29 Eylül 2010 Çarşamba

İmza Kampanyası TRT Radyo 1'de...

Dün Radyo 1'de "seyahat özgürlüğü imza kampanyamızı" konuştuk, duyurduk. Yaklaşık 20 dakika süren programda hem Bilişim Kurultayı'nda yaptığımız sunuşu hem de imza kampanyamızın gerekçelerini anlatma fırsatı bulduk.

TRT Radyo 1'de Renkli Anlar programına konuk olarak katıldım. Renkli Anlar hem yapımıcıları, sunucusu ve teknik ekibiyle gerçekten çok renkli ve sıcak bir program, samimi bir sohbet gerçekleştirdik. 14.05'de başlayan programda  20 dakika boyunca seyahat özgürlüğü, pasaport, gezginler, dünyadaki durum, Türkiye'deki ücretler ve imza kampanyamızın nasıl geliştiği, öyküsü gibi birçok temaya dokunarak ilerledik.

Ve 2011'de Unesco tarafından bir yıl boyunca anılacak büyük seyyahımız Evliya Çelebi'yi de tekrar anarak programı tamamladık.

Eğer Dailymotion'a format uyumsuzluğunu çözebilirsem radyo programını koyacağım.

26 Eylül 2010 Pazar

Pasaport alacak 700 gazeteci kim?

Cengiz Semercioğlu'nun Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde bugün "pasaport alacak 700 gazeteci kim?" adıyla yayımlanan yazısı aşağıda, lütfen dikkatle okuyun. Hem yeşil pasaporta karşı sürdürdüğümüz mücadelenin neden gerekli olduğunu anlayın, hem devletin pasaport konusunda yeni imtiyaz alanları yaratarak "eşitsizliği" nasıl artırdığını görün, hem de herkesin temel bir insan hakkı olan  "seyahat özgürlüğü"ne bakış açısındaki bilgisizlikleri ve ilgisizlikleri görün!

İşte o yazı:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın girişimiyle sporcular gibi gazetecilere de vize kolaylığı sağlayan gri pasaportlar verilmesi kararlaştırıldı.


Bu durumun medyada yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyeceği aşikar...
Çünkü sadece 700 gazeteciye verilecek bu pasaportlar.
“Genel yayın yönetmenleri, Ankara temsilcileri, dış politika yazarları, diplomasi muhabirleri ile Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı izlemekle görevli muhabir, foto muhabiri ve kameramanlar” olarak sınır çizildi...
Hadi soruyu ilk ben sorayım:
Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı’nı izlemekle görevli olanlar gazeteci de, diğerleri değil mi?
Bir tek onlar mı yurtdışına sık seyahat ediyor?
Ekonomi servisleri, spor servisleri ve yan yayınlarda çalışan gazetecilerin yurtdışıyla hiç işleri yok mu?
Dış politika yazarı gri pasaport alacak, günlük siyaset yazarı alamayacak...
Hangi gazeteye, neye göre dağıtılacak pasaportlar?
Yandaş gözetilecek mi, muhaliflere verilecek mi?
500 bin satan Hürriyet’le, 50 bin satan Vakit’e aynı sayıda mı pasaport verilecek?
Arınç’ı, Başbakan’ı kızdıran haber yaptıkları zaman gazetecilerin elinden pasaportlar alınacak mı?
Ulufe dağıtır gibi dağıtılıp, ceza kesilir gibi toplanacak mı?
Neresinden bakarsanız bakın, tartışmaya açık bir konu.
Böyle ayrımcı kıstaslar yerine sarı basın kartı gibi belirgin, katı kurallar konmalıydı bu pasaport işine de...
“20 yıllık sarı basın kartı sahipleri alabilir” gibi...
Şimdi genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileri dışında herkesin pasaportu tartışmaya
açık olacak.
Önemli not: Sakın gri pasaport peşinde olduğumu sanmayın.
Sağ olsun bizim idaredeki arkadaşlar gri pasaporttan daha iyi çalışıyorlar. En az iki yıllık Schengen alıyorlar. Hiçbir vize sorunu yaşamadım bugüne kadar.
Benim itirazım, gri pasaport işinin gazeteciler arasında bir ayrıma dönüştürülmesinden...

Yazının linki için lütfen TIKLAYIN!

Seyahat Özgürlüğü'nü Bilişim Kurultayı'nda anlattık!

Dün sona eren 27. Ulusal Bilişim Kurultayı'nda "seyahat özgürlüğü kampanyası"nda izlediğimiz strateji ve yaptığımız çalışmaları anlattım: "Sosyal ağda bir başarı öyküsü: Seyahat Özgürlüğümüz Geri İstiyoruz!"

Yaklaşık 50 kişilik bir grupla 45 dakikalık bir sürede tüm kampanyayı ve şu anda bulunduğumuz imza kampanyası aşamasını paylaştım.

Sunuşa "seyahat özgürlüğü" kampanyasına başlama öyküsünü anlatarak başladım. Her şeyin Ntvmsnbc'deki bir haberi okumamla başladığını, bu bloğun ve Facebook grubunun kuruluş süreçleri, ortaya çıkan strateji belgesinin ayrıntılarını anlattım. Yasal altyapının, bilinmesi gereken ayrıntıların yoğunluğunu açıkladım.

Takvimlendirmeye ve saptadığımız temel değerlere uyumun sürece etkisini irdeledim. Temel değerlerimiz: Bilgi, farkındalık, süreklilik, netlik...

İnternette kampanyayı destekleyecek sosyal medya araçları ve sosyal ağda %50 indirimin sağlanmasına kadar geçen sürede kullandığımız bütün araçları sergiledik.

Kampanya bannerları, bloglar, mizah unsurları, web siteleri, geleneksel medya araçlarını nasıl kullandığımızı, ne tür sonuçlar aldığımızı anlattım.

Kampanyanın dünyanın birçok ülkesinden aldığı destekleri, sosyal ağda hangi uygulamalarla yaygınlaşmak için çaba harcadığımızı, kamu otoritesine, başbakanlık ve bakanlıklara yönelik "sanal" eylemleri nasıl organize ettiğimizi, katılımın ve bu boyutta iletişimin, geri dönüşlerin önemine değindim. Kimi bireysel katkıların önemine özellikle değindim.

Ve 20 Haziran'da ulaşılan %50'lik indirim başarısına kampanyanın katkısı ve sonuçlarının bizi yeni bir kampanyaya nasıl taşıdığını da anlattım. İndirime rağmen T.C pasaportunun hala nasıl dünyanın en pahalı pasaportu olduğunu...

Yeni başladığımız "imza kampanyasına" destek istedim ve sunuş sonunda gelen soruları yanıtladım. Daha çok pasaport konusu ve kampanyada sosyal medya araçlarını kullanma biçimimiz üzerine sorular geldi.

Bilişim Kurultay'ındaki sunumumuzla, temel bir insan hakkı olan Seyahat özgürlüğünün herkes tarafından daha da fazla kavranması için önemli bir adım daha attık...

Bizi bu aşamaya taşıyan tüm seyahat özgürlüğü gönüllülerine tekrar çok teşekkürler...



18 Eylül 2010 Cumartesi

İMZA KAMPANYAMIZ BAŞLADI! KATILIN!

Seyahat Özgürlüğü imza kampanyamız bugün başladı. Bugüne kadar kampanyamıza destek veren tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını temel bir insan hakkı olan seyahat özgürlüğü için imza vermeye, haklarını savunmaya çağırıyoruz. 

Kampanyaya katılmak, imza vermek için lütfen tıklayın!

Kampanya metnimiz şöyle:

Aşağıdaki mektupta yer alan düşünceleri ve talepleri destekliyorsanız, lütfen “seyahat özgürlüğü imza kampanyası”na katılın. İmza desteğiniz kampanyanın sona erdirilmesi ardından Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza “seyahat özgürlüğü gönüllüleri” tarafından ulaştırılacaktır. Lütfen arkadaşlarınızı da kampanyamıza davet etmeyi unutmayın!

Sayın Cumhurbaşkanım,
Sayın Başbakanım,

Seyahat özgürlüğü temel bir insan hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13. ve Anayasamızın 23. maddesiyle hepimiz için güvence altına alınmıştır. Ancak buna rağmen dünyanın en pahalı pasaport ücreti Türkiye'dedir.

Üstelik bu ücret, yürüttüğümüz kampanyaya karşı duyarlılık gösteren hükümetimizin geçtiğimiz Haziran ayında %50 indirim yapmasına rağmen böyledir. Dünya ortalaması 50 ABD doları olan 5-10 yıllık biyometrik pasaport ücretleri, Türkiye’de 225 ABD dolarıdır. Her yıl otomatiğe bağlanmış pasaport ve harç zamlarıyla ücretleri sürekli artmaktadır.

Türkiye’de asgari ücret yaklaşık 400 ABD dolarıdır. 4 kişilik bir aile yurtdışına çıkmaya karar verdiği zaman ödemesi gereken pasaport ücreti ve harçlar yaklaşık 950 dolar tutmaktadır. (fotoğraf+işlemler+yurt dışına çıkış harcı) Bu ücretlere vize harçları, ulaşım ve konaklama masrafları dahil edildiği anda bir kişinin veya ailenin yurtdışına çıkmasının önüne yüzlerce dolarlık bir duvar örülmektedir. Bu durum, Anayasamızın 23. maddesinde yer alan "seyahat hürriyeti"nin ekonomik engeller çıkarılarak açıkça ihlal edilmesidir.

16 Eylül 2010 Perşembe

NeoNeBu kampanyamıza destek verdi

Sosyal medyanın etkili sitesi NeoNeBu,  Bilişim 2010, 27. Ulusal Bilişim Kurultay'ında 23 Eylül'de gerçekleştireceğimiz ""Sosyal Ağda bir başarı öyküsü: Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz!" adlı sunuşu izleyicilerine duyurdu:
“Türk vatandaşları olarak dünyanın en pahalı pasaportunu kullanıyoruz. Bunun değiştirilmesini ve seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz” diyerek yola çıkan seyahatozgurlugu.com, sanal alemde bir başarı öyküsü yazıyor."
Üyelerini kampanyamızın bir parçası olmaya davet eden site, haberinde şu sözlere yer verdi:
"Konuya ilgi ve duyarlılık göstererek sanal alemde bir araya gelen dünyanın birçok ülkesinden binlerce Türk vatandaşı ortak hareket ederek, pasaport ücret ve harçlarında indirim yapılması sağlanırken, “Seyahat özgürlüğümüzü geri istiyoruz” tamamen bir sosyal ağda gelişen ve kısa bir sürede somut sonuç alan ilk kampanya oldu."
NeoNeBu sosyal medya sitesine teşekkür ederiz. Haberin linki için lütfen tıklayın.

13 Eylül 2010 Pazartesi

KAMPANYAMIZ BİLİŞİM 2010 KURULTAYI'NDA...


Sosyal medyada başarıyla yürüttüğümüz ve pasaport ücretlerinin %50 indirilmesinde büyük payı olan kampanyamız, "sosyal dönüşüm" temalı 27. Ulusal Bilişim Kurultayı'na davetli. 

22-25 Eylül tarihlerinde RIXOS GRAND ANKARA'da gerçekleştirilecek Bilişim 2010'da "Sosyal Ağda bir başarı öyküsü: Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz!" adıyla bir sunuş yapacağım.

Kampanyamıza destek veren tüm "seyahat gönüllülerini" davet ediyorum. 

Program ayrıntıları burada: Lütfen tıklayın!


23. Eylül. 2010 Perşembe /RIXOS GRAND ANKARA
Sosyal Ağda bir başarı öyküsü: Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz!" 
12.00-12.45
Premium 2 salonu

Blogger’da O. Suat Özçelebi tarafından kurulan bir blogla başlayan, en büyük sosyal ağ Facebook’da gelişen ve büyüyen bir kampanya öyküsüdür anlatacağımız… “Seyahat Özgürlüğümüzü Geri İstiyoruz”, sloganıyla başlayan kampanya, önce yüzlerce sonra binlerce kişinin desteğiyle sosyal ağda büyüdü, 4 ay gibi kısa bir sürede, sanal ortamda ve medyada kamu otoritesine yönelik yürütülen bilinçli eylemlerle sonuç aldı. Dünyanın en pahalı pasaportunu 500 dolara yurttaşlarına satan devlet, pasaport ücretinde ve harçlarında  %50 indirime gitti. İnternet ortamında konuya ilgi ve duyarlılık göstererek bir araya gelen dünyanın birçok ülkesinden binlerce Türk vatandaşı ortak hareket ederek, hükümete indirim yaptırmayı başardı. Türkiye’de tamamen bir sosyal ağda gelişen ve kısa bir sürede somut sonuç alan ilk kampanya oldu. Şimdi hedefleri T.C. pasaportunun ücretini dünya ortalaması olan 50 dolar düzeyine indirtmek. Geleneksel medya kadar, sosyal medyanın ve ağların sunduğu iletişim olanaklarını kullanarak kampanyalarını sürdüren “Seyahat Özgürlüğü Gönüllüleri”nin kampanya stratejileri, sanal ortam için geliştirdikleri taktikler ve iletişim deneyimlerini bu “öyküde” ayrıntılarıyla bulacaksınız.