29 Haziran 2010 Salı

Pasaport indirimi "mağdurları" için bir ara çözüm!


Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, bugün internet sitesinde pasaporların ücretlerinde yaşanan indirim dolayısıyla, daha önce yüksek ücret ödeyen ancak pasaportlarını teslim almamış olanlar için bir duyuru yaptı. Bazı mağdurlar paralarını geri alabilecekler.


Açıklama şöyle:
20.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile pasaport defter bedellerinin 50 TL'ye düşürülmesi nedeniyle, müracaatını yapmış ancak pasaport defterini henüz almamış olanlar; aşağıda belirtilen belgelerle müracaat etmeleri halinde yatırmış oldukları 138 TL defter bedellerinin iadesini isteyebileceklerdir:

1- Banka dekontunun aslı ve bir adet fotokopisi (Dekontun; müracaat ettiği Emniyet birimi tarafından, işleminin henüz tamamlanmadığı, karşılığında pasaport defterinin henüz verilmediği gibi bilgilerin yazılı olması, Emniyet biriminin adı, onaylayanın kaşe ve imzası bulunacak şekilde onaylanması ya da yukarıdaki hususları belirten Emniyet Müdürlüğü yazısı ve fotokopisi)

2- Dilekçe (İadesi istenen paranın yatırılacağı banka ve şube adı, IBAN nosu gibi bilgiler içermesi gerekmektedir.Örnek dilekçeyi buradan indirebilirsiniz.)

3- Nüfus Cüzdanının fotokopisi 

Yukarıdaki belgeler şahsen veya posta yoluyla aşağıdaki adrese ulaştırıldığında talep karşılanacaktır.
DUYURULUR.
Adres : Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü
           Saymanlık Müdürlüğü
           Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sokak No:55 34349
           Beşiktaş/İSTANBUL

28 Haziran 2010 Pazartesi

On5yirmi5.com "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"ne destek verdi!

Gençlik sitesi on5yirmi5.com sitesinin editörlerinden Pınar Yıldız "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" bloğumuz ve yürüttüğümüz kampanya ile ilgili olarak geçen hafta benimle bir röportaj yapmıştı. 


Bugün röportajı çok güzel bir içerik ve tasarımla sitelerinde yayınladılar. www.on5yirmi5.com sitesine kampanyamıza ana sayfalarından özel bir röportajla verdikleri destek için tüm Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri adına çok teşekkür ederim.


Röportaj şöyle başlıyor:

Dünyanın en pahalı pasaportunu kullandığımızı biliyor musunuz? Evet pahalı, üstelik diğer ülkelerle arada uçurumlar olan fahiş bir fiyatta! Peki bu neden böyle? Seyahat etmek bizim en doğal ve anayasal hakkımız olduğu halde, fahiş  fiyatlarla bu özgürlüğümüz neden kısıtlanıyor?Evliya Çelebi gibi dünyanın en önemli seyyahından birinin torunları olarak bu kadar pahalı bir pasaportu kullanmamız, üstelik bunun farkında bile olmamız biraz tuhaf değil mi? 
İşte hem bu trajik duruma bir dur demek hem de toplumsal farkındalık yaratmak için O. Suat Özçelebi Mart 2010 tarihinde "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" adlı blog ve Facebook grubu kurar. Bu blog üzerinden başlayan kampanya çığ  gibi büyür ve seslerini yetkililere duyurmayı başarırlar. Öyle ki internette başarılı olmuş tek somut örnektir bu kampanya! Çünkü kısa bir zaman önce pasaport fiyatları yüzde 50 indirilir. Ancak bu indirime rağmen Türkiye'deki pasaport  fiyatları hala dünyanın en pahalı pasaportlarıdır. Seyahat özgürlüğü gönüllüleri durmazlar ve bu ücretler, dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep ederler.
İşte biz de bu çağrıya kulak verdik ve okuyucularımızı konuyla ilgili bilginlendirmek için kampanyanın sorumlusu O.Suat Özçelebi ile bir röportaj gerçekleştirdik. İşte pasaport ve pasaport zamları hakkında herşeyi konuştuğumuz ve sizi  şaşkına uğratacak bilgilerin bulunduğu röportajımız...
Röportajın tümüne, On5yirmi5.com sitesine ulaşmak için lütfen: TIKLAYIN!

23 Haziran 2010 Çarşamba

Maliye Bakanlığı'ndan yanıt geldi!

Bloğu izleyenler biliyor. Mayıs ayı içinde "seyahat özgürlüğü" kampanyamız doğrultusunda hem Başbakanlık ve e-pasaport sitesine yönelik hem de Maliye Bakanlığı'na yönelik dilekçe ve bilgi edinme kanunu çerçevesinde e-posta ve faks kampanyaları yapmıştık.

7 Mayıs 2010 tarihinde, "1 haziran 1 fırsat" adlı yazımla Sayın Başbakan, Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere tüm yetkililere, açık bir çağrı yapmıştım:

"Buradan Sayın Başbakan, Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere tüm yetkililere, açık bir çağrı yapmak istiyorum: 1 Haziran 1 fırsattır. Gelin bu tarihte modern pasaportlara kavuşacak T.C. yurttaşlarına bu pasaportları edinebilme/kullanabilme şansı tanıyın. 1 Haziran gelmeden, pasaport harçlarını dünya ortalaması olan 45-50 dolar seviyesine düşürün.Bunun için bir yasa değişikliği gerekiyorsa şimdiden girişimde bulunun ki 1 haziran’dan önce bu harçlar düşürülsün ve kimse “biyometrik pasaport”lara yüksek harç edemek zorunda kalmasın. Anayasal ve temel insan hakkımız olan seyahat özgürlüğümüzü geri verin."

Ardından da 21 mayıs tarihinde başta sayın Başbakan olmak üzere Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları'na ekinde Dünya Bankası'nın çalışmasının da olduğu ayrıntılı birer mektup yollayarak, pasaport ücreti ve harçların "makul" bir düzeye indirilmesini talep etmiştim.

Bu mektuplara ilk yanıt, Maliye Bakanlığı'ndan geldi. Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek adına Daire Başkanı Ahmet Ünlü 14.06.2010 tarihli cevabi mektubunda şöyle diyor:
Sayı: B.07.0.GEP.0.06-622.01- 0639
İlgi:21/05/2010 tarihli yazınız 
İlgide kayıtlı yazıda; pasaport harç ve ücretlerinin dünya ortalamasının üzerinde olduğundan bahisle söz konusu bedellerin düşürülmesi talep edilmektedir. 
Söz konusu talebiniz yasal düzenleme gerektirmekte olup çalışmalarımızda değerlendirilmek üzere kayıtlarımıza alınmıştır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. 
Bakanlar Kurulu'nda yeni alınan indirim kararı dışında, ayrıca pasaport ücretlerinin dünya ortalamasına indirilmesi için bir "yasal" düzenleme yapılmaya çalışıldığı umuduna kapılabilir miyiz?

Ne dersiniz?

22 Haziran 2010 Salı

Taraf Gazetesi ve CNNTürk.com'a AÇIK TEŞEKKÜR!


Seyahat Özgürlüğü bloğunda başlayan kampanya yurttaşlarımızın ilgisi ve desteği, bazı basın yayın organlarının çabalarımıza destek vermesi ve konuyu ısrarla işlemeleri sonucunda bir sonuca ulaştı. Bir ilki hep birlikte başardık, diye düşünüyorum. %50 indirim çok ciddi bir başarı...

Bu sonuç basına yansıdığı zaman, 20 haziran tarihinde Facebook'da 11.000 bloğumuzda yüzlerce kişi pasaport ücretlerini düşürerek Anayasal haklarına sahip çıkmak için çaba harcıyordu. 4 aydır yüzlerce e-posta, faks, mektup, blog yazıları, bannerlar, haber-röportaj, TV programları ve ellerindeki her türlü iletişim aracını kullanarak, sorunun ve çözümün odağı olan Başbakanlık, İçişleri, Dışişleri ve Maliye Bakanlığı'na seslerini ulaştırdılar, taleplerini ilettiler.

Taleplerini aynı zamanda medyada da güçlü bir biçimde yansıttılar, toplumsal farkındalığı artırdılar...

Ve kampanya doğru bir strateji ile ulaşması gereken kanallara ulaştı, önemli ve somut bir sonuç elde edildi.

Ancak olanlar yine hemen oldu. Aylardır süren kampanya başarıya ulaşınca, bu konuda 3-4 haber yapmış, bazı basın organları "biz" yaptık, "biz başardık" diye ortaya döküldü. Daha da üzücü ve ibret verici olan binlerce kişinin emeğini yok sayıp her şeyi kendine mal edenler, bu emeği ısrarla "görmezden" de gelmeyi sürdürdüler. Kendilerine iletilen, soru soran, tepki maillerine "ibretlik" yanıtlar verdiler.

Bu konuda "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin hakkını teslim eden objektif tek haber, dün Taraf Gazetesi'nde yayınlandı.: 


"Pasaport ücretlerinin yüksekliği nedeniyle pasaport sahipleri internette harçların düşürülmesi için www.seyahatozgurlugu.com adlı bir site kurarak ücretlerin düşürülmesini istedi. Pasaport harçlarının yüksekliğine gösterilen tepkileri dikkate alan Bakanlar Kurulu, pasaportlarda yüzde 50’ye varan indirim yapıldı."

Ve yine bugün, bir gün gecikmeyle de olsa CNNTürk.com, bazılarına ders olacak nitelikte bir vurguyla "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin ve bu bloğun "seyahat özgürlüğü ve pasaport" konusunda hakkını teslim etti:

CNNTurk.com'un çok önemli notu: SeyahatOzgurlugu.blogspot.com'un başlattığı pasaport hareketi basının da desteğiyle ilk başarısını elde etti. Ancak hatırlatmak istiyoruz ki, bu "hıbır" veren basın organlarının dediği gibi Devletin bizlere bir lütfu ya da "hıbır" veren bazı sitelerin "Bir çaktık, gol oldu" mantığıyla attıkları başlıklarla gelen bir başarı değildir.Fahiş ücretlerle "kaz" yerine konulmak istenen halk sesini çıkarmış ve hakkını aramıştır. Basın kuruluşları olarak bizler bu seslerin kamuoyuna iletilmesi görevini üstlendik. Bazı "hıbır" siteleri indirimi aldık her şey bitti mantığıyla yan gelip yatışa geçebilirler."

Her iki medya organına da "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" adına çok teşekkür ederim.

Bu ülkede "görmezden gelmenin" şiddetine karşı örnek oldukları, hakkı teslim etmenin özellikle Türkiye'de çok cılız olan sivil toplum ve demokratik HAK ARAMA geleneğine nasıl büyük bir katkı sunabileceğini gösterdikleri için...

Herkes elbette öğrenecek, "hak verilmez, alınır!"

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

21 Haziran 2010 Pazartesi

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ BASIN AÇIKLAMASI



Dünyanın en pahalı pasaportlarında gerçekleştirilen indirim yeterli değil!

  • Oldukça yüksek görünen %50 indirime rağmen, dünyada hemen her ülkede verilen 5 yıllık pasaportlar içinde Türkiye’nin pasaport ücretleri hala “dünyanın en pahalı pasaportu” seviyesindedir.

  • Anayasal hakkımız seyahat özgürlüğünü çiğneyen yüksek pasaport ve harç ücreti uygulamalarını kınayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”, bu ücretlerin dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep etmektedir.

  • 500 dolardan, yaklaşık 225 dolar seviyesine indirilen 5 yıllık biyometrik pasaport ücretlerinin bile hükümetimizin yabancı ülkelerin Türkiye’ye koyduğu “vizeleri” kaldırma politikasıyla uyum içinde olduğunu düşünmüyoruz. Asgari ücretin 550 TL olduğu bir ülkede başbakanımızın dediği gibi “vatandaş cebine pasaportunu koyup” yine yurtdışına gidemeyecektir.

Değerli Basın Mensupları,

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ  dünyanın en pahalı pasaportlarına karşı aylardır yürüttükleri mücadelenin başarıyla sonuçlandığını kamuoyu ile paylaşmaktan onur duyuyor.

Yaklaşık 4 aydır başta internet ortamı olmak üzere tüm mecralarda Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü binlerce kişi indirim için çaba harcıyor.  Kurduğumuz blog, internet sitesi, gruplarla sosyal mecralarda resmi makamlara karşı yürüttüğümüz kampanyada ulaşılan sonucu yeterli görmüyoruz.

Mart 2010 tarihinde, O. Suat Özçelebi’nin kurduğu “seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz” adlı blog ve Facebook grubu üzerinde başlayan kampanya ile bugüne kadar yüzlerce e-posta, faks ve mektup, Sayın Başbakan, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı’na ulaştırılmıştır.  Anayasal hakkımız seyahat özgürlüğünü çiğneyen yüksek pasaport ve harç ücreti uygulamalarını kınayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”,  bu ücretlerin dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep etmektedir.

Dünyanın dört kıtasından katılarak, 11.000 kişinin destek verdiği bir aşamaya ulaştırdıkları kampanyalarıyla hem bloglarında hem de birçok basın ve yayın organlarında seslerini hükümete ve topluma duyurarak, toplumsal farkındalık yaratmak için çaba harcayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri” gelinen noktayı çok önemli, fakat yetersiz görüyor.

Oldukça yüksek görünen %50 indirime rağmen, dünyada hemen her ülkede verilen 5 yıllık pasaportlar içinde Türkiye’nin pasaport ücretleri hala “dünyanın en pahalı pasaportu” seviyesindedir. Hem pasaport hem de harçlarda yapılan “indirimi” bir “yaz sezonu indirimi” olarak değerlendiriyoruz.

Hükümetin kampanyamıza, sivil toplumun taleplerine karşı gösterdiği duyarlılığa teşekkür ediyoruz.

Yeni hedefimiz bu kez yeni hazırlanan pasaport kanunu ile birlikte bir “kış sezonu” indirimi daha yapılmasını sağlamaktır. Bu ücretlerin de %50 daha indirilmesini, sonuç olarak dünyada 5 ve 10 yıllık pasaportların ortalama ücreti olan 45-50 dolar seviyesine kadar pasaport ücretlerini düşürülmesini talep ediyoruz.

500 dolardan, yaklaşık 225 dolar seviyesine indirilen 5 yıllık biyometrik pasaport ücretlerinin bile hükümetimizin yabancı ülkelerin Türkiye’ye koyduğu “vizeleri” kaldırma politikasıyla uyum içinde olduğunu düşünmüyoruz. Asgari ücretin 550 TL olduğu bir ülkede başbakanımızın dediği gibi “vatandaş cebine pasaportunu koyup” yine yurtdışına gidemeyecektir.

Pasaport bize devletin vermek zorunda olduğu bir “kimlik” belgesidir. Bunu kar amaçlı satamaz, biz “Türkiye Cumhuriyeti’nin müşterisi değil, yurttaşıyız!” Devlet, vermek zorunda olduğu bir belgeyi yüksek harçlarla vergilendirip, Anayasal hakkımızı çiğneyemez.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri, başka ülkelerin vatandaşlarının ortalama 50 dolara aldığı pasaportların ücreti “makul” bir  düzeye ininceye kadar mücadelesine her mecrada devam edecektir.

Değerli basın mensupları

Yapılan bazı indirim haberlerinde “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”nin aylardır, özellikle internet üzerinde sosyal medyada sürdürdüğü sivil toplum hareketi görmezden gelinmiştir. Hatta kimi gazete ve TV’ler bu indirimi tamamen kendi yaptıkları haberlere bağlayabilmiştir.

Kuşkusuz bu medya organlarının yaptığı haberlerin etkisi büyüktür. Ancak 4 aydır binlerce kişinin yürüttüğü bir sivil toplum hareketine hakkını teslim etmemek, bu yönde çaba harcayan, hatta belki de yoğunlukla internette gerçekleştirilen ve başarıya ulaşan ilk “sivil toplum” oluşumunu ve kampanyasını görmezden gelmek, başka “demokratik mücadele” vermek isteyen yurttaşlarımızın cesaretini de kıracaktır.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri özellikle son bir aydır Hürriyet gazetesinde tam sayfa röportaj, Radikal 2 ekinde bir makaleyle, NTV ana haber bültenlerinde, TV8 sabah kuşağında, Taraf Gazetesi’nde, onlarca internet haber sitesinde, blogda, forumda haber–röportaj biçiminde demokratik mücadelelerini basın organlarıyla da paylaşmış ve yansıtmıştır. Hepsine katkıları ve destekleri için çok teşekkür ediyoruz.

Seyahat özgürlüğü gönüllüleri bu yüksek indirime rağmen, “durmak yok, yola devam” diyor,  seyahat özgürlüklerini geri istemeyi sürdürüyor!

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

20 Haziran 2010 Pazar

SONUÇ ALDIK!

Evet, sonuç aldık!

Kahvaltı ederken, yakın bir arkadaşımın telefonuyla ilk haberi aldım. Açıkcası önce şaka yapıyor sandım. Uzun zamandır pasaportlu şakaların sayısı artmaya başlamıştı:)

Sonra haber sitelerinde Bakanlar Kurulu'nun kararını görünce çok mutlu oldum. Müthiş bir babalar günü armağanı oldu.

Başarı, Anayasal haklarının bilincinde, ateşlenmek için kimi zaman küçük bir kıvılcım bekleyen yurttaşlarımızındır.

Ben bu kıvılcım olduğum için çok mutluyum.

Bakanlar Kurulu'nun yaptığı indirim oransal olarak çok yüksek: % 50 Fakat bu indirim bile bizi dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanmaktan kurtarıyor mu, inceleyeceğiz.

Ancak itiraf etmeliyim ki 4 aydır sürdürdüğümüz binlerce insanın katkı sunduğu kampanyamızdan bu kadar hızlı bir sonuç alınması ve yurttaşlarımızın taleplerine bu kadar hızlı yanıt verilmesi hem devletimizin ve hem de hükümetimizin çok değerli ve önemli bir örnek oluşturmasını sağlamıştır.

Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve Bakanlar Kurulumuza çok teşekkür ederim. Kendi adıma ve bu kampanyaya gönül ve destek veren herkes adına...

O. Suat Özçelebi

Bugün Resmi gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ve tebliğler için lütfen: TIKLAYIN!

18 Haziran 2010 Cuma

ONBİNLERE DOĞRU...

Dün gece Facebook grubumuz 10.000 kişiyi geçti. 

"Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz!"

"Dünyanın en pahalı pasaportunu kullanmak istemiyoruz!"

"Türkiye Cumhuriyeti'nin Müşterisi değil YURTTAŞIYIZ!" diyen binlerce kişi bu temel insan hakkı ihlalinin binlerce Türk vatandaşı tarafından  duyulması ve paylaşılması için çaba harcadılar.

Ve toplumsal farkındalık yaratmak için verilen mücadelenin ilk aşamasında, büyük bir başarı elde ettiler. 

Şimdi devletimizin, hükümetimizin bu sesi duyması ve gereğini yapması için çaba harcamaya devam edeceğiz. Evliya Çelebi'nin "torunları" olarak sesimizi daha da yükselteceğiz, daha çok yurttaşımıza ulaşacağız, sivil toplumu harekete geçireceğiz, medyayı uyandıracağız.

Anayasal hakkımız olan "seyahat özgürlüğü"nü geri alacağız.

Bloglarında, üniversitelerinde, gazetelerinde, arkadaş gruplarında, derneklerinde ve en değerlisi bireysel olarak zaman ve enerjisini hepimizin hakları ve özgürlükleri için harcayan tüm "seyahat özgürlüğü gönüllülerine" yürekten teşekkür ederim. 

Ne diyordu şair:
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…

17 Haziran 2010 Perşembe

Evliya Çelebi'nin Torunlarıyız...

2011 yılı UNESCO tarafından Evliya Çelebi Yılı ilan edildi. 


Dünyanın en ünlü seyyahlarından biri olan Evliya Çelebi 50 yıl süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini Seyahatnâme adlı eserinde toplamıştır. 


Dünyanın en ünlü gezginine sahip bir ülkeye, dünyanın en pahalı pasaportları hiç yakışmamaktadır. 


Hepimiz, Evliya Çelebi'nin "torunları" olduğumuzu unutmamalıyız. 2011 Evliya Çelebi yılı da hükümetin yüksek "pasaport harçlarıyla" ilgili atacağı adımlarda bir vesile ve dayanak oluşturacak güçtedir. Bizim devletimiz de bu harçlara bir son vererek, tüm dünyada olduğu gibi 5 ve 10 yıllık biyometrik pasaportlara yurttaşlarının makul ücretlerle ulaşmasını sağlayabilir.


Böylece yüksek pasaport harçlarıyla elimizden alınan Anayasal hakkımız çiğnenmemiş, yurttaşlarımızın seyahatlerinin önündeki birincil engel de ortadan kaldırılmış olur.


2011 yılı UNESCO Evliya Çelebi Yılı, tüm yurttaşlarımıza, seyahat özgürlüğü mücadelesine gönül veren herkese kutlu olsun!


Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur Cantimur'a Evliya Çelebi grafik çalışması için de teşekkür ederiz.

"Yorgo gel diyorsun da nasıl geleyim?"


Seyahat Özgürlüğü Gönüllülerinden Onur İnal'ın Ege'de Sonsöz Gazetesi'nde köşe yazarı Gönül Soyoğul ile paylaştıklarını keyifle okumanızı öneriyorum. Ben de "Gel demek kolay Yorgo, bir bilsen..." diyorum.:))

Yorgo gel diyorsun da nasıl geleyim?

“Gelmiyor/gelemiyor” diye diye getirince yazı… Üstelik daha şimdiden 38 derecelerle yanmaya başlayınca, her Türk evladı gibi, içimize bir ‘tatil kurdu’ düştü elbet.
Düştü düşmesine de can, bu kez ne yazlığın kapısını açmak (çünkü kapının içinde iş var), ne de ehven fiyatlı bir motele gidip kumsalda malaklar gibi yatmak istiyor…
Can, bu kez ‘seyahat’ istiyor.
Görülmemiş yerleri dolaşıp bir çocuk gibi ‘mu ni’leri ardı ardına dizmek istiyor.
Yeni yüzler görmek, yeni lezzetler tatmak istiyor.
Anladınız siz; bu can, bu yaz ‘keşif’ istiyor. Görülmemiş yerlere aşeriyor…
Hazır gitmişken, biraz da ‘denizaşırı olsun’ falan diyor.
*
Hem çok uzak değil, hem şimdiye kadar gidilmedik, hem fiyatı cep yakmayacak, hem de yurt dışı olacak neresi var?
KKTC değil. Çünkü orayı iki kez keşfetmişliğimiz var.
O zaman?
Bildiniz, Yunan adaları.
Hani şu Çeşme’den feribota atlayıp ver elini diyebileceğiniz Komşu sahil.
Üstelik fiyatlar süppperrrr cazip.
Üstelik ver kartı, böl dörde/beşe. Tatil bitsin, sen hala tatili öde!
3 gün bile olsa, kendini boğuluyor gibi hisseden ruhuma iyi gelecekse (ki geleceğini hissediyorum) varsın olsun.
Ver anasını satayım, ölümümüz kredi kartından olsun!
*
Ruh durumumdan Cemal Bey’i (kendileri eşim olur) haberdar edip “Çok uzun zamandır maaile bir yerlere tatili gitmiyoruz. Kıralım şeytanın bacağını, sen/ben/Oya/Cem, şöyle Yunan adalarına doğru uzanalım” dedim.
Bir hesap/kitap adamı olarak hiç ses çıkarmadı. Ne olmaz dedi, ne de olur…
Hayra yormamıştım sessizliğini ama içimdeki Polyanna, tüm aksi sesleri susturup ‘Dur bi bekle, adam belli ki maliyeti/olasılıkları hesaplıyor, yarın cevap verir sana’ diyordu.
Nitekim verdi de… Ama internetten.
Mailime Onur İnal isimli bir seyahatseverin mailini yollayarak.
Aile gibi olduğumuz için sizlerle de, paylaşmakta hiçbir mahsur görmedim.
Buyurun okuyun…
*
Turizmde yaz sezonu açıldı.
Turizmciler gazetelere boy boy ilanlar verip ‘Yunan adalarına uygun fiyatlı turları’teşvik ediyor, gazeteler de çeşitli haberlerle bu yazın modasının, ‘vizesiz Yunanistan’olacağını müjdeliyor.
Siz siz olun bu haberlere kanmayın.
“Üç-beş avroya gidip-geleceğiz komşuya” diye yanılgıya düşmeyin.
Neden mi? Çünkü madalyonun diğer yüzü var çoğu kimsenin göremediği:
Biyometrik Türk pasaportu için alınan astronomik ücret.
 
Vatandaşına Müşteri Gözüyle Bakan Devlet
 
1 Haziran itibarıyla “çiplendik” biz de.
Artık bizim de diğer 190 küsur ülke gibi ‘biyometrik/çipli’ pasaportumuz var.
Olması da gerekiyordu ve  iyi de oldu.
Ama gelin görün ki bizim çipli pasaportlar, dünyanın en pahalı pasaportları...
Dünyada biyometrik pasaport ücretleri 45-50 dolar civarında. Dünya Bankası’ndan David McKenzie’nin araştırmasına göre, pasaport ücreti 100 doların üzerinde sadece 9 ülke var. 
Bu 9 ülke vatandaşları arasında Türk vatandaşları 5 yıllık pasaport alabilmek için 333 dolar ödemek zorunda.
2007 yılındaki bu araştırmadan bu yana pasaport fiyatları daha da artarak 500 doların üzerine çıktı.
Türkiye, en yakın rakibi Lübnan’a pasaport fiyatlarında 300 dolar fark attı!
Biz pasaporta 500 dolar öderken; bakın, diğer devletlerin vatandaşları ne kadar ödüyor:
ABD vatandaşları 97 dolar,
İsviçreliler 87 dolar,
Yunanlar 84 avro,
Almanlar 59 avro,
İtalyanlar 45 avro,
Bulgarlar ise 20 avro ödüyor.
Ermenistan’da ise ücretsiz.
Üstelik bu fiyatların çoğu, 10 yıllık pasaport cüzdanı için!
 

16 Haziran 2010 Çarşamba

Seyahat özgürlüğü ve toplumsal farkındalık

15 gündür "seyahat özgürlüğü" ve "dünyanın en pahalı pasaportları"na sahip olduğumuz gerçeği ile kamuoyunu buluşturma konusunda ciddi adımlar attık. Özellikle Anayasal hakkımız olan "seyahat özgürlüğü"nün nasıl elimizden alındığını, geldiğimiz noktada bunun katlanılabilir olmaktan gittikçe çıktığını ayrıntılı bir biçimde birçok mecrada paylaştık.

Hürriyet, Radikal, Taraf Gazeteleri'nde, birçok internet haber sitesinde, bloglarda dün NTV Ana haber ve gece bülteninde, bugün TV8 kanalının sabah kuşağında hem kampanyamızı anlatma, hem "derdimizin" ne olduğunu açıklama fırsatları edindik. 

Bunların gücü ve etkisinin hemen ölçülebilmesi mümkün değilse de ilk ipuçlarının çok umut verici olduğunu söylemeliyim. Özellikle bloğumuzun ziyaretçi sayısı 9.000 kişiyi geçti, Facebook grubumuz 10 bin kişiye doğru gidiyor. Katılımcılar tepkilerini, görüşlerini dillendiriyor, önerilerde bulunuyorlar. Ve ilk Facebook "etkinliğimiz", "Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na soruyoruz" gayet başarılı sürüyor. Karşıdan içeriği belirsiz olsa da yanıt gelmeye başladı.

Kısacası, yoğun gündeme rağmen sorunla ilgili "toplumsal farkındalık" yaratma konusunda mesafe almaya başladık diyebiliriz. Yani ilk aşama başarıyla gerçekleşiyor. Ancak önemle vurgulamak gerekir ki yolumuz uzun, devletin karar vericilerinin, yani sorun ve çözüm odaklarının tepki/yanıt verme, çözüm üretme eşiğine gelmeleri için, her mecrada daha çok çalışmamız gerekiyor. 

Yılmadan, sabırla, neşeyle, bilgiyle, azimle...

15 Haziran 2010 Salı

Bugün NTV Haber Bültenlerindeyiz!



Bugün saat 15.30'dan sonra NTV haber bültenlerinde  yer alacağız. Az önce NTV muhabiri İhsan Aykın'a hem bloğumuzu, hem grubumuzu hem de "derdimizi" anlattım!

Seyahat Özgürlüğü'nün Anayasal bir hak olduğunu ve yüksek pasaport harçları ile bu hakkın artık çiğnenmeye başladığını, dünyada bu ücrette bir pasaport olmadığını vurguladım. Ayrıca yeşil pasaport ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili ücret farklılıkları üzerinde de durduk. Başbakandan talebimizi net olarak dile getirdik. Bu pasaport harçlarını kaldırın veya makul bir düzeye indirin.

NTV "seyahat özgürlüğü"ne yer veren ilk televizyon kanalı oldu.

Bugün TARAF'ta, yarın TV8'deyiz.


Taraf gazetesi bugün bloğumuzu ve kampanyamızı tanıtan bir haber yayımladı.

"Pasaport Haracına Tepki" adıyla büyük bir manşetle sunulan Ayşe tatlıcı'nın yaptığı haber-röportaj internet sitemizin tanıtımına ve yüksek pasaport ücretlerine karşı yürüttüğümüz kampanyayı duyuruyor.

Dünya ülkeleriyle, Türkiye'deki pasaport ücretlerinin karşılaştırmasına da yer verilen, haberde yüksek harçların adeta nasıl bir "haraç" haline dönüştüğü anlatılıyor.

Haberin linki için : TIKLAYIN!

Yarın sabah TV8'de, sabah programı TV8'de bu sabah programına konuk olarak katılacağım. saat 08.00'den itibaren "seyahat özgürlüğü"nü konuşacağız/anlatacağız. Herkesi ekran başına bekliyorum.

12 Haziran 2010 Cumartesi

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na soruyoruz!




Facebook Grubumuzda bir hafta sürecek ilk eylemimizi-etkinliğimizi yapıyoruz: Lütfen katılabilecek herkes katılsın.

Facebook grubumuzdaki etkinlik sayfası için :TIKLAYIN!

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na soruyoruz!

Tüm grup üyelerimiz Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na yönelik ve bireysel olarak şu talebi veya etkinlik sayfamızda yer alan düşünceleri kendi üslubuyla internet üzerinden aşağıdaki sayfaya iletebilir:

"Seyahat Özgürlüğü, Anayasamızın 23. maddesi ile de sahip olduğumuz temel bir insan hakkı. Ancak bu hakkımız uzun zamandır, dünyanın en pahalı pasaportları bize satılarak elimizden alınıyor. 5 yıllık pasaportun ücreti Dünya ülkelerinde ortalama 50 dolar, Türkiye'de 500 dolar. Bu açık bir insan hakkı ihlali. İnsan Hakları Başkanlığı milyonlarca insanımızı ilgilendiren bu hak ihlalini engellemek için neler yapmaktadır? Lütfen bilgi verir misiniz? "

Link:Facebook'da Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı

Önemli not: Sayfaya üye olmadan (beğenmeden) duvarına yazamıyorsunuz!

İnsan Hakları Başkanlığı'nın diğer iletişim bilgileri etkinlik sayfasında yer alıyor!


10 Haziran 2010 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü Twitter'da!

İletişim kanallarımızı artırıyoruz. Kamuoyundaki farkındalığı artırmak, farklı kanallardaki insanlarla buluşmak için, internetin popüler mecralarına da "seyahat özgürlüğü" kampanyamızı taşımaya çalışıyoruz.

Bundan böyle Twitter'daki hesabımızdan da bizi takip edebileceksiniz. Twitter'a "seyahat özgürlüğü" ile ilgili tüm haberleri, en sıcak gelişmeleri Twitleyeceğiz, umarım bunlar bir kuş cıvıltısı kadar mutluluk veren, güzel haberler olur.

Bloğumuzun sol sütununa "twitlerin" anında yansıyacağı "twitter updates" uygulamasını da ekledik.

Aşağıdaki linkten bize ulaşabilirsiniz:

http://twitter.com/seyahatozgurluk

Bizi Twitter'da da izleyin!

CNNTürk Beşir Atalay'a soruyor!

Beşir Atalay'ın pasaportlar konusundaki basın toplantısını canlı yayında izlemiş ve bir basın mensubunun bile "bu pasaportlar niye bu kadar pahalı?" sorusunu sormamasına ekran karşısında "PES! PES!" diyerek tepki göstermiştim. Facebook grubumuzda da bu tepkimi herkesle paylaşmıştım.


En sonunda CNNTürk dün sitesinde YENİ PASAPORTLAR konusunda can alıcı 5 soru yayınladı. Ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a yöneltti. Umarım sorular orada yayınlanmakla kalmaz. Doğrudan bir muhabir kanalıyla bakana yöneltilir! 


Hepimiz bu soruların yanıtlarını bekliyoruz. Ve ısrarla takipçisiyiz! 


5 soru şöyle:

1- Neden 5 yıl süreli bir pasaport almak isteyen Türk vatandaşı 754 TL ödemek zorundayken, "elin Almanı" 10 yıl süreli pasaport için 81 euro (160 TL) ödüyor?

2- Pasaportlara uygulanan fiyatlar yüksek tutularak alım gücü düşük olan T.C. Vatandaşlarının yurtdışına çıkış hakkı engellenmiş olmuyor mu? Ayrıca her T.C Vatandaşının Anayasal bir özgürlüğü olan seyahat etme özgürlüğü kısıtlanmış olmuyor mu? Bu durum Anayasa'ya aykırı değil mi?

3- Pasaportlar neden sadece Ankara'da üretiliyor ve çipler neden ta Almanya'dan alınıyor?

4- Türkiye'de 5 yıllık süre uzatım ücreti 616,30 TL'yken örneğin Türkiye'nin Irak'taki konsolosluğunda neden 127 dolar (200 TL)?

5- Eskiden çocuklar Aile bireylerinin pasaportuna kaydettirilebilirken şimdi neden 1 yaşındaki bebek için bile pasaport çıkartma zorunluluğu çıkarılarak ailelerin birlikte seyahat etme maliyeti artırılıyor?


Haberin Linki: TIKLAYIN!

8 Haziran 2010 Salı

Müşteri değil, Yurttaşıyız!

Radikal gazetesi'nin eki Radikal 2 de, 6 haziran tarihinde yayımlanan makalem aşağıda yer alıyor:


Afrika, Asya, Amerika hangi kıtada olursa olsun, tüm ülkeler yurttaşlarına 5-10 yıllık pasaportları ortalama 50 dolara sağlıyor. Türkiye ise 500 doların üzerinde bir ücret istiyor
1 Haziran itibarıyla artık bizim de dünyanın diğer ülkeleri gibi biyometrik/çipli pasaportlarımız oldu. Dünyada biyometrik pasaportu olmayan üç ülkeden biri Türkiye’ydi. Diğerleri Hindistan ve Bangladeş. Her türlü kimlik bilginizin bir çipte yer aldığı, güvenli, teknik standartları yüksek ve ülkelere giriş işlemlerinde büyük kolaylık sağlayan bu pasaportların Türk vatandaşları için diğer dünya ülkelerinin hiçbirinde olmayan büyük bir özelliği daha var: Dünyanın en pahalı biyometrik pasaportları bunlar.

Dünyanın en pahalısı
Dünyada biyometrik pasaport ücretlerinin ortalaması 45-50 dolar düzeyinde. Avrupa, Asya, Amerika hangi kıtada olursa olsun, tüm ülkeler yurttaşlarına 5-10 yıllık pasaportları ortalama bu ücretlerle sağlıyor. Türkiye ise 500 doların üzerinde bir ücret istiyor.
Bu konuda çarpıcı örnekler vermek mümkün. Pasaportların yaklaşık fiyatları ABD, Almanya ve Japonya’da 100, Danimarka ve Norveç’te 150, Kanada, Şili ve Fransa’da 75, Hollanda ve Portekiz’de 60, Brezilya’da 40, Çin’de 38, Mısır, Macaristan ve Arjantin’de 25, Venezuela ve İspanya’da 20, Hindistan ve Endonezya’da 22, Rusya ve Umman’da 15, Filipinler’de 10, Kenya’da 6, Lüksenburg’da 5 ABD doları. Ermenistan’da ise ücretsiz.
Çipli pasaportların tanıtımında İçişleri Bakanı Beşir Atalay şöyle dedi: “Pasaport hem bizim, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için hem de devletimiz için bir itibar ve saygınlık konusudur. Esasen bu vatandaşlığı simgeleyen belgelerin hepsi aynı özelliği taşıyor.” Ancak çok uzun yıllardır Türkiye, uyruğundaki herkese vermek zorunda olduğu bir resmi belgeyi, fahiş bir ücretle yurttaşlarına satıyor. Hem de her yıl fiyatını artırarak. Ürün tekeline sahip bir şirket gibi davranıyor, yurttaşlarına da eli mahkum bir müşteri gibi. Bu tutumun devletin itibarı ve saygınlığını ne kadar yaraladığını yetkililer nedense göremiyorlar.

Maliye Bakanlığı sorumlu
Harçlar kanununa göre gerçekleşen bu zamlarla beş yıllık bir pasaportun harcı 2010 yılında 616.30 TL’ye ulaştı. Buna 138 TL pasaport ücretini de eklediğiniz zaman 754.30 TL gibi dünyada bir benzeri daha olmayan bir ücrete/harca ulaşıyorsunuz. Bunun en önemli sebebi, Harçlar Kanununda her yıl otomatik bir zamma bağlanmış olan “değerli kağıtlarla” ilgili işlemlerin içinde pasaportlarında bulunması. Aslında pasaport ücreti 138 TL, ama Bakanlar Kurulu kararı ile Maliye Bakanlığı tarafından her yıl artırılan harçlar pasaportların ücretlerini çok yüksek bir düzeye taşıyor.

Yurtdışı ayrıcalığı
Yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın ödediği harç ve pasaport ücretleri, neredeyse yüzde 50 oranında daha düşük. Aslında bu haliyle bile ücretlerin yüksek olduğu gerçeği yine değişmiyor, ayrıca yurttaşlar arasında bariz bir ayrımcılığa yol açıyor. Türkiye’de yaşıyor olmak, daha yüksek ücretlerle cezalandırılmak anlamına geliyor. Örneğin 4-5 yıllık pasaport için yaklaşık 115 avro- 230 TL harç ödüyorlar, yurtdışında yaşayanlar. Türkiye’de ise 616,30 TL. Aradaki fark 386,3 TL.
Ayrıca yeni biyometrik pasaport uygulamasıyla birlikte gelen, her süre bitiminde yeni pasaport alma ve 138 TL ücret ödeme zorunluluğunun yaratacağı büyük mali külfeti ortadan kaldırmak için, pasaportların en az 5 ve 10 yıllık olarak düzenlenmesi gerekiyor. Yoksa bu durum, her yenilemede ek harç gibi pasaport ücreti ödemek zorunda bırakacak yurttaşlarımızı.
Yeni düzenleme ile çocuklarınızı artık pasaportunuza işletemiyorsunuz. Yaşı ne olursa olsun hepsi için ayrı pasaport çıkarmak zorundasınız. Türkiye’de dört kişilik bir ailenin toplam biyometrik pasaport ücreti/harcı (5 yıl için) 3.017 TL. Asgari ücretin neredeyse altı katı. Üstelik bu ücrete fotoğraf, ulaşım, yurtdışı çıkış harcı vb. harcamalar dahil değil.
Resmi bir görevi olmayan vatandaşlar bu ücretleri öderken, resmi yetkililer diplomatik pasaportların dışında dünyada benzeri görülmeyen, tamamen Türkiye’nin uydurduğu, bazı ülkelerde çeşitli vize kolaylıkları sağlayan yeşil pasaportu “harç” ödemeden ailelerini de kapsayacak şekilde kullanmayı sürdürüyor. Üstelik bu “eşitlik” ilkesine aykırı ve imtiyaz sağlayan uygulamanın çeşitli meslek gruplarına yaygınlaştırılması için hazırlanmış kanun teklifleri TBMM’de bekliyor.

İnsan hakkı ihlali
Ancak bir temel insan hakkı olan “seyahat özgürlüğü”nün yüksek pasaport ücretleriyle ihlali kimseyi ilgilendirmiyor. Kimi milletvekilleri de çeşitli meslek gruplarını yeşil pasaportun imtiyazlı alanına almak, onların vize işlemleri sırasında “rencide” olmasını engellemek için uğraşıyor. Kimsenin aklına böyle yaparak Türk vatandaşları arasında ayrımcılık yaptıkları ve “rencide” edilen kim olursa olsun, hepsinin T.C. vatandaşı olduğu gerçeği gelmiyor.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Anayasamızın 23. maddesinde temel bir insan hakkı olarak kabul edilen, yani her insanın doğuşundan itibaren kazandığı “seyahat özgürlüğü”nü Türkiye’de devlet, yüksek harçlarla yurttaşlarının elinden alıyor. Bu durum açık bir “insan hakkı ihlali”ne dönüşmüş durumda.
Bir hakkın varlığı, o hakkın kullanımı da güvence altına alındığı zaman bir anlam ifade eder. Bir hak, ancak kullanılabildiği sürece vardır. Ve “seyahat özgürlüğü”, her yıl otomatiğe bağlanmış harç “zamlarıyla” yurttaşlarımız için daha da ulaşılamaz bir noktaya doğru gidiyor.

Vizeden önce
Hükümet, Türkiye’ye karşı uygulanan vizelerin kaldırılması için, özel bir çaba harcıyor. Bu çok yerinde bir çaba. Çünkü Henley Vize Kısıtlamaları Endeksi’ne göre Türkiye vizesiz seyahat kolaylığında, tüm Avrupa ülkelerinin gerisinde kalarak, 89 ülke içinde 42. sırada yer alıyor. Ancak vizeleri kaldırma çalışması, eğer pasaport ücretlerinin düşürülmesiyle birlikte uygulanmazsa belli bir kesim dışında çok anlam ifade etmeyecek. Yüksek pasaport harçları, “seyahat özgürlüğünü” kullanmak isteyenler için imkansız hale getiriyor. Devlet, eğer pasaport harçlarını düşürmek için bir adım atmazsa, T.C. yurttaşlarına anayasal haklarına sahip çıkmak için hukuksal mücadele vermekten başka çare kalmıyor.

Makalenin linki: Radikal 2 için TIKLAYIN!

7 Haziran 2010 Pazartesi

EYVAH! Korkulan gerçekleşiyor



Biyometrik pasaporta geçişimizde bazı sorunlar yaşanacağını tahmin ediyorduk. Ama tahminlerimizin ötesinde sorunlar yaşanıyor. Paranızı denkleştirip dünyanın en pahalı e-pasaportunu almaya karar verdiğiniz zaman karşınıza "bazı sorunlar" değil daha fazlası çıkıyor. Bugün Habertürk Gazetesi'nde bu konuda korkulanların nasıl gerçekleştiğini gösteren bir haber var.

Altyapı hazır edilmeden bir hizmetin sunulamayacağını her zaman olduğu gibi yine yaşayarak öğrenemiyoruz. Bunu niçin bir türlü öğrenmez, öğrenemezler?

Nilay Örnek Habertük Gazetesi’nde "E bu ne biçim pasaport!" adıyla bugün yazdı:

E-pasaport sistemine geçtik’ diyen yalan söyler. 

Buradan sonra okuyacaklarınız 1 Haziran’da verilmeye başlandığı “iddia edilen” biometrik pasaportların “biyokimyamı bozuşunun hikâyesidir”. Okuyunuz, gülünüz, ağlayınız....

Yeni pasaport almam şarttı. e-pasaport.gov.tr adresine girdim, yapılması gerekenleri okudum, 0216 444 30 20 numaralı telefonu aradım.

Kibar bir hanım yeni pasaport için gerekenleri sıraladı, randevu verdi. Bir devlet “şeysi” bu kadar düzenli olur muydu? Şüphelenmem gerekirdi!

Durumu önce bir arkadaşım tecrübe etti ve “21’inde hayatta uçamazsın. Çipli pasaport işlemi yapılamıyor, ben pasaport süremi uzattım, geldim” dedi... Aradım “Sistemde arıza vardı. Birkaç saat içinde düzeltilir” dediler. Perşembe de cep telefonuma bir mesaj geldi: “Yarınki randevunuzu unutmayınız!” Cuma ilçemin emniyet müdürlüğünde yaşadıklarımı anlatmaya çalışayım.

- Biyometrik pasaport randevum vardı...

Polis: Biz randevu ile çalışmıyoruz!

- Nasıl yani? Randevu aldım.

Polis: Biz vermiyoruz o randevuyu, randevu altığınız yeri arayıp konuşun.

- Ne yani ben açıp sanal biriyle mi konuştum?

Polis: Yooo siz gelen kaçıncı kişisiniz. Eski usul pasaport işlemleri için de sabah gelip numara almanız gerekirdi. Numara saati bitti!

‘KİŞİSEL MEMNUNİYETİNİZ İÇİN!!!!’

Kamera neredeydi? Bu bir şaka olmalıydı, di mi? Bana randevu veren numarayı aradım:

- Randevuyla çalışmıyorlarmış; ne olacak?

- Kibar sesli hanım: Randevunuz saat 3’te.

- Zaten oradayım! İşinizi yapmıyoruz diyorlar.

- Garip kadın: Başka güne randevu verebilirim!

- Randevum zaten var! İş yapılmıyor!

- Daha da garipleşen kadın: Kişisel memnuniyetiniz için başka bir güne randevu verebilirim.

- Kişisel memnuniyet mi!!! (Böyle zamanlarda küfürsüz yetiştirildiğime öyle üzülüyorum ki!) 21’ine biletim alınmış, pasaportum yok, vizem yok. “5 ila 8 günde pasaportunuz
adresinize teslim edilir” dediniz! Gün ortası, işimden geldim. Siz bana “Randevu vermiyoruz” denen yere tekrar randevu vermekten bahsediyorsunuz! Birkaç gün sonrasına! Şaka mı bu ya!

GERÇEKTE NELER OLUYOR?

Bir “robot” olduğuna kanaat getirdiğim kadın bana bir kez daha “Şu anda yapabileceğim tek şey başka bir güne randevu vermek” dedi ki orada kendimden geçtim. Bu ve sonrasındaki diyaloglarım bana “hacca gitmek için yola çıkıp Konya Ovası’nda bırakılanların” ruh hallerini yaşattırdı.İşte size bu e-pasaport durumunun özeti:

- Öyle cumhurbaşkanına çipli pasaport vermekle olmuyor. “Çipli pasaport sistemine geçtik” deseler de uygulama yok yani ge-çil-me-miş.

- Ha biri size e-pasaport için randevu vermiş, ha karşılıksız çek yazmış! İnanın hiçbir farkı yok.

- e-pasaport sistemiyle ilgili, emniyet müdürlüklerinin görev tanımı genel müdürlüklerde yapılmış. Ancak kimin ne görev yapacağı ilçe emniyet müdürlüklerine sadece 1-2 gün önce bildirilmiş.

- Emniyet müdürlüklerinin çoğunda çipli pasaport işlemi yapmak için altyapı yok!