25 Mayıs 2015 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri Sözcü Gazetesi'nde...

Seyahat özgürlüğü önündeki engellerle ilgili farkındalık çalışmalarımızı sosyal medya ağırlıklı sürdürüyoruz. Seçimler öncesinde siyasi partilere tüm "seyahat özgürlüğü" engellerini ortaya koyduğumuz açık bir mektup yayınladık, sosyal medya üzerinden ulaştırdık. Ayrıca bu yönde daha kitlesel mecralara da derdimizi, taleplerimizi taşıyoruz. Bu çerçevede Sözcü Gazetesi'nin internet sitesinde "Müşteri değil Yurttaşız!" adıyla bir söyleşimiz yayınlandı. Eser Akgül'ün gerçekleştirdiği söyleşi de ayrıca Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri de tanıtıldı:

Pasaport fiyatları ile ilgili olarak Sözcü’ye konuşan “Seyahat Özgürlüğü” gönüllülerinden Suat Özçelebi, pasaport ücretleri ile ilgili 2010 yılından beri mücadele ettiklerini söyledi. Her sene yapılan otomatik zamların yurtdışına çıkışı “engellemek” anlamına geldiğini ve bunun açık bir biçimde Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan Özçelebi; bu ücreti “harç” değil “haraç” olarak tanımladı.

İşte Özçelebi’den Türkiye’nin “seyahat karnesi” ile ilgili ilginç tespitler…

Özgürlük kavramı ile her geçen gün sıkıntı yaşayan bir ülke için “seyahat özgürlüğü” ne ifade ediyor? Bu özgürlüğün önündeki engeller neler?

Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. Hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, 13. maddede hem de Anayasamızda 23. maddede güvence altına alınmıştır. Ancak ülkemizde bir temel hak olduğu yöneticiler tarafından da halk tarafından da bir türlü anlaşılamıyor. Keyfi bir biçimde engellenebilmekte, kullanılmasının önüne rahatlıkla maddi engeller, idari kararlar dikilebilmektedir.

Bugün bu parka girilmesini yasakladık, şu vapur seferlerini kaldırdık, şu saatten sonra metroya binemezsiniz. Eğer paranız yoksa sadece bir kimlik belgesi olan pasaportu kendinize ve çocuklarınıza alamazsınız. Şu meydana gidemezsiniz, hatta evinizin sokağından çıkamazsınız düzeyine bile vardı. Bakın “yurt dışı çıkış harcı” dünyada bunun da bir benzeri yok. Tamamen bir eziyet, 15 lira alacağım diye sizi kuyruklarda süründürüyor devlet. İnsan kendi ülkesinden çıkarken, çıkıyorum diye harç öder mi? Biz “haraç” diyoruz buna. Seyahat özgürlüğü bütün bu durumları da hep birlikte ele alacak bir biçimde Türkiye’de yeniden gündeme gelmeli ve engeller tartışmaya açılmalıdır. Hem yasal mevzuat hem de Anayasal düzeyde. Yani kendi kendimize koyduğumuz “vizeleri” bir kaldıralım önce.

Bir de ülkemize uygulanan yurt dışı vizeler boyutu var, özellikle Avrupa Birliği ülkelerince. Yüksek harçlar, gümrük kapılarında , konsolosluklarda kötü muamele, acayip bürokrasi, bunlar da seyahat özgürlüğümüzün önündeki temel engeller arasında.

“PASAPORT SADECE KİMLİK BELGESİDİR”

Türkiye’de pasaport konusunda uygulanan politikalar hakkında bilgi verir misiniz? Vatandaşlar nelerin farkında değil?

Pasaport bir kimlik belgesidir. Sadece bir kimlik belgesi, yurt dışında kullandığımız ve devletin bize vermek zorunda olduğu bir belge. Ancak devlet bize diyor ki yurt dışına çıkacaksan bana harç ödeyeceksin. Peki öderim , ne kadar.? Pasaport ücretinin 5 katı!!! Niye? Buna bir yanıt yok, 5 yıldır somut bir yanıt alamadık. Sürekli soruyoruz, özellikle bundan sorumlu olan Maliye bakanına, Niye? Dünyada böyle bir uygulama yok. Dünyada pasaport ücretlerini ortalaması 60 dolar. Türkiye’de 250 dolar. Niye? Yanıt yok. Biyometrik Pasaportun çipi, defteri dahil toplam maliyeti 15-20 lira. Bize 588 liraya yatılıyor. Niye? yine yanıt yok. Konuyla ilgili 2010 yılında 4 ay süren bir kampanya yaptık. Pasaport ücretinin o zaman %50 düşmesinde çok etkili olduk. Herkes çok sevindi. Bir şeyin ücreti düşürülebiliyormuş diye. Ancak o günden bu yana indirim neredeyse ortadan kalktı, pasaport eski fiyatına gelmek üzere. Çünkü yine dünyada olmayan bir uygulama var Türkiye’de, her yıl pasaport otomatik zamlanıyor. Değerli kağıt yasasına tabi, her yıl yeniden değerleme oranında zamlanıyor.

”MÜŞTERİ DEĞİL YURTTAŞIZ”
Pasaporta her sene uygulanan otomatik zamlar hakkında neler söylersiniz?

Otomatik zam, dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Bazen %15 bile zamlandığı oluyor. Devlet yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesine, sanki yurt dışına çıkmasınlar diye her yıl zam yapıyor. Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri olarak kullandığımız bir slogan var. “Türkiye Cumhuriyeti’nin müşterisi değil, yurttaşıyız” diye. Müşteri gibi görülmekten bıktık, yurttaşlık hakkımız olan pasaportun 82,5 lira olan gerçek ücretine geri çekilmesini ve üstündeki 505 liralık harcın kaldırılmasını istiyoruz.

Türkiye “geri kabul anlaşmasını” imzaladı. Vizesiz dolaşım hakkının yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu süreçle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Geri kabul anlaşması konusunda süreç çok yavaş işliyor. Sürekli bitmeyen bir 3 yıl var. Devlet yetkililerinin ağzından 2 yıldır, “3 yıl sonra AB vizeleri kalkacak” sözü duyuyoruz. Bu uygulanması çok zor bir anlaşma; Türkiye kaçak göçmenleri geri kabul edecek, ama onları kaynak ülkelere nasıl yollayacak, burada nerede tutacak? Bunun milyarlarca avroluk maliyetlerini nasıl karşılayacak, her aksaklıkta vizeler bir konacak bir kalkacak mı? Bu anlaşma ile bir yere ulaşılması mümkün değil, Türkiye ödün vermeksizin Ankara antlaşması ile elde ettiği hukuki kazanımın “serbest dolaşım” hakkının peşinden gitmelidir. AB bu kazanımı bulandırmak için Geri Kabul Antlaşması ve vize bağını kurmuştur. Bugün Avrupa Parlamentosu, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşlarına bile Schengen Bölgesi’nde vizesiz seyahat hakkı tanımıştır, bu idari bir karardır, Türkiye bu hakkı 50 yıllık AB sürecinde zaten kazanmıştır. Bu hakkı gölgeleyecek hiçbir anlaşma içinde olmamalıdır.

“2 ÇOCUKLU BİR AİLENİN PASAPORT BEDELİ: 2 BİN 500 LİRA”

Davutoğlu’nun yurt dışındaki vatandaşlara pasaport harçlarının 100 euro ya düşürme vaadi hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden Türkiye’de yaşayan vatandaşlar için beyannamelerinde böyle bir ibare yok sizce? Partilerin seçim beyannamelerinde pasaport harçları ile ilgili bir vaad olmamasına neler dersiniz?

Biz bütün seçim beyannamelerini inceledik, CHP’nin yurtdışındaki Türklerle ilgili bir vaadindeki üstü kapalı ima dışında, kimse seyahat özgürlüğünün önündeki engellerin, sıkıntıların farkında bile değil. Bilmiyorlar ve ilgilenmiyorlar. İnsanların yurt dışına çıkmalarının önünde pasaport harçlarının bir duvar ördüğünün farkında bile değiller. Kimse dışarı çıkmasın, dünyayı görmesin istiyorlar her halde.

Biz beyannamesini incelediğimiz tüm partilere sosyal medya üzerinden açık bir mektup yolladık. Ve bloğumuzda, sosyal medya hesaplarımızda yayınladık. Daha önce de imza kampanyaları ile bu konuyu sürekli gündeme getirdik, hala da gündemde tutmaya çalışıyoruz.

Ak Parti’nin beyannamesinde de aslında indirim vaadi yok, şimdi yurtdışındaki vatandaşlarımız oy kullanacak diye Davutoğlu, uzun yıllardır bizim de gündeme getirdiğimiz, gurbetçilerin çok yakındığı bu konuyu mitingde dile getirdi. Bence 100 euro bile yüksek. Çünkü AB’de ortalama 60 euro düzeyinde pasaportlar.

Bakın size basit bir hesap yapayım, 2 çocuklu bir aile yurt dışına bir turla tatile gitmeye karar verdiği zaman ilk aklına konaklama ve ulaşım gelmiyor. Önce nasıl pasaport çıkaracağız diye düşünüyor. 4 kişilik bir aile önce 2.500 liraya yakın pasaport, harç masraflarını ödemek zorunda. Buna 60’ar euro vize harçları, yol, konaklamayı da ekleyin. İnanılmaz bir bütçe çıkıyor ortaya.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri kimdir?


Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri Mart 2010 tarihinde yüksek pasaport harçlarına karşı internette “seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz” adlı blog etrafında biçimlenmiş ve yürüttüğü etkin kampanyalarla 20 Haziran 2010 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından gerçekleştirilen pasaport ücret ve harçlarında yapılan %50 indirimin gerçekleşmesinde büyük rol oynamıştır. Kampanya “Sosyal Ağda bir başarı öyküsü: Seyahat Özgürlüğümüzü geri istiyoruz” adıyla 2010 yılında 27. Ulusal Bilişim Kurultay’Ina, 2014 yılında “Sivil Sesler Festivali”ne davet edilmiş ve “seyahat özgürlüğü-insan hakları” temaları konusunda çalışmalarını anlatmıştır. “Seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz”, “Türkiye Cumhuriyeti’nin müşterisi değil, yurttaşıyız!”, “seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır” sloganlarıyla yola çıkan ve sosyal medyada binlerce yurttaşın desteğini alan sivil bir inisiyatif/topluluk olarak, hedefini ve ilgi alanlarını diğer seyahat özgürlüğü engelleri üzerine de yaygınlaştırmıştır: “Vizesiz Türkiye, Vizesiz Avrupa, Vizesiz Dünya, Herkese Seyahat özgürlüğü” hedefleri için uğraş vermektedir. Tamamen sosyal ağda örgütlü olan inisiyatif son 5 yılda sosyal paydaşları ile dayanışma içinde sosyal ve geleneksel medya araçlarını kullanarak gerçekleştirdiği etkinliklerle başka mevzi başarılar da kazanmıştır. Geçen yılkilerden bazı örnekler: “Bu sefer olmaz” kampanyası ile TBMM’ye yönelik yurt dışına çıkış harcı zammını Plan Bütçe komisyonunda engelledik; Boğaz Köprüsü geçişleri bedavayken toplu taşıma 2 bileti tek bilete düşmesinde itici güç olduk; TCDD’nin yolcu bileti alımında kadın ayrımcılığına yol açan bir uygulamasının sonuçlanmasında etkili olduk… Sırtçantalılar Topluluğu, gezginler ve diğer sosyal paydaşlarla birlikte sürekli kampanyalar yaparak seyahat özgürlüğü sorunları ve hak ihlalleri ile ilgili farkındalık yaratmak ve toplumun duyarlılılarını artırmak için uğraş veriyoruz. Güncel kampanyalarımızdan bazıları: “Dünyanın en pahalı pasaportunu istemiyoruz.” “Otomatik pasaport zammına son” ve “Yurt dışı çıkış harcını sıfırlayın sayın Başbakan” “Ömür ve Aile Boyu Diplomatik Pasaporta Hayir!”

Söyleşiye ulaşmak için lütfen TIKLAYIN!

Hiç yorum yok: