26 Temmuz 2010 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü "Sırtçantam" gezi dergisinde


Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur İnal "sırtçantam" adlı gezi kültürü dergisi için "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" adlı kampanyamızı anlatan bir yazı kaleme aldı:




‘Evliya Çelebi’nin Torunları 

Seyahat Özgürlüklerini Geri İstiyor’

Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi için herşey, bir gece rüyasında Hz. Muhammed'i görmesi ve ondan “şefaat ya Resulallah” diyerek şefaat isteyecek yerde, şaşırıp “seyahat ya Resulallah” demesiyle başlamış. Peygamberden ona gönlünce gezme, uzak ülkeleri görme imkanı verdiğini düşünen Çelebi ömrü boyunca da gezmiş.

2011 yılında 400. doğum yılını kutlayacağımız dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi'yi UNESCO ‘Man of the Year' yani ‘yılın şahsiyeti' ilan etti. The Young Foundation adlı kuruluş tarafından Londra'da, Avrupa Konseyi tarafından da Strazburg'da açılan sergilerle Evliya Çelebi'nin kültürler ve medeniyetler arasında kurduğu köprüye vurgu yapılıyor. Dahası, Avrupa Konseyi Evliya Çelebi'yi ‘insanlık tarihine damgasını vuran' 20 önemli şahsiyetten birisi olduğunu duyurdu. Kısacası Evliya Çelebi'nin seyyahlığı ve kültür tarihine katkısı tescillendi.

Peki, Evliya Çelebi'nin torunları olan bizler neden onun kadar seyahat etmiyoruz? Göçebe bir geçmişe sahip olan bizler dış dünyayı, başka diyarları merak etmiyor, diğer ülke vatandaşları kadar seyahat etmeyi sevmiyor olamayız? Peki o zaman ekonomik koşullar, sosyal, kültürel ve dini farklılıklar, yabancı dil bilgisinin çok yaygın olmaması mı seyahat etmemize engel? Ya da vize gibi uygulamalarla örülen duvarlar mı?
Yeryüzünün En Pahalı Pasaportu Bizde!
Toplumda yaygın olan kanaat, Türk vatandaşlarının seyahat etmesinin önündeki en büyük engelin alması maddi manevi külfet olan ‘vize'ler olduğu biçiminde. Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin vatandaşların özgürce dolaşımını engellediği yanlış değil. Bugün dünya ülkelerinin % 80'i umumi pasaporta sahip Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Vize için bir yığın belgeyi toplamak, kuyruklarda beklemek, konsolosluk görevlilerince hor görülmek insanı canından bezdiriyor. Her seferinde “ben bu vizenin…” diyoruz, ama bize en çok eziyet eden AB ülkelerine seyahat ediyoruz. Ama bize vize uygulamayan ülkelere de sıklıkla gitmiyoruz. Kalkıp da Gürcistan'a, İran'a, Suriye'ye, Ürdün'e, Libya'ya, Arnavutluk'a, Hırvatistan'a AB ülkelerine seyahat ettiğimiz kadar etmiyoruz. Demek ki başka bir engel daha var önümüzde. Aslında hepimizin yıllardır gözü önünde ama gözlerden kaçan.
Ben size bu engelin ne olduğunu söyleyeyim: Türk pasaportunun fiyatı! Bu öyle bir fiyat ki %50 indirim yapılsa bile hala dudak uçuklatıyor!
Bugün Türkiye'de ve yurtdışında 5-6 milyon civarında TC pasaportuna sahip birey bulunuyor. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarını dahil etsek bile iyimser bir tahminle her 14 Türk vatandaşından sadece birisinin pasaportu var. Yani bir diğer deyişle Türk vatandaşlarının sadece %7'sinin yurtdışına seyahat etmişliği var.
İşin ilginç tarafı Türkiye, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün rakamlarına göre 25,5 milyon ziyaretçiyle 2009 yılında dünyada en çok turist çeken 7. ülke konumunda. İstanbul ise 7,51 milyon ziyaretçiyle dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında 8. sırada. Bir ülke düşünün ki dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında ilk 10 içerisinde yer alsın , fakat bu ülkenin vatandaşlarının %93'ü sınırlarının dışına adım dahi atmamış olsun. Neden? Pasaportlarının fahiş fiyatından!
Evet, bir Türk vatandaşının yeni çıkan çipli/biyometrik pasaport alabilmesi için ödemesi gereken ücret dünya ortalamasının çok üzerinde. Neredeyse 5 katı!
Peki, pasaport ücretlerinde dünya standardı ne? ABD vatandaşları 10 yıllık pasaport için 97 dolar ödüyor. AB ülkelerinin vatandaşları ise 10 ila 90 avro arasında değişen bir ücret ödüyorlar. AB'de pasaport ücreti ortalama 48 avro. İsviçreliler 84, Yunanlar 70, Almanlar 59, İtalyanlar 45, Bulgarlar ise 20 avro ödüyor. 20 avro veya doların altında pasaport ücreti ödeyen birçok ülke var.
Dünyada çok az sayıda devletin pasaport ücreti 100 doların üzerinde. Bunlar arasında da Türkiye açık ara birinci sırada. Türkiye Cumhuriyeti devleti 5 yıllık çipli/biyometrik pasaport için vatandaşından 360 TL yani yaklaşık 225 dolar alıyor! Üstelik bu fiyat daha birkaç gün evvel yapılan % 50 indirimden sonraki fiyat! Sadece 1 ay önce bu pasaport için tam 500 dolar ödüyorduk. Diğer bir deyişle, Türk pasaportu yeryüzündeki en pahalı pasaport!
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. Maddesi'nin 2. fıkrası diyor ki: ‘Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.' 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da ‘Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir' diyerek seyahat özgürlüğünü yasal garanti altına alıyor.
Sadece onlar değil bizim Anayasamız da yurttaşlarının seyahat özgürlüğüne sahip çıkıyor. Anayasanın ‘Yerleşme ve seyahat hürriyeti' başlıklı 23. Maddesi, ‘Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir' diyor. Bu temel bir insan hakkıdır ve sınırlandırılamaz.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi anayasasında da yazan seyahat özgürlüğü hakkını ‘seyahat etmek isteyen bu parayı bayılır' demekle ihlal ediyor. Asgari ücretin 550 TL olduğu ülkemizde devlet 360 TL (yaklaşık 225 dolar) pasaport fiyatı belirleyerek vatandaşın seyahat özgürlüğünü elinden alıyor.
Sivil Toplumun Gücü
Buna “dur” diyen, bu gerçekle toplumu ve devleti yüzleştiren insanlar artık mücadele etmeye başladı. Pasaport ücretlerinin bu derece yüksek, siyasi ve sosyal tartışmalara aktif katılımın ise düşük olduğu Türkiye'de yapılması gerekeni binlerce kişi kendi inisiyatifi ile yapıyor şu günlerde.
Kendilerini ‘Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri' olarak tanımlayan, Mart 2010 tarihinde kurulan www.seyahatozgurlugu.com bloğunun çatısı altında ve sosyal paylaşım ağları Facebook, Friendfeed ve Twitter'da bir araya gelen 13 bini aşkın kişi, O. Suat Özçelebi'nin kıvılcımıyla dur durak bilmeden çalışıyor. Her kesimden insanımızın desteği ile yürüyen, benim de üyesi olduğum bu topluluk Mart ayında ‘Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz' adlı bir kampanya başlattı. Topluluk üyeleri Başbakan'a, Dışişleri, İçişleri ve Maliye bakanlarına, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na ve çipli pasaportlar başvurularının alındığı www.epasaport.gov.tr sitesine e-posta, faks, mektuplar göndererek fahiş pasaport fiyatlarını durumu protesto ettiler. Tüm bu çabalar sonuç verdi ve ‘büyük' bir başarı sağlandı. Belki de Türkiye'de temel bir soruna yönelik , internet ve özellikle sosyal medya kullanılarak oluşturulmuş, yürütülmekte olan bir kampanya bu kadar hızlı büyüdü ve sonuç aldı.
Yazının devamı için lütfen: TIKLAYIN!

22 Temmuz 2010 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü Dailymotion'da

Video paylaşım sitesi Vidivodo'dan sonra Dailymotion'da da "seyahat özgürlüğü" başlıklı kampanyamızın videolarının yer aldığı bir sayfa/hesap açtık.

Burada ayrıca "Seyahat Özgürlüğü" adıyla bir video grubu oluşturduk. Bu grupta Dailymotion'da "seyahat özgürlüğü" ile ilgili bloğumuzda veya başka kişilerce yayınlanmış bütün videoları biraraya getirmeye çalışacağız.

Bu gruba üye olarak, yayınladığımız videoları izleyip yorum yazarak destek verebilir, eklenmesini istediğiniz film ve videoları bize önerebilirsiniz.


Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz
Yükleyen seyahatozgurlugu. - Seyahat videolarıyla yeni yerleri keşfedin.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü Friend Feed'de


Kampanyamızı daha fazla insana ulaştırmak için, Türkiye'de aktif olarak kullanılan birçok sosyal ağa yaymak için uğraşıyoruz.

Seyahat Özgürlüğü kampanyamıza artık Friend Feed sosyal ağından da ulaşabileceksiniz. Aşağıda internet adresi yer alan hesabımızı lütfen kullanın

FF'de üye arkadaşlarınıza duyurun:

http://friendfeed.com/seyahatozgurlugu

12 Temmuz 2010 Pazartesi

NTV'nin pasaport konusundaki yanlış haberi...

Pasaport fiyatları düştükten sonra, NTV ana haber bülteninde 22 haziran tarihinde yayınlanan haberi daha yeni izleme şansım oldu. 


Bizim bloğumuz, facebook grubumuzun da habere görsel malzeme olduğu, yüksek pasaport fiyatlarından yakınan vatandaşlar olarak anıldığımız haber, daha ilk anons cümlesiyle çuvallıyor.


"Artık dünyanın en pahalı pasaportuna sahip değiliz"


Sadece bu cümle de değil, haber içinde "biyometrik pasaportlara geçişle birlikte Türkiye'de pasaport fiyatları artmıştı ve dünyada birinci sıraya yerleşmişti" gibi başka yanlış bilgi ve cümleler de var. Fiyatlar zaten her yıl artıyor, yılbaşında rutin zam yapılmıştı. 1 Haziran'da biyometrik pasaportlara geçişte fiyatlar artmadı, üstelik şimdi birinci sıraya oturmadı, yıllardır dünyanın en pahalı pasaportu açık ara T.C. pasaportuydu. Hala da öyle.


Bu haberi hazırlayanlar sadece bir hafta kadar önce benimle röportaj yapmışlardı. Yine ana haber bülteninde yayınlamışlardı. Türkiye'nin durumunu etraflıca kendilerine anlatmıştık. Ve  dünyadaki 5 (10) yıllık biyometrik pasaport fiyatı ortalamasının yaklaşık 50 dolar, en pahalı pasaportun 200 dolarla Lübnan pasaportu olduğunu, onun da 100 dolar seviyesinin altına düşürüldüğünü söylemiştik.


Ama sanki bunların hiçbirinden haberleri yokmuş gibi, %50 indirimi duyunca, bu haberi "yazmayı"/"vermeyi" tercih etmişler. İnsan kendi arşivine, daha önce yapılan habere bir bakar. Bloğumuzdan, grubumuzdan görüntüler vereceklerine, bize yine danışsalardı, böylesine yanlış bir habere imza atmazlar, vatandaşı yanlış bilgilendirmezlerdi.


Zaten 5 yıllık pasaport ücreti yaklaşık 225 dolara indi. Hala dünyada bu fiyata vatandaşına pasaport "satan" başka bir ülke yok!


İşte o haber:
NTV Anahaber bültenindeki yanlış haber için tıklayın!

10 Temmuz 2010 Cumartesi

"Seyahat Özgürlüğü Kampanyası" Radikal'de...

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur İnal, "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyasının son durumunu Radikal Gazetesi'nin "Tartışı-Yorum" köşesinde yazdı: "Burası Türkiye Burdan Çıkış Yok!"


Burası Türkiye Burdan Çıkış Yok!
Devlet vatandaşına “Pasaportun fiyatı bu; beğenirsen al, beğenmezsen alma!” diyemez! Devlet vatandaşlara pasaportu satmak değil, alabilecekleri bir fiyattan temin etmek zorundadır.
ONUR İNAL

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün rakamlarına göre ülkemiz 25,5 milyon ziyaretçiyle 2009 yılında dünyada en çok turist çeken 7. ülke konumunda. İstanbul ise 7,51 milyon ziyaretçiyle dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında 8. sırada. Bir ülke düşünün ki dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında ilk 10 içerisinde yer alsın ve bu ülkenin vatandaşlarının %93’ü sınırlarının dışına adım atmış olmasın. Peki, Türkiye’den çıkış neden bu kadar zor? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, diğer ülke vatandaşları kadar seyahat etmeyi sevmiyor mu? Yoksa ekonomik koşullar, sosyal, kültürel ve dini farklılıklar mı Türklerin seyahat etmesine engel? Vizeler ve diğer kâğıttan örülen duvarlar mı?

Toplumda yerleşik olan düşünce, Türk vatandaşlarının seyahat etmesinin önündeki en büyük engelin alması maddi manevi külfet olan ‘vize’ler olduğu yönünde. Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin vatandaşların özgürce dolaşımını engellediği fikri yanlış değil. Bugün dünya ülkelerinin % 80’i umumi pasaporta sahip Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Vize için bir yığın belgeyi toplamak, kuyruklarda beklemek, konsolosluk görevlilerince hor görülmek insanı canında bezdiriyor. Her seferinde vize uygulamasına tepki gösteriyoruz ancak en çok da vizeyi en katı uygulayan AB ülkelerine seyahat ediyoruz. Kalkıp da Gürcistan’a, İran’a, Suriye’ye, Ürdün’e, Libya’ya, Arnavutluk’a, Hırvatistan’a AB ülkelerine gittiğimiz kadar gitmiyoruz, gidemiyoruz. Demek ki başka engel var önümüzde gözlerden kaçan. Ben size bu engelin ne olduğunu söyleyeyim: Türk pasaportunun fiyatı!

Yeryüzünün En Pahalı Pasaportu Bizde!
Evet, bir Türk vatandaşının yeni çıkan çipli/biyometrik pasaport alabilmesi için ödemesi gereken ücret dünya standartlarının üzerinde. Peki, pasaport ücretlerinde dünya standardı ne? ABD vatandaşları 10 yıllık pasaport için 97 dolar ödüyor. AB ülkelerinin vatandaşları ise 10 ila 90 avro arasında değişen bir ücret ödüyorlar. AB’de pasaport ücreti ortalama 48 avro. İsviçreliler 84, Yunanlar 70, Almanlar 59, İtalyanlar 45, Bulgarlar ise 20 avro ödüyor. 20 avro veya doların altında pasaport ücreti ödeyen birçok ülke var. Dünyada çok az sayıda devletin pasaport ücreti 100 doların üzerinde. Bunlar arasında da Türkiye birinci sırada. Türkiye Cumhuriyeti devleti 5 yıllık çipli/biyometrik pasaport için vatandaşından 360 TL yani 228 dolar alıyor! Üstelik bu fiyat daha birkaç gün evvel yapılan % 50 indirimden sonraki fiyat! Diğer bir deyişle, Türk pasaportu yeryüzündeki en pahalı pasaport!

1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Maddesi’nin 2. fıkrası diyor ki: “Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.” 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da “Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir” diyerek seyahat özgürlüğünü yasal garanti altına alıyor. 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da vatandaşın seyahat özgürlüğüne sahip çıkıyor. Anayasanın “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23. Maddesi, “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir” diyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi anayasasında da yazan seyahat özgürlüğü hakkını “seyahat etmek isteyen bu parayı bayılır” demekle ihlal ediyor. Asgari ücretin 550 TLolduğu ülkemizde devlet 360 TL (yaklaşık 225 dolar) pasaport fiyatı belirleyerek vatandaşın seyahat özgürlüğünü elinden alıyor. 
Yazının devamı için lütfen: TIKLAYIN!

8 Temmuz 2010 Perşembe

Çipli pasaport ihaleleri ve yolsuzluk iddiaları

Bugün iki farklı basın organında CHP milletvekili Atilla Kart'ın çipli pasaport ihaleleriyle ilgili yolsuzluk iddiaları gündemdeydi. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Yalçın Doğan, Nisan ayında da yer verdiğimiz yazısının bir benzeriyle ihaleyi yeniden gündeme taşıyor. Diğeri CNNTürk.com, yolsuzluk iddialarını haberleştiriyor.


Yalçın Doğan'ın köşe yazısı şöyle:
Yeni pasaportla uç uçabildiğin kadar
KEMERLERİNİZİ bağlayın, koltuk arkalarını dik tutun, önünüzdeki masayı kapatın. Şimdi cipli, yeni pasaportumuzla uçmaya başlıyoruz.
Uçuşun başladığı iki ayrı alan var. Biri Hazine Müsteşarlığı Darphane Genel Müdürlüğü, diğeri Emniyet Genel Müdürlüğü.

1999’da aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 180 ülke biyometrik (cipli)pasaporta geçmek için sözleşme imzalıyor. Terörle mücadele etmek, pasaport sahtekarlığını ve kaçakçılığı önlemek gibi, güvenlik gerekçeleriyle.

Sözleşme, ülkelere on bir yıl süre tanıyor. O süre 1 Nisan 2010’da doluyor, ama Türkiye pasaportları 1 Nisan 2010’a kadar, yani on bir yıl içinde yenilemeyi beceremiyor.
Bununla birlikte becerdiği işler var.
Yalçın Doğan'ın yazısının tümü için : TIKLAYIN!


CNNTürk.com'un haberi şöyle:
Çipli pasaport ihalesinde yolsuzluk iddiası
Kart, düzenlediği basın toplantısında, Hazine Müsteşarlığının 27 Eylül 2005 tarihinde yaptığı ihaleyi 15 milyon 475 bin avro bedelle bir Malezya firmasının kazandığını, ancak 30 Ocak 2007 tarihinde Emniyet bünyesinde aynı konuda yeni bir ihalenin yapıldığını kaydetti. Bu ihaleyi de "yine aynı Malezya firmasının da yer aldığı ortak girişim grubunun 10 milyon 500 bin YTL bedelle kazandığını" anlatan Kart, ihaleyi alan firmaların işi başaramadığını ve ihalenin fesh edildiğini söyledi.

Bu aşamadan sonra Başbakan'ın talimatıyla ihalenin Emniyet'in üstünde kaldığını öne süren Kart, Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut ve İltica Daire Başkanlığının özel bir birim oluşturduğunu, Polis Akademisi Gölbaşı Kampüsündeki bir binanın bu birime tahsis edildiğini ifade etti.

"Neresinden bakılırsa bakılsın, yolsuzlukların, karanlık ilişkilerin ve suç ilişkilerinin varlığını gösteren bulgular söz konusudur" görüşünü dile
getiren Kart, şu soruları yöneltti:

Haberin devamı için lütfen: TIKLAYIN!


CNNTürk.com'un yalanlama haberi şöyle:
"Çipli pasaport"ta fesata yalanlama

Akşam saatlerinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kart'ın iddialarını yalanlayan yazılı bir açıklama yaptı.


"Aynı konuda iki ayrı ihale yapıldığı ve devletin zarara uğratıldığı iddiasının gerçeği  yansıtmadığı bildirilen açıklamada, vatandaşların kişisel verilerinin yurt dışına çıkarılmasının da söz konusu olmadığı ifade edildi."


Haberin devamı için lütfen: TIKLAYIN!

7 Temmuz 2010 Çarşamba

BAŞBAKANLIK'tan yanıt geldi.

Sürdürdüğümüz kampanya doğrultusunda 21 Mayıs tarihinde Sayın Başbakan ve ilgili 3 Bakana (İçişleri, Dışişleri, Maliye) birer mektup yollamıştım. Bu mektupları sadece Maliye Bakanlığı 14 haziran tarihinde yanıtlamıştı. Blogta o yanıtla ilgili yazdığım yazıya aşağıda ulaşabilirsiniz.

Ancak yanıt doğrudan Başbakanlıktan gelmiyor, mektup İstanbul Valiliği'ne yollanmış, oradan da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Pasaport şube müdürlüğüne, Pasaport Şube Müdürü Cengiz Urgancı mektubunda şöyle diyor:

22.06.2010
İlgi: 25.05.2010 tarihli Başbakanlık (BİMER) 228505 sayılı dilekçeniz.


İlgi sayılı dilekçeniz gereği; Vatandaşlarımızın uzun yıllardır dünyanın en pahalı pasaportunu kullandığından bahisle pasaport ücretlerinin düşürlmesini, yeni yürürlüğe girecek biyometrik pasaportlarda harç ve cüzdan bedelini dünya ortalamasına indirilmesinin gerektiği hususlarını içeren BİMER'e göndermiş olduğunuz dilekçe incelenmiş olup;


Yurtiçi ve dışı pasaport cüzdan bedellerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlendiğinden söz konusu dilekçe ile yaptığınız başvuruya Maliye Bakanlığınca tarafınıza cevap verileceği hususunu;
Bilgilerinize rica ederim.

Yorumu size bırakıyorum.

Sadece küçük bir hatırlatma: 21 Mayıs tarihli mektubuma (yanlışlıkla 25 deniyor) yanıt 22 Haziran'da yazılmış, postaya 24 Haziran'da verilmiş, 6 Temmuz'da da elimize ulaştı.

6 Temmuz 2010 Salı

Yeni bannerlarımız yayında!

"Seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyamız son sürat devam ediyor. Yeni rozet ve bannerlarımızı kullanmak için lütfen kampanya malzemeleri sayfamızı ziyaret edin.


YENİ BANNER VE ROZETLERİMİZ İLGİNİZİ BEKLİYOR! 


Bloglarınızda, profil fotoğraflarınızda, e-postalarınızda ve arzu ettiğiniz her yerde lütfen kullanın ve kullanılmasını sağlayın! Tasarımlar için Nurgül Eryıldır ve Levent Erdem'e çok teşekkür ederiz!

İndirim mağdurları için TV8'de bir açıklama yaptım.

Bloğumuz öncülüğünde ve yüzlerce kişinin desteği ile "seyahat özgürlüğümüz" için mücadele verdik. Ve 20 Haziran'da pasaport ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararıyla % 50 düşmesini sağladık.

Ancak bu indirim kararının, Bakanlar Kurulu'nun 7 haziran tarihinde yaptığı toplantıda alındığı Resmi gazetede yayımlanan kararda belirtiliyordu. 20 Haziran tarihinde Resmi gazetede yayımıyla karar yürürlüğe girdiği için aradaki 13 günde yüksek ücretlerden pasaport işlemleri yaptırarak mağdur olan yüzlerce insanımız oldu. Yani % 50'lik sevinç adeta kursaklarında kaldı.

Bu kararın, indirimin ilan edilmesi, yayımlanması için niçin 13 gün beklendi, diye mağduriyetlerini belirten, bizim de destek verdiğimiz bir kampanya yapılıyor, mağdur olanlar tarafından. Bu çerçevede önce Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü bir açıklama yaptı ve pasaport ücretleriyle ilgili 20 hazirandan önce işleme başlamış, parasını yatırmış, ama pasaportundaki uzatma tarihini 20 haziran ve sonrasında almış kişiler için ücret iadesi yapacağını açıkladı. Aşağıda bununla ilgili detaylı duyuru da yer alıyor.

Dün de Gelirler Genel Müdürlüğü aynı yönde bir genelge yayınlayarak mağduriyeti harçlar için de kısmen giderecek bir açıklama yaptı. 20 haziran tarihini baz alan bir açıklama. Genelge için lütfen : TIKLAYIN!

Ancak burada sözü edilen kitle gerçekten çok az sayıda insanı kapsıyor. Çünkü bu bir kaç günlük süre içinde başvurusunu yapan kişi sayısının çok olamayacağı açık. Bu düzenlemeyle de devlet bu konuda sesini yükseltenlere yanıt verdi, ama yine eksik ve tatmin etmeyen bir yanıt.

Bugün bu konuda TV8 haber bülteni için bir açıklama yaptım, bu mağduriyetin altını da çizdim. İnsanların paralarını nasıl geri alabileceklerini de anlattım. Umarım tümü yayınlanır.

Çünkü mağduriyet sürüyor!

1 Temmuz 2010 Perşembe

Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi değil, dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır.


SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ
BASIN AÇIKLAMASI
01.07.2010

Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin
Seyahatnamesi değil,
dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır.

  • 2011 Evliya Çelebi’nin 400. Doğum yılı, bu yıl UNESCO tarafından Evliya Çelebi Yılı ilan edilirken, Türkiye’de “seyahatnamesi”nin müstehcen bulunarak toplatılmak istenmesi tam anlamıyla bir skandaldır.

  • Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi değil, Türkiye’nin yurttaşlarının Anayasal hakkı “seyahat özgürlüğünü” elinden alan dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır. 5 yıllık biyometrik bir pasaport dünya ülkelerinde ortalama 50 dolarken, Türkiye’de yapılan %50 indirime rağmen 225 dolardır. Devlet, vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi karşılığında yüksek harçlar isteyerek Anayasal hakkımızı çiğnemektedir. Dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanmak zorunda bırakılan Evliya Çelebi’nin Torunları, şimdi de tüm dünyada temel bir kaynak kitap olan “seyahatnamesi”nden yoksun bırakılmak istenmektedir.

  • Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’ndeki sergide daha geçen ay "insanlık tarihinde kültürler ve medeniyetler arasında köprüler kurulmasına en önemli katkıda bulunan ve öncü rol oynayan" 20 kişi arasında sayılan Evliya Çelebi’ye daha çok sahip çıkması gerekenlerin, bir klasik olan kitaplarını toplatmak istemesini biz “düşünce özgürlüğü” kadar “seyahat özgürlüğü”nü de yok sayan bakış açılarının bir buluşması olarak görüyoruz.

  • Türkiye’de seyahat özgürlüğümüzü geri kazanmak için mücadele eden “seyahat özgürlüğü gönüllüleri” olarak, 2011 Evliya Çelebi yılı arifesinde “seyahatnamesi”ne yönelik bu mesnetsiz ve haksız “müstehcenlik” suçlamalarını şiddetle kınıyoruz.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri