9 Mart 2016 Çarşamba

73. Kriter T.C. Yurttaşlarının Seyahat Özgürlüğü

Suriye'deki iç savaş, Türkiye'yi 2,5 milyonun üzerinde bir göçmen/mülteci(geçici sığınmacılar ifadesi de kullanılıyor) akınıyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye insani perspektifi öne alarak bu göçmenlere kapılarını ardına kadar açtı. Ancak kısa bir zamanda hem Avrupa Birliği'nin hem de Türkiye'nin dış politikasındaki zaaflar ve öngörüsüzlükler de bu göçmen, mülteci akınını adeta körükledi.

Şimdi Avrupa kapılarına dayanan ve uzun zamandır Akdeniz'i büyük bir mülteci mezarlığına dönüştüren, uzun yıllardır yaşanmamış boyutta insani bir kriz ile karşı karşıyayız.

Türkiye, AB ile adeta pazarlık yaparak, (Başbakan buna "Kayseri pazarlığı" bile dedi) göçmenler/mülteciler karşılığında para, AB sürecinde ilerleme ve vize muafiyeti istiyor. Bu karşılıklı bir şantaja da dönüşen pazarlıktan, yıllar sonra çok fazla kişinin utanacağı çok açık, (Uluslararası Af Örgütü'nün çekincelerine bakmak yeterli, tıklayın) ancak şimdi kimse yaşananların ahlaki/insani boyutuyla ilgili değil, herkes "mülteci" ihalesini bir biçimde birbirinin üzerinde bırakmaya çalışıyor.



AB'nin pazarlıkta para ve süreçte ilerleme kartlarına evet dediğini, vize muafiyeti için ise yıllardır ileri sürdüğü 72 kriteri yine önümüze koyduğunu görüyoruz. Bu konuda Türkiye kendisini bir tampon bölgeye dönüştürecek olan Geri Kabul Antlaşması şartlarına her zamankinden daha istekli görünse de Haziran ayına hatta Ekim ayına kadar bu kriterlerin yetişmesi güç görünüyor. 

Kriterlerle ilgili Mart ayı itibarıyla tablo şöyle: AB'nin istediği kriterlerden 19'u tamam, 17'si hemen hemen bitmiş gibi, 21'inde iyi ilerleme ve kısmen tamamlanmış görünüyor, 12'si kısmen hazır, ancak 3'ünde henüz hiç ilerleme yok. 


Bu kriterlerin neler olduğu ve ne durumda olduklarını görmek için Al Jazeera ilerleme raporlarındaki metinleri karşılaştırarak, 72 kriteri, yerine getirilen 19 maddesi ve geri kalan 53 maddelik kriterlerin neler olduğunu belirledi.

73. Kriter
Ancak AB'ye uyum konusunda ilerlemeyi de ülkesinde zorunlu olarak kalan mültecilere kaynak/para ve yurttaşları için vize muafiyetine dönüştürmeye çalışan Türkiye, aslında 73. kriter diyebileceğimiz ve bu kriterlerin hepsinin önünde duran bir kriter konusunda uzun yıllardır adım atmıyor. O da kendi yurttaşlarına koyduğu "vizeler".

Türkiye başka ülkelerle sürekli kendisine koydukları vizeleri kaldırmaları için uğraşırken ısrarlı bir biçimde dünyanın en pahalı pasaportunu yurttaşlarına satmaya, her yıl pasaporta otomatik zam yapmaya, yurttaşları arasında yüksek harçlar, pasaportlar, yurt içinde yaşayan yaşamayanlar diyerek ayrımcılık yapmaya, çocuklarına 5 yıllık pasaportu 10 yıllık pasaport ücretine satmaya, dünyada benzeri olmayan yurt dışı çıkış harcını uygulamaya devam ediyor.

Biz Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak Türkiye'nin 72 kriterden önce, her vatandaşımızın hakkı olan bu 73. "seyahat özgürlüğü" kriterini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Anayasal ve temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğü önündeki engelleri kaldırmak, adeta kendi vatandaşlarınızın önüne koyduğunuz "vizeleri" sona erdirmek, Türkiye'nin en az bu 72 kriteri yerine getirmesi kadar önemli, öncelikli ve üstelik daha kolaydır.

Bu adımlar atılmadan "seyahat özgürlüğü" konusunda kimsenin samimi olduğunu düşünmek mümkün değildir.

Hiç yorum yok: