3 Temmuz 2012 Salı

Twitter'da "seyahat özgürlüğü" mücadelesi...

Aslında yazının adı "sosyal medyada seyahat özgürlüğü mücadelesi" olmalıydı. Ancak son dönemde kampanyalarımızın büyük çoğunluğunu Twitter'da yapıyoruz ya da oradan yönlendiriyoruz. Facebook, bu blog, diğer ürettiğimiz kampanya materyalleri, e-posta, SMS, banner, fotoğraf gibi araçlar tamamen bu ana mecranın etrafında şekilleniyor.

Kampanyayı bir basın açıklaması ile destekliyorsak buna, mektup, faks vb. iletişim araçları da ekleniyor elbette, ama kampanyanın hedefindeki kişi ve kurumlara mesajlarımızı daha çok "Twitter" üzerinden iletiyoruz. Her şeyi 140 karaktere bölerek, bir banner, bir afiş, bir fotoğraf ya da reklam spotu ya da video ekleyerek oluşturuyoruz kampanya mesajlarını...


Seyahat özgürlüğü mücadelesi bu blogla başladı, Facebook'da (sayfa ve grupta) büyüdü, mücadele ettiği konuda büyük başarı sağladı (pasaport ücretlerinin/harçlarının %50 düşürülmesinde büyük rol oynadı) şimdi Twitter'da daha da genişliyor, daha büyük hedeflere odaklanıyor.

Ancak bu uzun girişten sonra, yazıyı yazma nedenime gelmek istiyorum. Twitter'da gerçekleştirdiğimiz kampanyalarda daha yüksek verim elde etmek, hedeflerimize biraz daha hızlı ulaşmak istiyoruz. Daha verimli ve etkisi yüksek kampanyalar yapmak...

Takipçi ve aktivistlerimizin şu aşağıda yazdığım noktalara dikkat etmelerini istiyoruz:

1. Başta Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere, resmi kişi ve kurumlara attığımız twitlerin RT yapılması diğer twitlerden daha önemli. Bu kişi ve kurumlara doğrudan ulaşıyor. Ayrıca sizlerin bu kişi ve kurumlara belli aralıklara aynı konularda twitler yollamanız da aynı derecede etkili.

2. Bir konuda özel kampanya yaptığımız zaman (bir hashtag-tabela saptamak dahil, #seyahatcunku ile yaptığımız gibi) ya da bir TV programına katılacak resmi kişi ve kuruma mesajlarımızı iletmek istediğimiz zaman bunu bazen 1-2 saat önce duyurabiliyoruz. Önceliği bu tür duyuruların yayılmasına vermelisiniz. Daha sonra da o kampanyaya katılmak üzere bilgisayar başında olmak gerek, bazen 5-10 kişiyle bile ciddi bir etki yaratmak mümkün, ben olmasam da olur demeyin.

3. Herkesin farklı konularda farklı düşünceleri ve siyasal eğilimleri olabilir, birbirimize kızmak değil, ortak bir amacı "seyahat özgürlüğü" gerçekleştirmek için bir aradayız. En önemlisi "Türkiye'yi kurtarmıyoruz"...

4. Türkiye'deki haksız seyahat özgürlüğü sınırlamalarına, Anayasa ihlali olduğunu düşündüğümüz yasa ve uygulamalara karşı mücadele ediyoruz, farkındalığı artırmaya, resmi kişi ve kurumları bunları düzeltmeye "iknaya" çalışıyoruz. Bazen de medyanın bu konulara ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Gazetecilere konuları aktarmak "bıktırmadan" önemli...

5.Seyahat özgürlüğü "şemsiyesi" altına girebilecek her türlü haksız ve çelişkili uygulama ve sorunlarda da diğer grup ve kişilerle dayanışma göstermeye çalışıyoruz. #gencliktreni konusunda olduğu gibi... (Hoş bu konu da Sırtçantalılar ve bizim üzerimizde kaldı gibi...)

6. Sosyal medyada büyümek önemli @seyahatozgurluk bizim Twitter hesabımız. Bunu, bloğumuzu, Facebook grubumuzu ve sayfamızı (ikisi ayrı şeyler) ara sıra paylaşmalı ve diğer takipçilerinize duyurmalısınız. Bu tür insan hakları mücadeleleri uzun soluklu ve erimli mücadeleler, bizim gücümüz bu konuda önemli mevzi kazanımlar elde etmiş olmamızda. Bu başarıların sürekliliği sizin ilginizin sürekliliğine doğrudan bağlı...

7. Bu bloğun hemen yukarda "KAMPANYA MALZEMELERİ" adlı bir bölümü var. Buradaki malzemeleri, bannerları kullanarak, kendi bloğunuzda, sayfanızda, sitenizde yayınlayabilir, bize link verebilirsiniz, insanları davet edebilirsiniz. Bloğumu 20 kişi okuyor ne olacak demeyin, ilk kampanyamızda bu sayede Facebook'da 13.000 kişilik bir güce ulaştık unutmayın!

İnsanlar önceliklerini belirlemekte özgürdür. Biz dokunabileceğimiz, etkimiz olabilecek ve düzeltebileceğimiz sorunlara "çare" üretmeye, onları görünür kılmaya, yurttaşlarımızın farkındalığını artırmaya devam edeceğiz. Ve her zaman dediğimiz gibi: "dayanışma hepimize daha anlamlı bir varoluşun kapılarını aralayabilir"...

1 yorum:

eserinden-kalan@hotmail.com dedi ki...

slm ben adimi vermek istemedim bir vatandas olarak seyaht özgürlügümü isteorum madurum 05.07.2012 passaportumu konsolosluga verdim da bu güne kadar ne cevap var ne de bir haber austuryada yaseyorum isinim maf oldu isini de aldim geri cekemeorum coluk cocuk evde hapisis gidemeyoruz memlekete Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! ama vurdular iste . kaldik buralarda