30 Ekim 2010 Cumartesi

1000 imzaya doğru...

İmza kampanyamız yavaş gidiyor.

Bu bloğu ilk kurduğum zaman, gelen destek de çok sınırlıydı. Ancak 30-40 gün sonra destekleyenler sosyal ağda artmış, özellikle Facebook'da destekçi sayımız 2. aya girerken yüzlerce kişiye doğru hızla yükselmişti.

Şimdi de büyük bir çaba harcıyoruz, 73 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını doğrudan ilgilendiren bir insan hakkı ihlali, bir hak mücadelesinde imza verecek kişiler bulmak için...

Türkiye'de "seyahat özgürlüğü"nün temel bir insan hakkı olduğu algısının ne kadar sorunlu olduğu konusunda daha önce yazdım. T.C. yurttaşlarının hakları konusundaki "bilinç" sorunu ve sivil toplum, gönüllülük anlayışımızın henüz emekleme safhasında oluşundan da bahsetmiştim bu blogta...

İmza kampanyamız 1000 kişinin desteğini almak üzere, ancak özellikle T.C Kimlik numarası ile imza atabiliyor olmanın en az yukarda saydıklarım kadar kampanyanın önünde bir engel oluşturduğunu görüyoruz. Bu özelliği önemsemeyenler de var. Ancak büyük bir kitlede egemen olan şu: Güvensizlik...

Biz, seyahat özgürlüğü gönüllüleri olarak gerçek T.C yurttaşlarının imzalaması için bu özelliği kampanyaya ekledik. Üstelik yazılan numaranın, sadece devletin sisteminde kayıtlı nüfus bilgilerinin kontrolu amacıyla kullanıldığını, sitede veya her hangi bir yerde kimsenin kimlik numarasının saklanmadığını da yazdık, söyledik. Kimsenin bu numarayı ele geçirme şansı yok, çünkü imza kampanyası sitesinin hiç bir yerinde kimsenin T.C. kimlik numarası yok.

Biz bu özellikte ısrar edeceğiz, "güvensizliği" aşmanın farklı yollarını da deneyeceğiz, siteye daha fazla bu konuda açıklayıcı bilgi de koyacağız.

Ama şunu herkes anlamalı, eğer "seyahat özgürlüğü"nün hepimiz için bir Anayasal hak olduğuna inanıyorsanız, bu hakkın ihlalini ancak birlikte mücadele edersek engelleyebiliriz.

"Güvensizliği" aşmanın da aslında herkes için birçok yolu olabilir. Elbette, gerçekten bu konuda bir şeyler yapmak istiyorsanız...

Seyahat özgürlüğü imza kampanyası, imzalarınızı bekliyor.

21 Ekim 2010 Perşembe

Mehmet Şimşek Twitter'da yanıtladı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bugün Twitter'dan vatandaşların sorularını yanıtladı. Yaklaşık bir saat süren twitleşmede biz de 2 soru sorduk:


 @memetsimsek sayın bakan T.C. pasaportunun dünyanın en pahalı pasaportu olması konusunda ne düşünüyorsunuz? Üstelik yapılan indirime rağmen.


Bu soruya yanıt gelmedi...


@  hakkında desteğinizi bekliyoruz. Neden pasaportlarımız dünyanın en pahalı pasaportu? Saygılar


Yanıt:  Mehmet Simsek 
@serdar_temiz pasaport harçlarını bu sene %50 düşürdük.

Evet böylece sayın bakana imza kampanyamızı duyurma şansımız oldu. Ve daha önce onlarca mail, dilekçe, bilgi edinme kanunu aracılığıyla internet üzerinden talep ettiğimiz bilgilerin dışında, doğrudan bu konuyu sormuş, gündeme getirmiş olduk.

Umarım, diğer Twitter söyleşilerinde sorularımıza daha somut yanıtlar alırız. Lütfen Maliye Bakanına siz de sorun:

sayın bakan T.C. pasaportunun dünyanın en pahalı pasaportu olması konusunda ne düşünüyorsunuz? Üstelik yapılan indirime rağmen.

sayın bakan bu pasaport ücretleri temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğünü vatandaşlarımızın elinden almıyor mu?

18 Ekim 2010 Pazartesi

Hürriyet Gazetesi İmza Kampanyamızı duyurdu!

İmza kampanyamız bugün Hürriyet Gazetesi Seyahat Eki'nde "haber" olarak duyuruldu. Kampanya hakkında bilgiler verilirken, seyahatseverler, imza kampanyası sitesinde yer alan mektuba imza atmaya davet edildi.


Hürriyet Seyahat'te yer alan haber:


"Pasaporta indirim yetersiz seyahat özgürlüğümüzü istiyoruz
Bir grup gezginin mart ayında internette başlattığı “Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz” kampanyası ses getirmiş, pasaport ücretleri yüzde 50 oranında düşürülmüştü. Ancak seyahat severler, indirime rağmen hala TC pasaportunun en pahalısı olduğunu savunuyor ve kampanyayı sürdüyor. Bu kez www.seyahatozgurlugu.com adresinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilmek üzere bir mektubu imzaya açıldı."
Haberin devamı için lütfen tıklayın.


Ayrıca, Haber Erk internet haber sitesi ve Galata digital gazete de imza kampanyamızı hem duyurdular hem de okurlarını kampanyamıza katılmaya davet ettiler.

15 Ekim 2010 Cuma

HEDEF 72.529 İMZA!

Evet imza kampanyamızda hedef kişi sayısı belli oldu: 72.529

Eğer 72.529 kişinin desteğini alırsak, 12 Eylül'de Referandumda onayladığımız "seyahat özgürlüğü" değişikliğinden etkilenen 72.528 kişiyi 1 kişi ile geçeceğiz.

Neden 72.528 kişiyi geçmeye çalışıyoruz? Anlatayım:

Referandumda insanların büyük çoğunluğu belli polemiklere odaklanmış ya da içerikle hiç ilgilenmemişlerdi. Özellikle Anayasa Mahkemesi ve HSYK'da yapılan değişiklikler diğer maddeleri gölgede bırakmıştı. Kimileri diğer maddeleri, anılan bu iki maddenin geçmesi için bir tür "sos" olduklarını da iddia ediyordu.

Sonuçta ne olursa olsun, oylandı ve kabul edildi. İşte bu maddelerden biri de "yurt dışına çıkış yasağı" ile ilgiliydi. Örneğin bir iş adamının cüz'i miktarda bir vergi borcu olsa bile "idari" bir kararla yurt dışına çıkması engelleniyordu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2006'da Reiner kararıyla vergi borcundan dolayı yurt dışına çıkışın yasaklanmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bulmuştu. Eskiden bir idari karar yetiyordu, şimdi mutlaka hakim kararı gerekecek.

Kısaca, Anayasanın 23. maddesinde doğru ve haklı bir düzenleme yapıldı.

Peki bu kapsamda olan kaç kişi vardı: Milliyet'in haberine göre 72.528*

Yani biz bu değişikliği 72.528 kişi için yaptık. Sayının bu seviyeye gelmesini bekledik. Aslında 1 kişi bile bu durumda olsa farketmezdi. Yine yapılmalıydı. Çünkü "seyahat özgürlüğü" temel bir insan hakkıdır, hukuk dışı yollarla veya ekonomik gerekçelerle sınırlandırılamaz.

Ama Türkiye'de sadece 72.528 kişinin değil, onlar da dahil milyonlarca insanın temel insan hakkı olan ve Anayasamızın güvence altına aldığı "seyahat özgürlüğünü" ortadan kaldıran daha büyük bir hak ihlali var: Fahiş düzeyde yüksek olan pasaport ücreti ve harcı. O kadar yüksek ki Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu dünyanın en pahalı pasaportu yapacak kadar!

Şimdi biz "seyahat özgürlüğü gönüllüleri" olarak diyoruz ki madem 72.528 kişinin hak ihlali için referandumla Anayasa'yı bile değiştiriyoruz. Milyonları temsil edecek 72.529 kişi için de yasal bir değişiklik yapabiliriz.  Hatta harcı düşürmek için sadece bir Bakanlar Kurulu kararı bile yetiyor!

Madem yıllardan beri çeşitli nedenler yurt dışına çıkışı engellenen yurttaşlarımızın önündeki engeli kaldırdık. Şimdi de onlar da dahil tüm yurttaşlarımızın önündeki asıl engeli, milyonlarca insan için "seyahat özgürlüğünü" sınırlayan fahiş pasaport ücretlerini dünya ortalamasına 50 dolar düzeyine indirelim!

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları eğitim, sağlık, seyahat, ziyaret veya hangi gerekçe ile olursa olsun, bırakın dünyayı görsün, komşularını görsün, başka hayatlar, kültürler, kentler ve doğal güzelliklerle karşılaşsın. O zaman göreceksiniz ülkemizdeki, (Mark Twain'in yıllar önce söylediği gibi) taassupla, ön yargılarla, hoşgörüsüzlükle baş etmek, ekilmeye çalışılan ayrımcılık tohumlarının yeşermesini engellemek çok daha kolay olacak.

HEDEF 72.529 İMZA!

Gelin kamu otoritesine, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza sesimizi duyuralım. 72.528 kişi için yaptınız, 72.529 kişi için de yapın diyelim.

Durmayın, imza kampanyamıza katılın. İmzalayın, imzalatın!

14 Ekim 2010 Perşembe

İmza Kampanyamız Gezikolik ve Gezi Alemi'nde

Gezmeyi sevenlerin buluşma noktası adıyla yayın yapan gezi sitesi gezikolik, seyahat özgürlüğü kampanyamızı haber olarak okurlarına duyururken, Gezi alemi tüm ziyaretçilerine imza kampanyamızı sitenin "tavsiye ediyoruz" bölümünde bannerımızla birlikte duyuruyor.

Gezikolik ve Gezi alemi ile birlikte kampanyamıza destek veren gezi siteleri ve bloglarının sayısı 100'e yaklaştı. İmza kampanyamızın sosyal ağda daha fazla kişiye ulaşması için lütfen gezi siteleri ve bloglarına kampanya bannerlerımızın konması için çalışın.

Seyahat özgürlüğüne önce seyahat hakkının bilincinde olan yurttaşlarımızın sahip çıkması gerekiyor. Bunun için bu kampanyayı her mecrada ama özellikle internette duyurmalıyız, her biri aslında birer seyahat özgürlüğü gönüllüsü olan seyahatseverleri haberdar etmeliyiz.

Gezikolik'teki haberin linki için lütfen tıklayın.


Gezi Alemi için lütfen tıklayın.

12 Ekim 2010 Salı

Fotogezgin.com'dan imza kampanyamıza destek

Gidemeyenlere, göremeyenlere, gezemeyenlere... sloganı ile uzakları yakın etmek, gezginlerin bilgi, belge ve anılarını tüm fotogezginler ile tanıştırma amacıyla kurulan fotogezgin sitesi seyahat özgürlüğü imza kampanyamıza destek verdi.


Kampanyamızı hem bir haberle duyuran fotogezginler, ayrıca imza kampanyamızın bannerına da üyelerinin ve ziyaretçilerinin sürekli ulaşabilmeleri için sitelerinde yer verdiler.


Seyahat özgürlüğü kampanyamızın en önemli paydaşlarından biri olan fotoğrafçı gezginlere teşekkür ederiz. Diğer sitesi ve bloğu olan gezginlerimizi de kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.


Fotogezgin.com adresine ulaşmak için lütfen tıklayın! 

8 Ekim 2010 Cuma

Yetinmek, güvensizlik, atalet, gönüllülük...

Seyahat özgürlüğü sayfasındaki bir yazı için ilginç bir başlık değil mi?

Ama kaçınılmazdı. Bu yazıya birçok kişinin hissettiğini düşündüğüm "duyguları" paylaşma isteği yol açtı. Baştan söyleyeyim bir şeyden vazgeçtiğim, geldiğimiz noktayı kabullendiğim falan yok. Ancak madem bunları düşünüyorum, madem birçok kişinin de ucundan kıyısından bu hissiyata sahip olduğu kanısındayım, yazmak istedim.

İmza kampanyamız başlayalı 20 gün oldu. (Daha dur bir ay bile olmamış, demeyin) Kampanya sayfamızda 480 imza var. Bu bloğu günde 30-40 kişi ziyaret ediyor. (tıklama değil ziyaretçi, 300 kişinin ziyaret ettiği günler de oldu) Facebook grubumuzda üye sayımız 13.300'ün üzerine ulaştı. Ayrıca Facebook sayfamızda 650 üyemiz daha var. Dailymotion ve vidivodo video sayfalarımızı ziyaret edip, filmleri izleyenleri sayısı 8.000'i geçti. Friendfeed ve Twitter'da zayıfız, henüz 100 kişiye ulaşmadık.

Bugüne kadar radyo, televizyon, gazete, dergi gibi geleneksel medya araçlarını da sıklıkla ve başarıyla kullandık. Kullanıyoruz. Toplumsal farkındalığı artırdık, belli bir stratejiyle bütünleşik bir iletişim/sosyal medya kampanyası yürüttük. Ancak kampanyamızı başarıya taşıyan "sosyal ağ"daki gücümüz ve etkililiğimiz oldu. Yüzlerce insan kamu otoritesine karşı taleplerini özellikle internet üzerinde yoğunlaşarak iletti. Ve pasaport harç ve ücretinde %50 gibi çok yüksek bir indirim yapılmasında ciddi pay sahibi oldular.

Gerçekten oldular, hep birlikte yaptık.

Pasaportun ücreti o kadar yüksekti ki, 5 yıllık bir pasaport 500 dolardı. Dünya ortalamasının 10 katıydı. Burada sağlanan %50'lik indirim, herkeste beklenmedik bir "şok" etkisi yarattı.

Ve şimdi görüyorum ki bu indirimin en büyük "etkisi", ciddi bir "kanaat etme" duygusunu, "yetinme, daha ne olsun" kültürünü açığa çıkarmak olmuş. Bir arkadaşım daha amiyane bir söz etti, onu da paylaşayım: "Abi baktılar iş büyüyor ve muhalefet yükseliyor, adamlar akıllı, milletin gazını öyle yüksek bir oranla aldılar ki, hem insanlarda başardık duygusu yarattılar, hem de hala çok fahiş olan bir ücreti koruma şansı elde ettiler. Tamam, daha ne olacak canım dedirttiler. Baksana şimdi gazetecilere de yeşil pasaport vereceklermiş. Sen bu konudan bahsedecek, yayınlayacak medya organını da biraz zor bulursun artık."

 Aslında, "seyahat özgürlüğü" konusundaki temel insan hakkı talebimizi daha da haklı ve zorunlu kılan da tam bu durum. "Biz buna boyun eğmeyiz" dememizi gerektiren...

4 aylık kısa bir sürede kazanılan başarı, temel bir insan hakkı ihlaline karşı sesini yükseltme isteğini, daha fazlasını başarma duygusunu tetiklemedi. Çünkü bu "duygu" insanları gerçekten harekete geçiren bir etken olarak varsa tetiklenebilir. Bu "farkındalık" kadar ve belki daha fazla toplumumuzda "insan hakları bilinci"nin yokluğu sorunu.

Ancak bu kampanya bu "sorunla" ve bu "soruna" rağmen yürümek zorunda. Eğer sadece "ücret" ise insanları motive eden, şimdi herkese şunu anlatmak, göstermek zorundayız: Pasaport ücreti şimdi yaklaşık 250 dolar, dünya ortalamasının neredeyse 5 katı. Makul mü? Yine değil, yine fahiş, yine çok yüksek!

Ama indirimin etkisi ve üstelik 5 yıllık fiyatına 10 yıllık biyometrik pasaport alabilme olanağına da kavuşulması, baştan destek veren birçok kişiyi pasaport ücretleri konusunda artık "ilgisiz/kayıtsız" kalabileceği bir noktaya çekmiş görünüyor.

İmza kampanyasına katılma konusunda "gerçek" kişilerden oluşan bir imza listesi olsun düşüncemizin de, katılımı sınırladığı yönünde yaygın bir kanı var. Kurduğumuz sistem, "KESİNLİKLE" T.C. Kimlik numaralarını saklamıyor. Sadece  imza atan kişinin gerçek kimliğini devletin sisteminden sorgulamak için kullanılıyor.Buna rağmen birçok kişi T.C. kimlik numarasını yazmaya çekindiğini ve güven duymadığını söylüyor.

Bir de kampanyaya başından beri büyük destek veren, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yaşayan "çekirdek grubumuzun" bir kısmı kimi "özel" kimi yukarıda da saydığım nedenlerle ciddi bir atalet içinde. Facebook grubumuzla da iletişim sıkıntısı yaşıyoruz. Çünkü Facebook, 5 bin kişiyi geçen gruplarda üyelere mesaj yollama uygulamasını kaldırıyor.

Bu hareket sosyal ağda büyümüş, başarıya ulaşmış bir sivil toplum hareketi.  Ve hareketi büyüten insanların en büyük becerisi, hiçbir beklenti içine girmeden kendi inisiyatifleriyle yaratıcı katkılar sunmaları, haklılığımıza inançla motivasyonlarını yüksek tutmalarıydı. Bu blogta yaktığım kıvılcımı, bir meşaleye dönüştüren, "seyahat özgürlüğü gönüllülerini" ortaya çıkaran da buydu. Çünkü bir sivil toplum hareketinde "gönüllülük", "gönlüm olursa" demek değildir. Haklarını bilen, cesaretle talep eden, sorumluluklarının bilincinde olan akıllı ve vicdanlı insanların buluşma noktasıdır, sivil toplum hareketleri.

Silkinmek, yaratıcı öneriler, inisiyatif kullanma, ön alma, proaktif  katkılar...

Şimdi de ihtiyacımız olan yine bunlar!

Anlamak ve anlatmak zorundayız: Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır ve fahiş pasaport ücretleri bu hakkımızı sınırlandırmakta, elimizden almaktadır. Yeşil pasaport uygulaması Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırıdır. Hizmet pasaportunun olduğu bir ülkede yeşil pasaport, bazı devlet memurları ve ailelerine sağlanan imtiyazdan başka bir şey değildir. Devlet tüm yurttaşlarına, eşit davranmak, yeşil pasaporta sağladığı olanakları vermek zorundadır.

Hakkımızı istiyoruz. Lütfen unutmayın: Hak verilmez, alınır!