.

Yaklaşık 8 milyon pasaport sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını #yenipasaportaparayok etiketiyle imza kampanyamıza, sosyal medyada ve tüm mecralarda destek vermeye çağırıyoruz.

O. Suat Özçelebi

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri Sözcüsü

LÜTFEN İMZA KAMPANYAMIZA KATILIN!
#yenipasaportaparayok


9 Mart 2016 Çarşamba

73. Kriter T.C. Yurttaşlarının Seyahat Özgürlüğü

Suriye'deki iç savaş, Türkiye'yi 2,5 milyonun üzerinde bir göçmen/mülteci(geçici sığınmacılar ifadesi de kullanılıyor) akınıyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye insani perspektifi öne alarak bu göçmenlere kapılarını ardına kadar açtı. Ancak kısa bir zamanda hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin dış politikasındaki zaaflar ve öngörüsüzlükler de bu göçmen, mülteci akınını adeta körükledi.

Şimdi Avrupa kapılarına dayanan ve uzun zamandır Akdeniz'i büyük bir mülteci mezarlığına dönüştüren, uzun yıllardır yaşanmamış boyutta insani bir kriz ile karşı karşıyayız.

Türkiye, AB ile adeta pazarlık yaparak, (Başbakan buna "Kayseri pazarlığı" bile dedi) göçmenler/mülteciler karşılığında para, AB sürecinde ilerleme ve vize muafiyeti istiyor. Bu karşılıklı bir şantaja da dönüşen pazarlıktan, yıllar sonra çok fazla kişinin utanacağı çok açık, (Uluslararası Af Örgütü'nün çekincelerine bakmak yeterli, tıklayın) ancak şimdi kimse yaşananların ahlaki/insani boyutuyla ilgili değil, herkes "mülteci" ihalesini bir biçimde birbirinin üzerinde bırakmaya çalışıyor.



AB'nin pazarlıkta para ve süreçte ilerleme kartlarına evet dediğini, vize muafiyeti için ise yıllardır ileri sürdüğü 72 kriteri yine önümüze koyduğunu görüyoruz. Bu konuda Türkiye kendisini bir tampon bölgeye dönüştürecek olan Geri Kabul Antlaşması şartlarına her zamankinden daha istekli görünse de Haziran ayına hatta Ekim ayına kadar bu kriterlerin yetişmesi güç görünüyor. 

Kriterlerle ilgili Mart ayı itibarıyla tablo şöyle: AB'nin istediği kriterlerden 19'u tamam, 17'si hemen hemen bitmiş gibi, 21'inde iyi ilerleme ve kısmen tamamlanmış görünüyor, 12'si kısmen hazır, ancak 3'ünde henüz hiç ilerleme yok. 


Bu kriterlerin neler olduğu ve ne durumda olduklarını görmek için Al Jazeera ilerleme raporlarındaki metinleri karşılaştırarak, 72 kriteri, yerine getirilen 19 maddesi ve geri kalan 53 maddelik kriterlerin neler olduğunu belirledi.

73. Kriter
Ancak AB'ye uyum konusunda ilerlemeyi de ülkesinde zorunlu olarak kalan mültecilere kaynak/para ve yurttaşları için vize muafiyetine dönüştürmeye çalışan Türkiye, aslında 73. kriter diyebileceğimiz ve bu kriterlerin hepsinin önünde duran bir kriter konusunda uzun yıllardır adım atmıyor. O da kendi yurttaşlarına koyduğu "vizeler".

Türkiye başka ülkelerle sürekli kendisine koydukları vizeleri kaldırmaları için uğraşırken ısrarlı bir biçimde dünyanın en pahalı pasaportunu yurttaşlarına satmaya, her yıl pasaporta otomatik zam yapmaya, yurttaşları arasında yüksek harçlar, pasaportlar, yurt içinde yaşayan yaşamayanlar diyerek ayrımcılık yapmaya, çocuklarına 5 yıllık pasaportu 10 yıllık pasaport ücretine satmaya, dünyada benzeri olmayan yurt dışı çıkış harcını uygulamaya devam ediyor.

Biz Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak Türkiye'nin 72 kriterden önce, her vatandaşımızın hakkı olan bu 73. "seyahat özgürlüğü" kriterini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Anayasal ve temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak, adeta kendi vatandaşlarınızın önüne koyduğunuz "vizeleri" sona erdirmek, Türkiye'nin en az bu 72 kriteri yerine getirmesi kadar önemli, öncelikli ve üstelik daha kolaydır.

Bu adımlar atılmadan "seyahat özgürlüğü" konusunda kimsenin samimi olduğunu düşünmek mümkün değildir.

13 Şubat 2016 Cumartesi

Öğrencilere pasaport artık sadece 87,5 lira

Seçimlerde AK Parti tarafından öğrencilere vaat edilen "pasaport harcının kaldırılması" sözü yerine getirildi. 

10 Şubat tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan torba yasanın içinde bu konuyla ilgili 492 sayılı Harçlar Kanunu'na eklenen ek maddeye de yer verildi. 

Harçlar Kanunu'nun harçtan muaf olanları düzenleyen 85. maddesinin 1. fıkrasına eklenen "Tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış olanlara verilecek pasaportlar" bendiyle, 25 yaşına kadar tüm öğrenciler sadece pasaport defter ücreti ödeyerek 87,5 liraya pasaport alabilecekler.

Yurttaşlarına dünyanın en pahalı pasaportunu satan devlet önemli bir genç kitleyi yüksek harçlardan korurken, büyük eşitsizliklere ve çelişkilere de yol açmaya devam ediyor. 6 yaşında bir öğrenci 87,5 liraya pasaport alırken, örneğin 5 veya 1 yaşındaki kardeşi ya da arkadaşı aynı 5 yıllık pasaporta 621 lira ödemeyi sürdürecek.

En yakın zamanda bu büyük çelişkilerin ve eşitsizliklerin giderilmesi için pasaport ücretlerinin dünya ortalaması olan 60-70 dolar seviyesine çekilmesi ve gençler gibi çocuklara da indirimli pasaport verilmesi sağlanmalıdır.

Seyahat özgürlüğü Anayasal ve temel bir haktır, yurttaşlar arasında ayrım gözetilmeksizin uygulanmalıdır.