29 Nisan 2010 Perşembe

Seyahat Özgürlüğü hakkı, herkesin hakkı!

“Seyahat Özgürlüğü” bloğunu kurduktan sonra ummadığım kişilerden ilginç tepkiler aldım. Büyük çoğunluk olumlu bir yaklaşım gösterdi, ancak olumsuz geri dönüş yapanlar, kayıtsız kalanlar dışında, “tepki” gösterenler de oldu.

Tepki gösterenlerin söyledikleri, onların tabirleriyle şu başlıkları taşıyordu: “Bu tipik bir “Beyaz Türk” sorunu. Millet işe gidip gelirken otobüs ücretlerini düşünüyor. Yurt dışına gezi, eğlence için bunu kim umursar? Yurt dışına gidenin zaten parası vardır, ödesin. Bu soruna gelene kadar neler var. Kimin umurunda pasaport ücretleri Allah aşkına!”

Şimdi her zaman, her şeye tepki gösterenler, eleştirenler olacaktır, önemli olan büyük çoğunluğun ne düşündüğü, onlar da zaten “olumlu” yaklaşmışlar, diğerlerinin söylediklerini çok önemsemeseydiniz, diyebilirsiniz.

Kanımca önemsenmeyecek gibi değil. Çünkü bu tepki, aslında hiç de azımsanmayacak bir kitlenin tepkisi. Çünkü “seyahat özgürlüğü”nün gezmek, eğlenmek, “vur patlasın çal oynasın”dan ibaret olduğunu düşünen kişilerin toplumun büyük bir kesimini oluşturduğunu düşünüyorum.

Anladım ki, temel haklar ve özgürlükler bilincinin eksikliğinin yanı sıra, insanlar kimi hakların bazı insanlar için olduğuna inanmış durumda. Daha da kötüsü “seyahat özgürlüğü” gibi hakları ulaşılamayacak düzeyde gördüğü için (maddi sebepler öncelikli olmak üzere) bu temel ve doğal haktan yararlanabilecek kişilerin de ciddi bir bedel ödemesine çok ses çıkarmak istemiyor. Hatta bu bedeli destekliyor. Belki bir kısmı, “ben yapamıyorsam kimse yapamasın, yapıyorsa da yüksek bedel ödesin!” demekten kendini alamıyor. Yani “BEN”…

Temek hak ve özgürlüklerin, herkes için vazgeçilmez olduğunu, herkese “bir gün” gerekli olabileceğini anlatmak zorundayız: Özellikle bu haklardan her hangi biri konusunda gösterilecek umursamazlığın, diğer tüm temel hakların kısıtlanabilmesi yolunda da bir  kilometre taşına dönüşebileceği riskini de…

Ve bizim gibi gelir dağılımın çok kötü olduğu ülkelerde bu hakkın kullanımı birçok açıdan “olanaksız” göründüğü için, pasaport ücretlerinin “fahiş” olmasını takan/umursayan büyük bir kitle bulmak mümkün görünmüyor.

Elbette seyahat masrafları sadece pasaport ücretlerinden oluşmuyor. Ekonomik açıdan zor durumda olan bir kişinin, ailenin, tatil, seyahat gibi etkinliklere bütçe ayırmasının çok güç olduğu bir ülke Türkiye. Yurt içinde bile gezmek olanaksızken, yurt dışı tam bir hayal gibi görülüyor…

Ama bu özellikle çevre ülkelere yapılabilecek çok makul ücretlerle gerçekleşebilen “turlar” sayesinde aslında bir “hayal” değil! Hatta bazen yurtiççi seyahatlerden daha ucuza bile mal olabiliyor. İşte burada da yüksek pasaport ücretleri gerçekten büyük bir engele dönüşüyor!

Yalnız seyahat özgürlüğünü, “gezme-eğlenme” özgürlüğüne de indirgememek gerekir.

Bu temel hakkın, insanlara/yurttaşlara sağladığı en büyük kazanımlarından biri de “yer değiştirme, ülkeden çıkma ve geri dönebilme hakkıdır”…

Bu konuya devam edeceğim…

25 Nisan 2010 Pazar

Herkes yeni pasaportları bekliyor!



İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı yeni pasaportların 1 Haziran 2010’dan itibaren verileceğinin duyulması üzerine, 81 ilde pasaport talepleri azaldı. Anka ajansının verdiği haber özetle şöyle:


Pasaport talebi yüzde 50 azaldı
6 yılı aşkın süredir çalışılan pasaportlar için tarih verilmesi, talebi azalttı. Halen 81 il emniyet müdürlüklerinden verilen pasaport talebinin yüzde 50’den fazla azaldığını belirten emniyet yetkilileri, acil işi olmayanların 1o yıllık geçerlilik süresiyle çıkacak yeni pasaportlar için beklediğini ifade ettiler.

Biyometrik pasaport olarak da bilinen bordo pasaportların 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren Ankara’da hazırlanıp, illere gönderilecek pasaportlar günde 6 bin kapasite ile Darphane Matbası’nda hazırlanacak.

Taklit edilemez özelliğe sahip yeni pasaportlar ayrıca, gümrük kapılarındaki kuyruklarında önüne geçecek. 3-4 günde hazırlanıp vatandaşa verileceği ifade edilen pasaportlardaki çipler sayesinde kapılarda manuel girilen kimlik bilgileri anında görülecek ve işlenecek.

Emniyet yetkilileri yeni pasaportlar çıkışından itibaren, “Son eski pasaportun kullanımının bitim tarihi olan 2015’e kadar” eskisinin de kullanılabileceğini ifade ederken, yeni pasaportların 150 kişilik bir kadro ile Emniyet Genel Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı’nın Gölbaşı tesislerinde hazırlanacağını söylediler.

Tüm pasaport başvuruların 190 merkezden eskisi gibi yapılabileceğini de vurgulayan emniyet yetkilileri, bu taleplerin online olarak merkeze bildirilerek Ankara’da pasaport haline getirileceğini de kaydettiler. Böylece merkezden yürütülen çalışmanın aksamasının ve güvenlik zafiyetinin engelleneceğini de bildiren emniyet yetkilileri, geçiş sürecinde bir aksaklık yaşanmayacağının altını çizdiler.

20 Nisan 2010 Salı

Seyahat Özgürlüğü'nde Anayasal Adım!

TBMM'de görüşülen Anayasa paketinin en önemli parçalarından biri olan ve "seyahat özgürlüğü"nü genişleten madde Genel Kurul'da az önce kabul edildi.
(337 evet/ 71 hayır, referanduma gitme sınırını (330) geçtiler)

Eski madde şöyleydi:

V.  Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

Bu maddenin 3. fıkrası değiştirildi. Yeni hali şöyle oldu: “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına baglı olarak sınırlanabilir.”


Böylece, daha önce olan "vatandaşlık ödevi sınırlaması(vergi borcu gibi) tamamen kaldırılırken, hakim (mahkeme) kararı olmaksızın, ceza soruşturma veya kovuşturması "seyahat özgürlüğü"nün önünde bir engel oluşturmayacak.

Ancak bu değişikliklerin, Cumhurbaşkanlığı onayı, belki Anayasa Mahkemesi ve Referandum süreci netleştikten sonra yürürlüğe girebileceğini unutmamak gerekir. 

19 Nisan 2010 Pazartesi

Türk Vatandaşları Londra'dan çıkamıyor!

İzlanda'da patlayan yanardağın külleri Londra'daki vatandaşlarımızı gerçekten esir aldı.

İngiltere'den aldıkları vizeyle Londra'ya iş veya turistik nedenlerle giden Türkler, ülkemize dönemiyor. Havayolu dışındaki araçları isteseler de kullanamıyor, Londra'dan kara yoluyla (tren-otobüs-otomobil) ayrılamıyorlar. Yaklaşık 1.000 civarında vatandaşımız, Schengen ülkelerinden geçerek Türkiye'ye dönmek zorunda oldukları için, (İngiltere vizesi, Schengen sayılmıyor) bu ülkelere yaptıkları vize başvurularına red yanıtı alıyorlar.

İngiltere'deki T.C konsolosluk ve elçiliğinin  AB ülkeleri nezdinde yaptıkları girişimlerin ve nota verme çabalarının bile işe yaramadığı söyleniyor. Hava yoluyla dönemeyen Türk vatandaşları büyük bir mağduriyetle Londra'da mahsur kalmış durumdalar.

Az önce CNN Türk'e bağlanan bir mağdur, "seyahat özgürlüklerinin" tamamen ellerinden alındığını, günlerdir kaderlerine terk edildiklerini, devletin kendilerine yardım etmesini beklediklerini söyledi. Türkiye'nin bu vatandaşları için vize girişimlerini sürdürdüğü belirtiliyor. Dış işleri Bakanlığı bu konuda mağdur olan bütün vatandaşlarımız için vize girişimlerini sürdürdüğü açıklaması yaptı. Ama en azından İngiltere'de henüz bir sonuç alınamadığı görülüyor.

Açıkcası bu olay da, AB ülkelerinin Türkiye'ye ve vatandaşlarına bakışını, vize konusundaki akıl almaz tutumlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Transit vizesi bile vermiyorlar, insanların mağduriyeti bu kadar ortadayken...

15 Nisan 2010 Perşembe

İlk çipli pasaport Gül ve Erdoğan'ın...

İlk çipli pasaportların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a verileceği belirtiliyor. Hürriyet Gazetesi'nde bugün yayınlanan habere göre...

Acaba, Gül ve Erdoğan bu pasaportların vatandaşa kaça mal olduğunu soracaklar mı?

Acaba, Gül ve Erdoğan'a, bu pasaportların dünyanın en pahalı pasaportları olduğu da söylenecek mi?

Acaba, bu dünyanın en "değerli" pasaportlarını almak için bir aylık asgari ücretin bile yetmediği de dile getirilecek mi?

Acaba, "seyahat özgürlüğü"nün bir Anayasal hak olduğunu, 10 yılda ancak geçebildiğimiz çipli pasaportların da ücretleriyle bu hakkın açık açık çiğnendiğini Başbakan ve Cumhurbaşkanına kimse hatırlatacak mı?

Bütün sorulara neden "hayır" yanıtı verdiğinizi duyar gibi oluyorum?

Haberdeki diğer ayrıntılar için:
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/14424158.asp?gid=254

Yeni pasaport sitesi gün sayıyor!

1 Haziran 2010 tarihinde
yeni pasaportlar kullanıma sunulacaktır.


Yeni tip biyometrik pasaportlar ile ilgili her türlü bilgiye 3 Mayıs 2010 tarihinden itibaren bu sayfalarımızdan erişebilirsiniz.

http://www.epasaport.gov.tr/

Bu duyuru hemen yukarıdaki sitede yapılıyor. "3 Mayıs'a şurada ne kaldı, hadi kolay gelsin" diyerek, bloğumuzun yorum bölümüne bırakılan, Tam Aziz Nesin'lik dedirten eski "bir günde pasaport" alma hikayelerinden biriyle sizi baş başa bırakıyorum. Sonunda Kanada'daki pasaportların ücreti de var!

Bakalım yeni e-pasaport maceralarımız neler olacak:))


Bir Gunde Pasaport
“Alo Annecigim…”
“Iyi aksamlar… ben Ufuk, Nasilsiniz, iyi misiniz?…”
“Ben de iyiyim cok sukur. Super bir haberim var. Kanada’dan doktora programlarina kabul edildigime dair mektup sonunda geldi. Ne kadar sevincli oldugumu anlatamam...”
“Dur aglama hemen, kiyamam ben sana. Daha pasaport alicam Kanada vizesi alicam. Ama pasaportu bir gunde alirsin dediler, ben asil Kanada vizesini almaktan korkuyorum. Sen yine de babama ver mujdeyi, benden haber bekliyordu...”
“Lisans ustu derslerim mi? Iyi iyi. Hatta boyle giderse cok iyi. Tezimi zamaninda yetistirmeye calisiyorum.”
“Anne? Benim, yurtdisinda egitim icin Kanada vizesi islemlerine baslamak icin once pasaport almam gerekiyor ya, o yuzden de aramistim sizi…”
“Ya yemek yapmak problem olmuyor yapiyorum birseyler iste, ben bakiyorum kendime sen merak etme de, simdi pasaportu taktim kafaya.”
“Babam da mi konusmak istiyor. Tamam ver, ozlemisim sesini...”
“Babacim nasilsin?”
“Uzme canini babacigim ya, sadece berabere kaldik, bir puan da kotu degil. Tamam babacigim cok sagol, ben de cok sevindim gelen mektuba, kus gibi rahatladim. Bundan sonrasi kolay, pasaportu alir almaz, vizeye basvurmayi dusunuyorum...”
“Haklisin babacigim, son dakikaya birakmamak lazim…”
“Babacigim, rica etsem bizim askerlik subesinden askerligimi yaptigima dair bir yazi alabilir misin? Kisa donem askerlik terhis kagidina kisa donem murekkep kullanmislar galiba. Iki yil once yuksek lisans egitimime baslamadan once aldigim terhis kagidinin uzerindeki tarihler ve elle doldurulan yerler solmus ve cok zor okunuyor. Pasaport islemleri basvurusunda kabul edilemeyebilir dediler… Halbuki kuyrukta o kadar da beklemistim…”
“Vallahi erkenden gittim babacigim, hic aksatir miyim, sabah alti bucukda ordaydim ama, yagmurda epey bekledik. Uc tane grup cikmis isim listesi yapiyordu ucune de ismimi yazdirdim. Bana sira ancak ikinci listeden 11 gibi geldi ve o kadar bekledikten sonra basvurumu askerlik belgesi okunakli olmadigindan kabul etmediler. Neyse o belgeyi bir alalim her is hallolacak insallah...”
“Problem degil babacigim... Ama seni de askerlik subesine kadar yoracagim…”
“Tamam babacigim soz dedim ya, pasaportu alir almaz hayirlisi ile vize islemlerine basliyacagim...”
“Okul mu?... iyi gidiyor, arkadaslar dun Kanadadaki doktora programina kabul edildigimi duyunca cok sevindiler ve bana bir parti yapmaya karar verdiler...”
“Isim de iyi... Simdilik iyi gidiyor bakalim. Haftasonlari calistigimdan tezimi yapmaya ancak aksamlari vakit bulabiliyorum...”
“Tamam babacigim cok tesekkur ediyorum ve tekrar ellerinizden opuyorum.”
“Size de iyi aksamlar...”

14 Nisan 2010 Çarşamba

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Naci Koru açıklıyor!

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru, kendi bloğunda* yeni pasaportlarla ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verdi. Hürriyet Gazetesi'nden Zeynep Gürcanlı, blogdaki yazıyı haberleştirdi.


Ve birçok kişi, karşısında konuya hakim bir yetkili bulmanın heyecanıyla bloğa akın etti. Biz de bu fırsattan yararlanıp Naci beyi bloğumuza davet ettik. Çünkü Türkiye'deki milyonların seyahat özgürlüğünü elinden alan yüksek pasaport ücretleriyle ilgili bir açıklama Naci Okur'un yazısında yer almıyor.


Yazıda yeni pasaportlarla ilgili Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması kabul edebileceğimiz ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Bu ay sonunda İçişleri Bakanı'nın yapacağı basın toplantısından önce böyle bir ön bilgilendirmeye neden gerek duyuldu, bilemiyorum. Belki bu da bir tür bürokratik açılım! Bir bürokratın blog yazması da gerçekten sevindirici bir gelişme. Ayrıca bu konuda açıklama bekleyen, sabırsızlanan birçok kişiyi tatmin edeceği açık.


Koru bloğunda pasaport ücretleriyle ilgili şu açıklamaya yer veriyor:
"Biyometrik pasaportlar daha kullanıma sunulmadan, yeni sistemin kurulma masraflarının vatandaşın sırtına yükleneceği yönünde bazı yayın organlarında haberler yayınlanmaya başlandı. Oysa bu çalışmalar sırasında harçla ilgili yeni bir düzenleme yapılmadı. Yurt içinde ve yurt dışında bugüne kadar pasaport harcı ne kadar ise yeni pasaportların bedeli de o kadar olacak. Dolayısıyla pasaport bedelinin arttırılmasının sözkonusu olmadığını da özellikle belirtmek istiyorum."
Naci Koru, basında yer alan yeni pasaport ücretleri ve harçlardaki artış haberlerini yalanlıyor, ancak zaten dünya birincisi olan pasaport ücretlerinde bir indirim yapılmayacağını da belirtmiş oluyor. Yani devlet, dünyanın en pahalı pasaportlarını bize "satmayı" sürdürecek.


Peki biz almayı sürdürecek miyiz? Asıl soru bu...


Blogdaki yazıya ulaşmak için:
*Sonunda bizim de biometrik pasaportumuz olacak/ Naci Koru
http://nkoru.blogspot.com/2010/04/sonunda-bizim-de-biyometrik.html

11 Nisan 2010 Pazar

BLOĞUMUZ BÖ! 2010 BLOG ÖDÜLLERİNDE ADAY!


"SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ GERİ İSTİYORUZ!" BÖ! 2010 blog ödülleri yarışmasında "gezi blogları" kategorisinde ön elemeyi geçerek yarışmaya hak kazandı.


Bu yarışma hem bloğumuzun daha fazla kişi tarafından ziyaret edilmesine aracılık ederken, çok daha fazla kişiye ulaşmak için de ciddi bir araç işlevi görebilir.

Yarışmadaki başarı da, Türkiye'ye duyurmaya çalıştığımız bu önemli problemin daha kitlesel bir düzeye ve konu ile ilgili yetkili kişilere ulaşarak, bir sonuç elde etme yolunda ciddi mesafe almamızı sağlayabilir. 

 Sol sütunda yer alan "banner"ı tıklayarak, destek/oy verin! Anayasal hakkımız seyahat özgürlüğünün önüne çıkarılan engellerle mücadele edelim. Dünyanın en pahalı pasaportlarını bize layık görenlere karşı sesimizi yükseltelim!
Tüm yarışmacılara başarılar!

Ah şu çipli pasaportlar!

İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın 1 haziran'da çipli pasaportlara geçileceğini açıklamasının ardından, Hürriyet gazetesi köşe yazarı Yalçın Doğan çipli pasaportların öyküsünü yazdı. Doğan'ın yazısını okuduktan sonra, hemen aşağıda bizimle 2 Nisan tarihinde yazısını paylaşan, Manchester Üniversitesi'nde araştırma asistanı olan Abdullah Gök'ün de "Türkiye pasaportu" adlı  yazısını okumalısınız. 


Türkiye, Hindistan ve Bangladeş ile birlikte 11 yılda tüm dünyada pasaportlarını biyometrik yapamayan 3 ülkeden biri. Üstte, Sevda Yüzbaşıoğlu'nun Hürriyet'teki  haberinden aktardığım yeni pasaportların özelliklerini ve birçok ülkenin bizden ne kadar önce çipli pasaportlara geçtiğini inceleyin. Pasaport serüvenini anlamak, bizi daha nelerin beklediği konusunda biraz daha net bir görüşe ulaşmak için...


Yalçın Doğan "Ah o Malezya şirketi, ah şu pasaportlar" adlı yazısında diyor ki:
Dünyanın herhangi bir ülkesine karadan, havadan, denizden, ister özel jet uçağı ile ister özel yatla, ister tarifeli uçakla, ister özel otoyla, ne ile olursa olsun, başka bir ülkeye giriş yapan Türkler, Türk pasaportu ile 1 Nisan’dan itibaren, dokuz gündür, dokuz doğruyor. Girişte, başlarına “Sizi şuraya alalım” diyerek, ayrı bir yerde, bir süre bekletme pekâlâ gelebilir.

10 Nisan 2010 Cumartesi

Çipli pasaportlar 3 günde elimizde olacakmış!


İçişleri Bakanı Beşir Atalay, biyometrik pasaport uygulamasına 1 Haziran’da geçileceğini söyleyerek, pasaportlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Vatan Gazetesi'nden konuyla ilgili haberi bir yorumda bulunmadan aynen alıntılıyorum:

Normal pasaportların kırmızı, diplomatik pasaportların siyah olacağını ifade eden Atalay, eski pasaportların geçerliliğinin 2015 yılına kadar devam edeceğini bildirdi. 

Atalay, 3 Mayıs’ta açılacak “www.epasaport.gov.tr” sitesi üzerinden online başvuru yapılabileceğini belirtti. Bakan Atalay, yeni pasaportlar için harç miktarlarının artmayacağını belirterek, pasaport geçerlilik süresinin 10 yıla çıkacağını kaydetti. 

Atalay, diğer Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de pasaportların yalnız bir merkezden tanzim edileceğini, başvuruların tüm ilçe merkezlerinde yapılabileceğini kaydetti. Bakan Atalay, yeni pasaportların vatandaşlara özel kuryelerle 3 günde gönderileceğini ifade etti.

10.04.2010 / Vatan Gazetesi

9 Nisan 2010 Cuma

Çipli pasaport uygulaması eziyetle başlayacak!

1 haziran tarihi sadece dünyanın en pahalı pasaportlarına sahip olduğumuzun tescilleneceği bir tarih değil, aynı zamanda eski yıllardaki pasaport alma eziyetiyle yeniden tanışacağımız bir tarih olacak.

Çünkü Akşam Gazetesi'nden Özkan Tamirak'ın özel haberine göre "çipli pasaport"lar sadece Ankara'dan verilecek. Yetkililerin sahtesinin yapılmasını engellemek gerekçesiyle yapılacağını açıkladıkları uygulama ile herkesin başvuruları Ankara'ya iletilecek ve bir merkezden tekrar başvurulan illere geri yollanacak. Oluşacak büyük yığılmanın, kuyruklara, uzun bekleme sürelerine yol açacağı ileri sürülüyor.

Bu arada "seyahat özgürlüğü" mücadelesi yeni boyutlar kazanıyor. Yeni pasaportlar sadece pahalı değil, parayı gözden çıkardığınız zaman bile kavuşması da bir dert olacak gibi görünüyor.

Akşam Gazetesi'nden Özkan Tamirak'ın özel haberinin ayrıntıları şöyle:

8 Nisan 2010 Perşembe

PASAPORTUNUZ VİZE İÇİN YETERSİZ OLABİLİR!

Seyahat ve turizm şirketleri müşterilerine birkaç gündür uyarılar yolluyorlar. Özellikle veriliş tarihi 10 yıldan eski olan pasaportlara artık Schengen ülkeleri tarafından vize verilmeyecek.

Şirketlerden yollanan açıklama özetle şöyle:

Schengen ülkelerinin 05 Nisan 2010 tarihi itibariyla uygulamaya basladığı önemli prosedür degisikligi hakkinda sizlere bilgi vermek isteriz. Schengen Ülkesi Konsolosluklari 05 Nisan’dan itibaren, verilis tarihi 10 yildan eski olan pasaportlara vize vermeyecektir. Schengen vizesi alabilmeniz için pasaportunuzun son 10 yil içerisinde alinmis olmasi gerekmektedir.  

Söz konusu uygulama geçerli schengen vizesi bulunan kisileri etkilemeyecektir, bu kisiler vize süreleri bitene kadar seyahat edebilirler. Uygulama sadece yeni vize verilirken geçerli olacaktir ve pasaportu 10 yildan önce alinan kisilerin pasaportlarini yenilemeleri gerekecektir.

Multiple (çok girişli) vize basımı için pasaportta arkalı önlü ve yan sayfa birbirini takip eden 3 adet boş sayfa olmalıdır, ve Single (tek) girişli vize taleplerinde sadece arkalı önlü birbirini takip eden 2 adet boş sayfaönlü boş olmalıdır. Aksi takdirde problem çıkmaktadır, vize verilmemektedir.

Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre yabancı ülke konsoloslukları vizelerini ancak pasaportların "Vize" için ayrılmış bölümlerine tatbik edebilirler. "Döviz", "Gümrük Kayıtları" ve "Açıklamalar" yazan bölümlere vize uygulanamaz. Bu nedenle vize başvurusu yapılmadan önce vize sayfaları dolu pasaportların yenilenmesi gerekmektedir. Pasaportlar konusunda bir başka önemli husus pasaportların sahibi tarafından mutlaka imzalanmış olması ve pasaportun en az altı ay geçerlilik süresi olmasıdır.

7 Nisan 2010 Çarşamba

İlk kurumsal destek Gezginler Derneği'nden...

Gezginler Derneği, "seyahat özgürlüğümüzü geri verin" kampanyamızı desteklediğini açıkladı.


Gezginler Derneği Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural, yolladığı yazılı destek mesajında "Öncelikle bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Dernek olarak yanındayız. Tüm üye ve sevenlerimize bildiriyoruz."dedi.


İnternet ortamında yolladıkları bilgilendirme bülteninde de "ÇİPLİ YENİ PASAPORTLAR ÇIKINCA DÜNYANIN EN PAHALI PASAPORTUNU ALACAĞIZ." başlığıyla tekrar destek mesajı vererek, bloğumuzu duyurdular.


Grup üyemiz ve aynı zamanda dernek üyesi Sn. Mehmet Erkan kanalıyla Gezginler Derneği'nin Tüm üyelerine bugün gerçekleştirilecekleri aylık toplantılarında hem bloğumuzu tanıtan hem de kampanya hakkında bilgi veren küçük bir el broşürü dağıtacağız.


"Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz!" kampanyamıza destek verin, üyesi olduğunuz STK'larla iletişime geçelim, üyelerinizi bilgilendirelim.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Günün Sözü Mark Twain'den...

“Ön yargı, taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi seyahattir.” / Mark Twain

Blogta yeni bölümler ve Facebook'ta kampanya!

Farkedilmeyecek gibi değil ama yine de üyeler ve ziyaretçiler için, bloğumuza koyduğumuz yeni bölümlerin bir duyurusunu yapmak istedim.

Ayrıca Facebook'da bir etkinlik başlattık. Daha fazla kişiye ulaşmak ve grup üyelerini daha aktif bir hale getirmek için.

Başlığının hemen altında yer alan MENÜ bloğumuza yeni eklendi.
Menü başlıkları sırasıyla:

Seyahat Özgürlüğü Nedir?
Neler Yapabilirsiniz?
Öneriniz Var mı?
Milletvekiline Duyur!
Medyayı Haberdar Et!
STK'ları harekete geçir!


Menü, bloğumuzu daha işlevsel ve kampanya mantığına daha uygun bir biçimde kullanabilmeniz için hazırlandı.

Ayrıca Facebook'da 5200 kişi üyesi olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini Okutma Grubu'nda "seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz" başlığı ile bir etkinlik başlattık!

Pasaport zammının hayata geçeceği 1 haziran tarihine kadar sürecek bu etkinliğe katılabilir, arkadaşlarınızı davet edebilirsiniz.

2 Nisan 2010 Cuma

Günün Sözü Augustine'den...

 “Dünya bir kitaptır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.” / Augustine

Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu*

Manchester Üniversitesi'nde araştırma asistanı olan Abdullah Gök*, Radikal Gazetesi'nde yayımlanan "Türkiye Cumhuriyeti Pasaportu" adlı makalesinden beni dün haberdar etti.

3 ay kadar önce Radikal 2'de yayımlanan yazısı, Türkiye'nin, hepimizin yaşadığı "pasaport sorunumuzun" farklı boyutlarına dikkat çekiyor. Son durumumuzu iyice anlamanıza aracılık edebilecek bu yazıya aşağıda yer veriyorum:

Henley Vize Kısıtlamaları Endeksi’ne göre Türkiye vizesiz seyahat kolaylığında, tüm Avrupa ülkelerinin gerisinde kalarak, 89 ülke içinde 42. sırada yer alıyor. Ufak bir azınlığın dışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Avrupa’daki ülkelerin yaklaşık yüzde 84’üne, Afrika’daki ülkelerin yüzde 85’ine, Asya kıtasındaki ülkelerin %73’üne, Amerika’daki ülkelerin yüzde 23’üne ve nihayet Okyanusya’daki ülkelerin yüzde 46’sına seyahat edebilmek için vizeye ihtiyaç duyuyor. Bir hesaba göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları sadece Avrupa’daki ülkelerden vize alabilmek için son 28 yılda 500 milyon avro ödedi.