22 Ağustos 2010 Pazar

İmza kampanyası, yeşil pasaport ve vizeler üzerine...

"Seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyamız çerçevesinde başlatacağımız imza kampanyası için geri sayım başladı. Son hazırlıkları yapıyoruz. Dünyanın en pahalı pasaportuna sahip olmak istemiyoruz. Ve bu ayıptan kurtulmak için hep birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu konudaki gelişmeleri, siz "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" ile daha sıklıkla paylaşacağım.

Pasaport ücretleri konusunda sağladığımız %50 indirim, birçok "seyahat özgürlüğü gönüllüsü"ne bir tür başarı sarhoşluğu/rehaveti getirdi. Ve hala dünyanın en pahalı pasaportunu kullandığımız gerçeğini unutmuş görünüyorlar. İmza kampanyası bu gerçekle de bizi tekrar yüzleştireceği için oldukça önemli bir etkinlik olacak.

Basında son zamanlarda "vize" sorunu konusunda daha fazla yazı çıkmaya başladı. Özellikle "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nden Ufuk Yünlü ve Onur İnal bu konuyu da basın düzeyinde de ilgiyle takip ediyorlar. Birçok gazeteciye bu konuya karşı duyarlılığımızı iletiyorlar.

Vize, hem harçlar, hem istenen anlamsız belge ve bürokrasisi, ama en çok "eziyet" ve insanlık dışı muamele boyutuyla yurtdışına gitmek isteyen tüm yurttaşlarımızın başının belalısı. Üstelik devlet bu konuda ciddi bir ilerleme bi tülü sağlayamadı, AB ülkelerinin hukuksuz vize uygulamalarına somut bir mücadele başlatılamadı.

2-3 aydır bana ulaşan mesajların büyük bir çoğunluğu "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin vize konusunda da bir mücadele başlatmaları yönünde...

Bir diğer konu da "yeşil pasaport" garabeti. Bu tür bir pasaport dünyada yok. Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı olarak, devlet kendi üst düzey bürokrat ve memurları için, ayrıca onların aileleri için bir pasaport "uydurmuş". Bu pasaport sahipleri kendileri ve aileleri için sadece pasaport ücreti ödüyor, harç ödemiyorlar. Ayrıca birçok ülkeye vizesiz giderek, vize harçlarında da ayrıcalık kazanmış durumdalar.

Uzun yıllardır süren bu eşitsizlik, hem vatandaşlar arasında ciddi bir ayrımcılık yaratıyor hem de bu pasaport sahiplerini, yani temelde duyarlılığı daha yüksek olması gereken bürokratları pasaport sorunu karşısında kayıtsız ve duyarsız hale getiriyor.

Yeşil pasaport, bir "eşitsizlik" belgesidir. Anayasa'nın açık seçik çiğnenmesidir. Devletin kendi yurttaşları arasında ayrımcılık yapmasıdır. Çözemediği vize sorununu, belli bir kitleye imtiyaz sağlayarak "çözmüş gibi yapması", kendini aldatmasıdır. Hizmet pasaportunun olduğu bir ülkede, yeşil pasaportun hiç bir haklı gerekçesi ve bahanesi olamaz.

Seyahat özgürlüğü gönüllüleri olarak, bundan böyle mücadele alanımızı daha da genişleteceğiz.

Ancak ilk hedefimizden henüz şaşmamalıyız. Dünyanın en pahalı pasaportunu, dünya ortalaması olan 50 dolar seviyesine indirmesi için devlete/hükümete, sorunu/çözümü duyurmak. Toplumsal farkındalığı artırmak için hala almamız gereken ciddi bir yol var.

"Seyahat özgürlüğü"nün temel bir insan hakkı olduğu konusunda neredeyse hiç olmayan bir bilinç düzeyi ile hareket etmek zorunda kalıyoruz. Bırakın sıradan yurttaşlarımızı, birçok etkili yetkili kişi bile bu "Anayasal hak" konusunda bilgisiz.

Son referandumda oylanacak Anayasal değişikliklerden birinin yine "seyahat özgürlüğü" kapsamında olduğunun da çok az kişi farkında.

Kısacası, "seyahat özgürlüğü" Türkiye'de birçok özgürlük alanı içinde en çok ihmal edilenlerden biri. Haklar ve özgürlükler rejimi konusunda çok geriden geldiğimiz açık, ama bu bir bahaneye dönüşmemeli, sadece gerçeğin farkında olmamız için bunları hatırlatıyorum...

6 Ağustos 2010 Cuma

Ve pasaportlar artık 10 yıllık!

Seyahat özgürlüğü ve pasaport konusunda verdiğimiz mücadelede savunduklarımız adım adım gerçekleşiyor. Tüm dünyada olduğu gibi artık bugünden itibaren (6 Ağustos 2010) Türkiye'de de pasaportlarımızı 10 yıllık alabileceğiz.

Elbette 20 haziran tarihinde bütün pasaport ücretleri %50 düşürülürken neden pasaport süreleri de 10 yıla çıkarılmadı, anlamak mümkün değil. Çünkü o tarihten bu yana 1,5 ay geçti, birçok insan 10 yıllık alabileceği fiyata 5 yıllık pasaport aldı. Ülkemizde bazı kararların alınma, yayımlanma ve yürürlüğe girme tarihleri arasında ortaya çıkan mağduriyetleri engellemek için kimsenin bir şey yapmadığını da belirtmek istiyorum.

Şimdi 18 yaşını doldurmuş tüm Türk vatandaşları, 10 yıllık pasaport alabilecek. 18 yaşına kadar olanlara 5 yıllık pasaport verilecek. Üstelik pasaport ücretlerinde de bir artış gerçekleşmedi. 310 TL 10 yıllık harç ve 50 TL pasaport ücreti, yani toplam 360 TL'ye 10 yıllık pasaport alınabilecek.

Hürriyet Gazetesi'nin bugün yayımladığı bir habere göre bu düzenleme 01.08.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.* Bir Emniyet Müdürlüğü'nü arayarak, bilgiyi ve uygulamayı teyit ettim, bugünden itibaren 5 yıllık pasaport fiyatına, 10 yıllık pasaport vermeye başladıklarını söylediler.

Ancak tüm bu güzel gelişmeler, asıl ve büyük gerçeği yine değiştirmedi.

Türkiye Cumhuriyeti hala vatandaşlarına dünyanın en pahalı pasaportunu veriyor, "satıyor". Hala Anayasal hakkımız "seyahat özgürlüğümüz" elimizden alınıyor.

Dünyada pasaport ücretlerinin ortalaması 50 dolar, Türkiye'de 225 dolar.

Bu konudaki mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu ay içinde bir imza kampanyası planlıyoruz. Bu kampanya ile ilgili çalışmalar son aşamaya geldi. Sanırım bir hafta içinde herkese duyuracağız.

Tüm "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" bu kampanyadan da sonuç almadan mücadeleyi bırakmayacaklar.


* 01.08.2010 tarihli Resmi Gazete'nin "GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN" başlığının 58. maddesi içine sıkıştırılmış, kabul tarihi 23.07.2010: "15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun; 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “azami dört sene için muteber olmak üzere verilip icabında aynı müddetler için üç defa temdit olunur.” ibaresi “Dışişleri Bakanlığınca tespit edilecek sürede geçerli olmak üzere verilir.” şeklinde; aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “Büyükelçilik unvanı taşıyan Başbakan başmüşavirleri ile Başbakan dışişleri danışmanlarına,” ibaresi “Büyükelçi unvanını almış olanlar ile” şeklinde; aynı maddenin beşinci fıkrası “Diplomatik pasaport alan kimselerin sıfat ve vazifeleri devam ettiği müddetçe, ergin olmayan veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve  sahibi olmayan aynı zamanda bedensel, zihinsel veya ruhsal özürlerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı süre geçerli diplomatik pasaport verilir.” şeklinde; 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin son paragrafı “Hususi damgalı pasaport alabilecek durumda bulunanların ergin olmayan veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan, aynı zamanda bedensel, zihinsel veya ruhsal özürlerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına da hususi damgalı pasaport verilir.” şeklinde; aynı maddenin (B) bendinin son paragrafı “Hizmet damgalı pasaport alanların eşlerine, ergin olmayan veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25 yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan aynı zamanda bedensel, zihinsel veya ruhsal özürlerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı süre geçerli hizmet damgalı pasaport verilir.” şeklinde; aynı maddenin (C) bendinin ikinci paragrafının birinci cümlesi “Hususi damgalı pasaportlar altı aydan az olmamak kaydıyla İçişleri Bakanlığınca belirlenecek sürelerde; hizmet damgalı pasaportlar altı aydan az olmamak kaydıyla pasaport sahibinin görevinin müddetine göre İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek süre için geçerli olmak üzere tanzim edilir.” şeklinde; 15 inci maddesinin dördüncü fıkrası “Umuma mahsus münferit pasaportlar Kanunda yazılı istisnalar saklı kalmak ve altı aydan az olmamak kaydıyla İçişleri Bakanlığınca belirlenecek sürelerde geçerli olmak üzere düzenlenir.” şeklinde; 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinin birinci paragrafı “Bir gidiş ve geliş için verilen pasaportlar üç aydan az olmamak kaydıyla İçişleri Bakanlığının takdirine göre belirlenecek süreyle geçerli olmak üzere tanzim edilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 59- 5682 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “EK MADDE 6- Elektronik pasaportlarda refakate kayıt işlemi yapılamaz, bu pasaportlar temdit edilemez ve müşterek e-pasaport düzenlenemez.”

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü "Sırtçantam" gezi dergisinde


Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur İnal "sırtçantam" adlı gezi kültürü dergisi için "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" adlı kampanyamızı anlatan bir yazı kaleme aldı:




‘Evliya Çelebi’nin Torunları 

Seyahat Özgürlüklerini Geri İstiyor’

Ünlü seyyahımız Evliya Çelebi için herşey, bir gece rüyasında Hz. Muhammed'i görmesi ve ondan “şefaat ya Resulallah” diyerek şefaat isteyecek yerde, şaşırıp “seyahat ya Resulallah” demesiyle başlamış. Peygamberden ona gönlünce gezme, uzak ülkeleri görme imkanı verdiğini düşünen Çelebi ömrü boyunca da gezmiş.

2011 yılında 400. doğum yılını kutlayacağımız dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi'yi UNESCO ‘Man of the Year' yani ‘yılın şahsiyeti' ilan etti. The Young Foundation adlı kuruluş tarafından Londra'da, Avrupa Konseyi tarafından da Strazburg'da açılan sergilerle Evliya Çelebi'nin kültürler ve medeniyetler arasında kurduğu köprüye vurgu yapılıyor. Dahası, Avrupa Konseyi Evliya Çelebi'yi ‘insanlık tarihine damgasını vuran' 20 önemli şahsiyetten birisi olduğunu duyurdu. Kısacası Evliya Çelebi'nin seyyahlığı ve kültür tarihine katkısı tescillendi.

Peki, Evliya Çelebi'nin torunları olan bizler neden onun kadar seyahat etmiyoruz? Göçebe bir geçmişe sahip olan bizler dış dünyayı, başka diyarları merak etmiyor, diğer ülke vatandaşları kadar seyahat etmeyi sevmiyor olamayız? Peki o zaman ekonomik koşullar, sosyal, kültürel ve dini farklılıklar, yabancı dil bilgisinin çok yaygın olmaması mı seyahat etmemize engel? Ya da vize gibi uygulamalarla örülen duvarlar mı?
Yeryüzünün En Pahalı Pasaportu Bizde!
Toplumda yaygın olan kanaat, Türk vatandaşlarının seyahat etmesinin önündeki en büyük engelin alması maddi manevi külfet olan ‘vize'ler olduğu biçiminde. Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin vatandaşların özgürce dolaşımını engellediği yanlış değil. Bugün dünya ülkelerinin % 80'i umumi pasaporta sahip Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Vize için bir yığın belgeyi toplamak, kuyruklarda beklemek, konsolosluk görevlilerince hor görülmek insanı canından bezdiriyor. Her seferinde “ben bu vizenin…” diyoruz, ama bize en çok eziyet eden AB ülkelerine seyahat ediyoruz. Ama bize vize uygulamayan ülkelere de sıklıkla gitmiyoruz. Kalkıp da Gürcistan'a, İran'a, Suriye'ye, Ürdün'e, Libya'ya, Arnavutluk'a, Hırvatistan'a AB ülkelerine seyahat ettiğimiz kadar etmiyoruz. Demek ki başka bir engel daha var önümüzde. Aslında hepimizin yıllardır gözü önünde ama gözlerden kaçan.
Ben size bu engelin ne olduğunu söyleyeyim: Türk pasaportunun fiyatı! Bu öyle bir fiyat ki %50 indirim yapılsa bile hala dudak uçuklatıyor!
Bugün Türkiye'de ve yurtdışında 5-6 milyon civarında TC pasaportuna sahip birey bulunuyor. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarını dahil etsek bile iyimser bir tahminle her 14 Türk vatandaşından sadece birisinin pasaportu var. Yani bir diğer deyişle Türk vatandaşlarının sadece %7'sinin yurtdışına seyahat etmişliği var.
İşin ilginç tarafı Türkiye, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün rakamlarına göre 25,5 milyon ziyaretçiyle 2009 yılında dünyada en çok turist çeken 7. ülke konumunda. İstanbul ise 7,51 milyon ziyaretçiyle dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında 8. sırada. Bir ülke düşünün ki dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında ilk 10 içerisinde yer alsın , fakat bu ülkenin vatandaşlarının %93'ü sınırlarının dışına adım dahi atmamış olsun. Neden? Pasaportlarının fahiş fiyatından!
Evet, bir Türk vatandaşının yeni çıkan çipli/biyometrik pasaport alabilmesi için ödemesi gereken ücret dünya ortalamasının çok üzerinde. Neredeyse 5 katı!
Peki, pasaport ücretlerinde dünya standardı ne? ABD vatandaşları 10 yıllık pasaport için 97 dolar ödüyor. AB ülkelerinin vatandaşları ise 10 ila 90 avro arasında değişen bir ücret ödüyorlar. AB'de pasaport ücreti ortalama 48 avro. İsviçreliler 84, Yunanlar 70, Almanlar 59, İtalyanlar 45, Bulgarlar ise 20 avro ödüyor. 20 avro veya doların altında pasaport ücreti ödeyen birçok ülke var.
Dünyada çok az sayıda devletin pasaport ücreti 100 doların üzerinde. Bunlar arasında da Türkiye açık ara birinci sırada. Türkiye Cumhuriyeti devleti 5 yıllık çipli/biyometrik pasaport için vatandaşından 360 TL yani yaklaşık 225 dolar alıyor! Üstelik bu fiyat daha birkaç gün evvel yapılan % 50 indirimden sonraki fiyat! Sadece 1 ay önce bu pasaport için tam 500 dolar ödüyorduk. Diğer bir deyişle, Türk pasaportu yeryüzündeki en pahalı pasaport!
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. Maddesi'nin 2. fıkrası diyor ki: ‘Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.' 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da ‘Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir' diyerek seyahat özgürlüğünü yasal garanti altına alıyor.
Sadece onlar değil bizim Anayasamız da yurttaşlarının seyahat özgürlüğüne sahip çıkıyor. Anayasanın ‘Yerleşme ve seyahat hürriyeti' başlıklı 23. Maddesi, ‘Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir' diyor. Bu temel bir insan hakkıdır ve sınırlandırılamaz.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi anayasasında da yazan seyahat özgürlüğü hakkını ‘seyahat etmek isteyen bu parayı bayılır' demekle ihlal ediyor. Asgari ücretin 550 TL olduğu ülkemizde devlet 360 TL (yaklaşık 225 dolar) pasaport fiyatı belirleyerek vatandaşın seyahat özgürlüğünü elinden alıyor.
Sivil Toplumun Gücü
Buna “dur” diyen, bu gerçekle toplumu ve devleti yüzleştiren insanlar artık mücadele etmeye başladı. Pasaport ücretlerinin bu derece yüksek, siyasi ve sosyal tartışmalara aktif katılımın ise düşük olduğu Türkiye'de yapılması gerekeni binlerce kişi kendi inisiyatifi ile yapıyor şu günlerde.
Kendilerini ‘Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri' olarak tanımlayan, Mart 2010 tarihinde kurulan www.seyahatozgurlugu.com bloğunun çatısı altında ve sosyal paylaşım ağları Facebook, Friendfeed ve Twitter'da bir araya gelen 13 bini aşkın kişi, O. Suat Özçelebi'nin kıvılcımıyla dur durak bilmeden çalışıyor. Her kesimden insanımızın desteği ile yürüyen, benim de üyesi olduğum bu topluluk Mart ayında ‘Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz' adlı bir kampanya başlattı. Topluluk üyeleri Başbakan'a, Dışişleri, İçişleri ve Maliye bakanlarına, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na ve çipli pasaportlar başvurularının alındığı www.epasaport.gov.tr sitesine e-posta, faks, mektuplar göndererek fahiş pasaport fiyatlarını durumu protesto ettiler. Tüm bu çabalar sonuç verdi ve ‘büyük' bir başarı sağlandı. Belki de Türkiye'de temel bir soruna yönelik , internet ve özellikle sosyal medya kullanılarak oluşturulmuş, yürütülmekte olan bir kampanya bu kadar hızlı büyüdü ve sonuç aldı.
Yazının devamı için lütfen: TIKLAYIN!

22 Temmuz 2010 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü Dailymotion'da

Video paylaşım sitesi Vidivodo'dan sonra Dailymotion'da da "seyahat özgürlüğü" başlıklı kampanyamızın videolarının yer aldığı bir sayfa/hesap açtık.

Burada ayrıca "Seyahat Özgürlüğü" adıyla bir video grubu oluşturduk. Bu grupta Dailymotion'da "seyahat özgürlüğü" ile ilgili bloğumuzda veya başka kişilerce yayınlanmış bütün videoları biraraya getirmeye çalışacağız.

Bu gruba üye olarak, yayınladığımız videoları izleyip yorum yazarak destek verebilir, eklenmesini istediğiniz film ve videoları bize önerebilirsiniz.


Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz
Yükleyen seyahatozgurlugu. - Seyahat videolarıyla yeni yerleri keşfedin.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Seyahat Özgürlüğü Friend Feed'de


Kampanyamızı daha fazla insana ulaştırmak için, Türkiye'de aktif olarak kullanılan birçok sosyal ağa yaymak için uğraşıyoruz.

Seyahat Özgürlüğü kampanyamıza artık Friend Feed sosyal ağından da ulaşabileceksiniz. Aşağıda internet adresi yer alan hesabımızı lütfen kullanın

FF'de üye arkadaşlarınıza duyurun:

http://friendfeed.com/seyahatozgurlugu

12 Temmuz 2010 Pazartesi

NTV'nin pasaport konusundaki yanlış haberi...

Pasaport fiyatları düştükten sonra, NTV ana haber bülteninde 22 haziran tarihinde yayınlanan haberi daha yeni izleme şansım oldu. 


Bizim bloğumuz, facebook grubumuzun da habere görsel malzeme olduğu, yüksek pasaport fiyatlarından yakınan vatandaşlar olarak anıldığımız haber, daha ilk anons cümlesiyle çuvallıyor.


"Artık dünyanın en pahalı pasaportuna sahip değiliz"


Sadece bu cümle de değil, haber içinde "biyometrik pasaportlara geçişle birlikte Türkiye'de pasaport fiyatları artmıştı ve dünyada birinci sıraya yerleşmişti" gibi başka yanlış bilgi ve cümleler de var. Fiyatlar zaten her yıl artıyor, yılbaşında rutin zam yapılmıştı. 1 Haziran'da biyometrik pasaportlara geçişte fiyatlar artmadı, üstelik şimdi birinci sıraya oturmadı, yıllardır dünyanın en pahalı pasaportu açık ara T.C. pasaportuydu. Hala da öyle.


Bu haberi hazırlayanlar sadece bir hafta kadar önce benimle röportaj yapmışlardı. Yine ana haber bülteninde yayınlamışlardı. Türkiye'nin durumunu etraflıca kendilerine anlatmıştık. Ve  dünyadaki 5 (10) yıllık biyometrik pasaport fiyatı ortalamasının yaklaşık 50 dolar, en pahalı pasaportun 200 dolarla Lübnan pasaportu olduğunu, onun da 100 dolar seviyesinin altına düşürüldüğünü söylemiştik.


Ama sanki bunların hiçbirinden haberleri yokmuş gibi, %50 indirimi duyunca, bu haberi "yazmayı"/"vermeyi" tercih etmişler. İnsan kendi arşivine, daha önce yapılan habere bir bakar. Bloğumuzdan, grubumuzdan görüntüler vereceklerine, bize yine danışsalardı, böylesine yanlış bir habere imza atmazlar, vatandaşı yanlış bilgilendirmezlerdi.


Zaten 5 yıllık pasaport ücreti yaklaşık 225 dolara indi. Hala dünyada bu fiyata vatandaşına pasaport "satan" başka bir ülke yok!


İşte o haber:
NTV Anahaber bültenindeki yanlış haber için tıklayın!

10 Temmuz 2010 Cumartesi

"Seyahat Özgürlüğü Kampanyası" Radikal'de...

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü Onur İnal, "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyasının son durumunu Radikal Gazetesi'nin "Tartışı-Yorum" köşesinde yazdı: "Burası Türkiye Burdan Çıkış Yok!"


Burası Türkiye Burdan Çıkış Yok!
Devlet vatandaşına “Pasaportun fiyatı bu; beğenirsen al, beğenmezsen alma!” diyemez! Devlet vatandaşlara pasaportu satmak değil, alabilecekleri bir fiyattan temin etmek zorundadır.
ONUR İNAL

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün rakamlarına göre ülkemiz 25,5 milyon ziyaretçiyle 2009 yılında dünyada en çok turist çeken 7. ülke konumunda. İstanbul ise 7,51 milyon ziyaretçiyle dünyada en çok ziyaret edilen şehirler arasında 8. sırada. Bir ülke düşünün ki dünyada en çok ziyaret edilen ülkeler arasında ilk 10 içerisinde yer alsın ve bu ülkenin vatandaşlarının %93’ü sınırlarının dışına adım atmış olmasın. Peki, Türkiye’den çıkış neden bu kadar zor? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, diğer ülke vatandaşları kadar seyahat etmeyi sevmiyor mu? Yoksa ekonomik koşullar, sosyal, kültürel ve dini farklılıklar mı Türklerin seyahat etmesine engel? Vizeler ve diğer kâğıttan örülen duvarlar mı?

Toplumda yerleşik olan düşünce, Türk vatandaşlarının seyahat etmesinin önündeki en büyük engelin alması maddi manevi külfet olan ‘vize’ler olduğu yönünde. Türk vatandaşlarına uygulanan vizelerin vatandaşların özgürce dolaşımını engellediği fikri yanlış değil. Bugün dünya ülkelerinin % 80’i umumi pasaporta sahip Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Vize için bir yığın belgeyi toplamak, kuyruklarda beklemek, konsolosluk görevlilerince hor görülmek insanı canında bezdiriyor. Her seferinde vize uygulamasına tepki gösteriyoruz ancak en çok da vizeyi en katı uygulayan AB ülkelerine seyahat ediyoruz. Kalkıp da Gürcistan’a, İran’a, Suriye’ye, Ürdün’e, Libya’ya, Arnavutluk’a, Hırvatistan’a AB ülkelerine gittiğimiz kadar gitmiyoruz, gidemiyoruz. Demek ki başka engel var önümüzde gözlerden kaçan. Ben size bu engelin ne olduğunu söyleyeyim: Türk pasaportunun fiyatı!

Yeryüzünün En Pahalı Pasaportu Bizde!
Evet, bir Türk vatandaşının yeni çıkan çipli/biyometrik pasaport alabilmesi için ödemesi gereken ücret dünya standartlarının üzerinde. Peki, pasaport ücretlerinde dünya standardı ne? ABD vatandaşları 10 yıllık pasaport için 97 dolar ödüyor. AB ülkelerinin vatandaşları ise 10 ila 90 avro arasında değişen bir ücret ödüyorlar. AB’de pasaport ücreti ortalama 48 avro. İsviçreliler 84, Yunanlar 70, Almanlar 59, İtalyanlar 45, Bulgarlar ise 20 avro ödüyor. 20 avro veya doların altında pasaport ücreti ödeyen birçok ülke var. Dünyada çok az sayıda devletin pasaport ücreti 100 doların üzerinde. Bunlar arasında da Türkiye birinci sırada. Türkiye Cumhuriyeti devleti 5 yıllık çipli/biyometrik pasaport için vatandaşından 360 TL yani 228 dolar alıyor! Üstelik bu fiyat daha birkaç gün evvel yapılan % 50 indirimden sonraki fiyat! Diğer bir deyişle, Türk pasaportu yeryüzündeki en pahalı pasaport!

1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. Maddesi’nin 2. fıkrası diyor ki: “Herkes, kendi ülkesi de dâhil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.” 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da “Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir” diyerek seyahat özgürlüğünü yasal garanti altına alıyor. 1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da vatandaşın seyahat özgürlüğüne sahip çıkıyor. Anayasanın “Yerleşme ve seyahat hürriyeti” başlıklı 23. Maddesi, “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir” diyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi anayasasında da yazan seyahat özgürlüğü hakkını “seyahat etmek isteyen bu parayı bayılır” demekle ihlal ediyor. Asgari ücretin 550 TLolduğu ülkemizde devlet 360 TL (yaklaşık 225 dolar) pasaport fiyatı belirleyerek vatandaşın seyahat özgürlüğünü elinden alıyor. 
Yazının devamı için lütfen: TIKLAYIN!

8 Temmuz 2010 Perşembe

Çipli pasaport ihaleleri ve yolsuzluk iddiaları

Bugün iki farklı basın organında CHP milletvekili Atilla Kart'ın çipli pasaport ihaleleriyle ilgili yolsuzluk iddiaları gündemdeydi. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Yalçın Doğan, Nisan ayında da yer verdiğimiz yazısının bir benzeriyle ihaleyi yeniden gündeme taşıyor. Diğeri CNNTürk.com, yolsuzluk iddialarını haberleştiriyor.


Yalçın Doğan'ın köşe yazısı şöyle:
Yeni pasaportla uç uçabildiğin kadar
KEMERLERİNİZİ bağlayın, koltuk arkalarını dik tutun, önünüzdeki masayı kapatın. Şimdi cipli, yeni pasaportumuzla uçmaya başlıyoruz.
Uçuşun başladığı iki ayrı alan var. Biri Hazine Müsteşarlığı Darphane Genel Müdürlüğü, diğeri Emniyet Genel Müdürlüğü.

1999’da aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 180 ülke biyometrik (cipli)pasaporta geçmek için sözleşme imzalıyor. Terörle mücadele etmek, pasaport sahtekarlığını ve kaçakçılığı önlemek gibi, güvenlik gerekçeleriyle.

Sözleşme, ülkelere on bir yıl süre tanıyor. O süre 1 Nisan 2010’da doluyor, ama Türkiye pasaportları 1 Nisan 2010’a kadar, yani on bir yıl içinde yenilemeyi beceremiyor.
Bununla birlikte becerdiği işler var.
Yalçın Doğan'ın yazısının tümü için : TIKLAYIN!


CNNTürk.com'un haberi şöyle:
Çipli pasaport ihalesinde yolsuzluk iddiası
Kart, düzenlediği basın toplantısında, Hazine Müsteşarlığının 27 Eylül 2005 tarihinde yaptığı ihaleyi 15 milyon 475 bin avro bedelle bir Malezya firmasının kazandığını, ancak 30 Ocak 2007 tarihinde Emniyet bünyesinde aynı konuda yeni bir ihalenin yapıldığını kaydetti. Bu ihaleyi de "yine aynı Malezya firmasının da yer aldığı ortak girişim grubunun 10 milyon 500 bin YTL bedelle kazandığını" anlatan Kart, ihaleyi alan firmaların işi başaramadığını ve ihalenin fesh edildiğini söyledi.

Bu aşamadan sonra Başbakan'ın talimatıyla ihalenin Emniyet'in üstünde kaldığını öne süren Kart, Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Hudut ve İltica Daire Başkanlığının özel bir birim oluşturduğunu, Polis Akademisi Gölbaşı Kampüsündeki bir binanın bu birime tahsis edildiğini ifade etti.

"Neresinden bakılırsa bakılsın, yolsuzlukların, karanlık ilişkilerin ve suç ilişkilerinin varlığını gösteren bulgular söz konusudur" görüşünü dile
getiren Kart, şu soruları yöneltti:

Haberin devamı için lütfen: TIKLAYIN!


CNNTürk.com'un yalanlama haberi şöyle:
"Çipli pasaport"ta fesata yalanlama

Akşam saatlerinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kart'ın iddialarını yalanlayan yazılı bir açıklama yaptı.


"Aynı konuda iki ayrı ihale yapıldığı ve devletin zarara uğratıldığı iddiasının gerçeği  yansıtmadığı bildirilen açıklamada, vatandaşların kişisel verilerinin yurt dışına çıkarılmasının da söz konusu olmadığı ifade edildi."


Haberin devamı için lütfen: TIKLAYIN!

7 Temmuz 2010 Çarşamba

BAŞBAKANLIK'tan yanıt geldi.

Sürdürdüğümüz kampanya doğrultusunda 21 Mayıs tarihinde Sayın Başbakan ve ilgili 3 Bakana (İçişleri, Dışişleri, Maliye) birer mektup yollamıştım. Bu mektupları sadece Maliye Bakanlığı 14 haziran tarihinde yanıtlamıştı. Blogta o yanıtla ilgili yazdığım yazıya aşağıda ulaşabilirsiniz.

Ancak yanıt doğrudan Başbakanlıktan gelmiyor, mektup İstanbul Valiliği'ne yollanmış, oradan da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Pasaport şube müdürlüğüne, Pasaport Şube Müdürü Cengiz Urgancı mektubunda şöyle diyor:

22.06.2010
İlgi: 25.05.2010 tarihli Başbakanlık (BİMER) 228505 sayılı dilekçeniz.


İlgi sayılı dilekçeniz gereği; Vatandaşlarımızın uzun yıllardır dünyanın en pahalı pasaportunu kullandığından bahisle pasaport ücretlerinin düşürlmesini, yeni yürürlüğe girecek biyometrik pasaportlarda harç ve cüzdan bedelini dünya ortalamasına indirilmesinin gerektiği hususlarını içeren BİMER'e göndermiş olduğunuz dilekçe incelenmiş olup;


Yurtiçi ve dışı pasaport cüzdan bedellerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlendiğinden söz konusu dilekçe ile yaptığınız başvuruya Maliye Bakanlığınca tarafınıza cevap verileceği hususunu;
Bilgilerinize rica ederim.

Yorumu size bırakıyorum.

Sadece küçük bir hatırlatma: 21 Mayıs tarihli mektubuma (yanlışlıkla 25 deniyor) yanıt 22 Haziran'da yazılmış, postaya 24 Haziran'da verilmiş, 6 Temmuz'da da elimize ulaştı.

6 Temmuz 2010 Salı

Yeni bannerlarımız yayında!

"Seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" kampanyamız son sürat devam ediyor. Yeni rozet ve bannerlarımızı kullanmak için lütfen kampanya malzemeleri sayfamızı ziyaret edin.


YENİ BANNER VE ROZETLERİMİZ İLGİNİZİ BEKLİYOR! 


Bloglarınızda, profil fotoğraflarınızda, e-postalarınızda ve arzu ettiğiniz her yerde lütfen kullanın ve kullanılmasını sağlayın! Tasarımlar için Nurgül Eryıldır ve Levent Erdem'e çok teşekkür ederiz!

İndirim mağdurları için TV8'de bir açıklama yaptım.

Bloğumuz öncülüğünde ve yüzlerce kişinin desteği ile "seyahat özgürlüğümüz" için mücadele verdik. Ve 20 Haziran'da pasaport ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararıyla % 50 düşmesini sağladık.

Ancak bu indirim kararının, Bakanlar Kurulu'nun 7 haziran tarihinde yaptığı toplantıda alındığı Resmi gazetede yayımlanan kararda belirtiliyordu. 20 Haziran tarihinde Resmi gazetede yayımıyla karar yürürlüğe girdiği için aradaki 13 günde yüksek ücretlerden pasaport işlemleri yaptırarak mağdur olan yüzlerce insanımız oldu. Yani % 50'lik sevinç adeta kursaklarında kaldı.

Bu kararın, indirimin ilan edilmesi, yayımlanması için niçin 13 gün beklendi, diye mağduriyetlerini belirten, bizim de destek verdiğimiz bir kampanya yapılıyor, mağdur olanlar tarafından. Bu çerçevede önce Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü bir açıklama yaptı ve pasaport ücretleriyle ilgili 20 hazirandan önce işleme başlamış, parasını yatırmış, ama pasaportundaki uzatma tarihini 20 haziran ve sonrasında almış kişiler için ücret iadesi yapacağını açıkladı. Aşağıda bununla ilgili detaylı duyuru da yer alıyor.

Dün de Gelirler Genel Müdürlüğü aynı yönde bir genelge yayınlayarak mağduriyeti harçlar için de kısmen giderecek bir açıklama yaptı. 20 haziran tarihini baz alan bir açıklama. Genelge için lütfen : TIKLAYIN!

Ancak burada sözü edilen kitle gerçekten çok az sayıda insanı kapsıyor. Çünkü bu bir kaç günlük süre içinde başvurusunu yapan kişi sayısının çok olamayacağı açık. Bu düzenlemeyle de devlet bu konuda sesini yükseltenlere yanıt verdi, ama yine eksik ve tatmin etmeyen bir yanıt.

Bugün bu konuda TV8 haber bülteni için bir açıklama yaptım, bu mağduriyetin altını da çizdim. İnsanların paralarını nasıl geri alabileceklerini de anlattım. Umarım tümü yayınlanır.

Çünkü mağduriyet sürüyor!

1 Temmuz 2010 Perşembe

Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi değil, dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır.


SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ
BASIN AÇIKLAMASI
01.07.2010

Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin
Seyahatnamesi değil,
dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır.

  • 2011 Evliya Çelebi’nin 400. Doğum yılı, bu yıl UNESCO tarafından Evliya Çelebi Yılı ilan edilirken, Türkiye’de “seyahatnamesi”nin müstehcen bulunarak toplatılmak istenmesi tam anlamıyla bir skandaldır.

  • Müstehcen olan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi değil, Türkiye’nin yurttaşlarının Anayasal hakkı “seyahat özgürlüğünü” elinden alan dünyanın en pahalısı olan pasaport fiyatlarıdır. 5 yıllık biyometrik bir pasaport dünya ülkelerinde ortalama 50 dolarken, Türkiye’de yapılan %50 indirime rağmen 225 dolardır. Devlet, vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesi karşılığında yüksek harçlar isteyerek Anayasal hakkımızı çiğnemektedir. Dünyanın en pahalı pasaportlarını kullanmak zorunda bırakılan Evliya Çelebi’nin Torunları, şimdi de tüm dünyada temel bir kaynak kitap olan “seyahatnamesi”nden yoksun bırakılmak istenmektedir.

  • Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’ndeki sergide daha geçen ay "insanlık tarihinde kültürler ve medeniyetler arasında köprüler kurulmasına en önemli katkıda bulunan ve öncü rol oynayan" 20 kişi arasında sayılan Evliya Çelebi’ye daha çok sahip çıkması gerekenlerin, bir klasik olan kitaplarını toplatmak istemesini biz “düşünce özgürlüğü” kadar “seyahat özgürlüğü”nü de yok sayan bakış açılarının bir buluşması olarak görüyoruz.

  • Türkiye’de seyahat özgürlüğümüzü geri kazanmak için mücadele eden “seyahat özgürlüğü gönüllüleri” olarak, 2011 Evliya Çelebi yılı arifesinde “seyahatnamesi”ne yönelik bu mesnetsiz ve haksız “müstehcenlik” suçlamalarını şiddetle kınıyoruz.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

29 Haziran 2010 Salı

Pasaport indirimi "mağdurları" için bir ara çözüm!


Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, bugün internet sitesinde pasaporların ücretlerinde yaşanan indirim dolayısıyla, daha önce yüksek ücret ödeyen ancak pasaportlarını teslim almamış olanlar için bir duyuru yaptı. Bazı mağdurlar paralarını geri alabilecekler.


Açıklama şöyle:
20.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile pasaport defter bedellerinin 50 TL'ye düşürülmesi nedeniyle, müracaatını yapmış ancak pasaport defterini henüz almamış olanlar; aşağıda belirtilen belgelerle müracaat etmeleri halinde yatırmış oldukları 138 TL defter bedellerinin iadesini isteyebileceklerdir:

1- Banka dekontunun aslı ve bir adet fotokopisi (Dekontun; müracaat ettiği Emniyet birimi tarafından, işleminin henüz tamamlanmadığı, karşılığında pasaport defterinin henüz verilmediği gibi bilgilerin yazılı olması, Emniyet biriminin adı, onaylayanın kaşe ve imzası bulunacak şekilde onaylanması ya da yukarıdaki hususları belirten Emniyet Müdürlüğü yazısı ve fotokopisi)

2- Dilekçe (İadesi istenen paranın yatırılacağı banka ve şube adı, IBAN nosu gibi bilgiler içermesi gerekmektedir.Örnek dilekçeyi buradan indirebilirsiniz.)

3- Nüfus Cüzdanının fotokopisi 

Yukarıdaki belgeler şahsen veya posta yoluyla aşağıdaki adrese ulaştırıldığında talep karşılanacaktır.
DUYURULUR.
Adres : Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü
           Saymanlık Müdürlüğü
           Dikilitaş Mah. Yenidoğan Sokak No:55 34349
           Beşiktaş/İSTANBUL

28 Haziran 2010 Pazartesi

On5yirmi5.com "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"ne destek verdi!

Gençlik sitesi on5yirmi5.com sitesinin editörlerinden Pınar Yıldız "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" bloğumuz ve yürüttüğümüz kampanya ile ilgili olarak geçen hafta benimle bir röportaj yapmıştı. 


Bugün röportajı çok güzel bir içerik ve tasarımla sitelerinde yayınladılar. www.on5yirmi5.com sitesine kampanyamıza ana sayfalarından özel bir röportajla verdikleri destek için tüm Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri adına çok teşekkür ederim.


Röportaj şöyle başlıyor:

Dünyanın en pahalı pasaportunu kullandığımızı biliyor musunuz? Evet pahalı, üstelik diğer ülkelerle arada uçurumlar olan fahiş bir fiyatta! Peki bu neden böyle? Seyahat etmek bizim en doğal ve anayasal hakkımız olduğu halde, fahiş  fiyatlarla bu özgürlüğümüz neden kısıtlanıyor?Evliya Çelebi gibi dünyanın en önemli seyyahından birinin torunları olarak bu kadar pahalı bir pasaportu kullanmamız, üstelik bunun farkında bile olmamız biraz tuhaf değil mi? 
İşte hem bu trajik duruma bir dur demek hem de toplumsal farkındalık yaratmak için O. Suat Özçelebi Mart 2010 tarihinde "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" adlı blog ve Facebook grubu kurar. Bu blog üzerinden başlayan kampanya çığ  gibi büyür ve seslerini yetkililere duyurmayı başarırlar. Öyle ki internette başarılı olmuş tek somut örnektir bu kampanya! Çünkü kısa bir zaman önce pasaport fiyatları yüzde 50 indirilir. Ancak bu indirime rağmen Türkiye'deki pasaport  fiyatları hala dünyanın en pahalı pasaportlarıdır. Seyahat özgürlüğü gönüllüleri durmazlar ve bu ücretler, dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep ederler.
İşte biz de bu çağrıya kulak verdik ve okuyucularımızı konuyla ilgili bilginlendirmek için kampanyanın sorumlusu O.Suat Özçelebi ile bir röportaj gerçekleştirdik. İşte pasaport ve pasaport zamları hakkında herşeyi konuştuğumuz ve sizi  şaşkına uğratacak bilgilerin bulunduğu röportajımız...
Röportajın tümüne, On5yirmi5.com sitesine ulaşmak için lütfen: TIKLAYIN!

23 Haziran 2010 Çarşamba

Maliye Bakanlığı'ndan yanıt geldi!

Bloğu izleyenler biliyor. Mayıs ayı içinde "seyahat özgürlüğü" kampanyamız doğrultusunda hem Başbakanlık ve e-pasaport sitesine yönelik hem de Maliye Bakanlığı'na yönelik dilekçe ve bilgi edinme kanunu çerçevesinde e-posta ve faks kampanyaları yapmıştık.

7 Mayıs 2010 tarihinde, "1 haziran 1 fırsat" adlı yazımla Sayın Başbakan, Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere tüm yetkililere, açık bir çağrı yapmıştım:

"Buradan Sayın Başbakan, Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere tüm yetkililere, açık bir çağrı yapmak istiyorum: 1 Haziran 1 fırsattır. Gelin bu tarihte modern pasaportlara kavuşacak T.C. yurttaşlarına bu pasaportları edinebilme/kullanabilme şansı tanıyın. 1 Haziran gelmeden, pasaport harçlarını dünya ortalaması olan 45-50 dolar seviyesine düşürün.Bunun için bir yasa değişikliği gerekiyorsa şimdiden girişimde bulunun ki 1 haziran’dan önce bu harçlar düşürülsün ve kimse “biyometrik pasaport”lara yüksek harç edemek zorunda kalmasın. Anayasal ve temel insan hakkımız olan seyahat özgürlüğümüzü geri verin."

Ardından da 21 mayıs tarihinde başta sayın Başbakan olmak üzere Maliye, İçişleri ve Dışişleri Bakanları'na ekinde Dünya Bankası'nın çalışmasının da olduğu ayrıntılı birer mektup yollayarak, pasaport ücreti ve harçların "makul" bir düzeye indirilmesini talep etmiştim.

Bu mektuplara ilk yanıt, Maliye Bakanlığı'ndan geldi. Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek adına Daire Başkanı Ahmet Ünlü 14.06.2010 tarihli cevabi mektubunda şöyle diyor:
Sayı: B.07.0.GEP.0.06-622.01- 0639
İlgi:21/05/2010 tarihli yazınız 
İlgide kayıtlı yazıda; pasaport harç ve ücretlerinin dünya ortalamasının üzerinde olduğundan bahisle söz konusu bedellerin düşürülmesi talep edilmektedir. 
Söz konusu talebiniz yasal düzenleme gerektirmekte olup çalışmalarımızda değerlendirilmek üzere kayıtlarımıza alınmıştır.
Bilgi edinilmesini rica ederim. 
Bakanlar Kurulu'nda yeni alınan indirim kararı dışında, ayrıca pasaport ücretlerinin dünya ortalamasına indirilmesi için bir "yasal" düzenleme yapılmaya çalışıldığı umuduna kapılabilir miyiz?

Ne dersiniz?

22 Haziran 2010 Salı

Taraf Gazetesi ve CNNTürk.com'a AÇIK TEŞEKKÜR!


Seyahat Özgürlüğü bloğunda başlayan kampanya yurttaşlarımızın ilgisi ve desteği, bazı basın yayın organlarının çabalarımıza destek vermesi ve konuyu ısrarla işlemeleri sonucunda bir sonuca ulaştı. Bir ilki hep birlikte başardık, diye düşünüyorum. %50 indirim çok ciddi bir başarı...

Bu sonuç basına yansıdığı zaman, 20 haziran tarihinde Facebook'da 11.000 bloğumuzda yüzlerce kişi pasaport ücretlerini düşürerek Anayasal haklarına sahip çıkmak için çaba harcıyordu. 4 aydır yüzlerce e-posta, faks, mektup, blog yazıları, bannerlar, haber-röportaj, TV programları ve ellerindeki her türlü iletişim aracını kullanarak, sorunun ve çözümün odağı olan Başbakanlık, İçişleri, Dışişleri ve Maliye Bakanlığı'na seslerini ulaştırdılar, taleplerini ilettiler.

Taleplerini aynı zamanda medyada da güçlü bir biçimde yansıttılar, toplumsal farkındalığı artırdılar...

Ve kampanya doğru bir strateji ile ulaşması gereken kanallara ulaştı, önemli ve somut bir sonuç elde edildi.

Ancak olanlar yine hemen oldu. Aylardır süren kampanya başarıya ulaşınca, bu konuda 3-4 haber yapmış, bazı basın organları "biz" yaptık, "biz başardık" diye ortaya döküldü. Daha da üzücü ve ibret verici olan binlerce kişinin emeğini yok sayıp her şeyi kendine mal edenler, bu emeği ısrarla "görmezden" de gelmeyi sürdürdüler. Kendilerine iletilen, soru soran, tepki maillerine "ibretlik" yanıtlar verdiler.

Bu konuda "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin hakkını teslim eden objektif tek haber, dün Taraf Gazetesi'nde yayınlandı.: 


"Pasaport ücretlerinin yüksekliği nedeniyle pasaport sahipleri internette harçların düşürülmesi için www.seyahatozgurlugu.com adlı bir site kurarak ücretlerin düşürülmesini istedi. Pasaport harçlarının yüksekliğine gösterilen tepkileri dikkate alan Bakanlar Kurulu, pasaportlarda yüzde 50’ye varan indirim yapıldı."

Ve yine bugün, bir gün gecikmeyle de olsa CNNTürk.com, bazılarına ders olacak nitelikte bir vurguyla "seyahat özgürlüğü gönüllüleri"nin ve bu bloğun "seyahat özgürlüğü ve pasaport" konusunda hakkını teslim etti:

CNNTurk.com'un çok önemli notu: SeyahatOzgurlugu.blogspot.com'un başlattığı pasaport hareketi basının da desteğiyle ilk başarısını elde etti. Ancak hatırlatmak istiyoruz ki, bu "hıbır" veren basın organlarının dediği gibi Devletin bizlere bir lütfu ya da "hıbır" veren bazı sitelerin "Bir çaktık, gol oldu" mantığıyla attıkları başlıklarla gelen bir başarı değildir.Fahiş ücretlerle "kaz" yerine konulmak istenen halk sesini çıkarmış ve hakkını aramıştır. Basın kuruluşları olarak bizler bu seslerin kamuoyuna iletilmesi görevini üstlendik. Bazı "hıbır" siteleri indirimi aldık her şey bitti mantığıyla yan gelip yatışa geçebilirler."

Her iki medya organına da "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" adına çok teşekkür ederim.

Bu ülkede "görmezden gelmenin" şiddetine karşı örnek oldukları, hakkı teslim etmenin özellikle Türkiye'de çok cılız olan sivil toplum ve demokratik HAK ARAMA geleneğine nasıl büyük bir katkı sunabileceğini gösterdikleri için...

Herkes elbette öğrenecek, "hak verilmez, alınır!"

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri

21 Haziran 2010 Pazartesi

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ BASIN AÇIKLAMASI



Dünyanın en pahalı pasaportlarında gerçekleştirilen indirim yeterli değil!

  • Oldukça yüksek görünen %50 indirime rağmen, dünyada hemen her ülkede verilen 5 yıllık pasaportlar içinde Türkiye’nin pasaport ücretleri hala “dünyanın en pahalı pasaportu” seviyesindedir.

  • Anayasal hakkımız seyahat özgürlüğünü çiğneyen yüksek pasaport ve harç ücreti uygulamalarını kınayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”, bu ücretlerin dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep etmektedir.

  • 500 dolardan, yaklaşık 225 dolar seviyesine indirilen 5 yıllık biyometrik pasaport ücretlerinin bile hükümetimizin yabancı ülkelerin Türkiye’ye koyduğu “vizeleri” kaldırma politikasıyla uyum içinde olduğunu düşünmüyoruz. Asgari ücretin 550 TL olduğu bir ülkede başbakanımızın dediği gibi “vatandaş cebine pasaportunu koyup” yine yurtdışına gidemeyecektir.

Değerli Basın Mensupları,

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ GÖNÜLLÜLERİ  dünyanın en pahalı pasaportlarına karşı aylardır yürüttükleri mücadelenin başarıyla sonuçlandığını kamuoyu ile paylaşmaktan onur duyuyor.

Yaklaşık 4 aydır başta internet ortamı olmak üzere tüm mecralarda Seyahat Özgürlüğü Gönüllüsü binlerce kişi indirim için çaba harcıyor.  Kurduğumuz blog, internet sitesi, gruplarla sosyal mecralarda resmi makamlara karşı yürüttüğümüz kampanyada ulaşılan sonucu yeterli görmüyoruz.

Mart 2010 tarihinde, O. Suat Özçelebi’nin kurduğu “seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz” adlı blog ve Facebook grubu üzerinde başlayan kampanya ile bugüne kadar yüzlerce e-posta, faks ve mektup, Sayın Başbakan, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı’na ulaştırılmıştır.  Anayasal hakkımız seyahat özgürlüğünü çiğneyen yüksek pasaport ve harç ücreti uygulamalarını kınayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”,  bu ücretlerin dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirilmesini talep etmektedir.

Dünyanın dört kıtasından katılarak, 11.000 kişinin destek verdiği bir aşamaya ulaştırdıkları kampanyalarıyla hem bloglarında hem de birçok basın ve yayın organlarında seslerini hükümete ve topluma duyurarak, toplumsal farkındalık yaratmak için çaba harcayan “seyahat özgürlüğü gönüllüleri” gelinen noktayı çok önemli, fakat yetersiz görüyor.

Oldukça yüksek görünen %50 indirime rağmen, dünyada hemen her ülkede verilen 5 yıllık pasaportlar içinde Türkiye’nin pasaport ücretleri hala “dünyanın en pahalı pasaportu” seviyesindedir. Hem pasaport hem de harçlarda yapılan “indirimi” bir “yaz sezonu indirimi” olarak değerlendiriyoruz.

Hükümetin kampanyamıza, sivil toplumun taleplerine karşı gösterdiği duyarlılığa teşekkür ediyoruz.

Yeni hedefimiz bu kez yeni hazırlanan pasaport kanunu ile birlikte bir “kış sezonu” indirimi daha yapılmasını sağlamaktır. Bu ücretlerin de %50 daha indirilmesini, sonuç olarak dünyada 5 ve 10 yıllık pasaportların ortalama ücreti olan 45-50 dolar seviyesine kadar pasaport ücretlerini düşürülmesini talep ediyoruz.

500 dolardan, yaklaşık 225 dolar seviyesine indirilen 5 yıllık biyometrik pasaport ücretlerinin bile hükümetimizin yabancı ülkelerin Türkiye’ye koyduğu “vizeleri” kaldırma politikasıyla uyum içinde olduğunu düşünmüyoruz. Asgari ücretin 550 TL olduğu bir ülkede başbakanımızın dediği gibi “vatandaş cebine pasaportunu koyup” yine yurtdışına gidemeyecektir.

Pasaport bize devletin vermek zorunda olduğu bir “kimlik” belgesidir. Bunu kar amaçlı satamaz, biz “Türkiye Cumhuriyeti’nin müşterisi değil, yurttaşıyız!” Devlet, vermek zorunda olduğu bir belgeyi yüksek harçlarla vergilendirip, Anayasal hakkımızı çiğneyemez.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri, başka ülkelerin vatandaşlarının ortalama 50 dolara aldığı pasaportların ücreti “makul” bir  düzeye ininceye kadar mücadelesine her mecrada devam edecektir.

Değerli basın mensupları

Yapılan bazı indirim haberlerinde “seyahat özgürlüğü gönüllüleri”nin aylardır, özellikle internet üzerinde sosyal medyada sürdürdüğü sivil toplum hareketi görmezden gelinmiştir. Hatta kimi gazete ve TV’ler bu indirimi tamamen kendi yaptıkları haberlere bağlayabilmiştir.

Kuşkusuz bu medya organlarının yaptığı haberlerin etkisi büyüktür. Ancak 4 aydır binlerce kişinin yürüttüğü bir sivil toplum hareketine hakkını teslim etmemek, bu yönde çaba harcayan, hatta belki de yoğunlukla internette gerçekleştirilen ve başarıya ulaşan ilk “sivil toplum” oluşumunu ve kampanyasını görmezden gelmek, başka “demokratik mücadele” vermek isteyen yurttaşlarımızın cesaretini de kıracaktır.

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri özellikle son bir aydır Hürriyet gazetesinde tam sayfa röportaj, Radikal 2 ekinde bir makaleyle, NTV ana haber bültenlerinde, TV8 sabah kuşağında, Taraf Gazetesi’nde, onlarca internet haber sitesinde, blogda, forumda haber–röportaj biçiminde demokratik mücadelelerini basın organlarıyla da paylaşmış ve yansıtmıştır. Hepsine katkıları ve destekleri için çok teşekkür ediyoruz.

Seyahat özgürlüğü gönüllüleri bu yüksek indirime rağmen, “durmak yok, yola devam” diyor,  seyahat özgürlüklerini geri istemeyi sürdürüyor!

Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri