#Seyahatözgürlüğü temel bir insan hakkıdır.
Yani "seyahat özgürlüğü" sadece suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle hakim tarafından sınırlandırılabilir. Bunun dışında sınırlandırılamaz.
Ancak 20 Haziran 2010 tarihinde seyahat özgürlüğü gönüllülerinin de katkısıyla pasaport ücret ve harçlarında yapılan %50 indirime rağmen "pasaport"lar için istenen yüksek ücretler (Dünya'daki en pahalı pasaport Türkiye'dedir) yurt dışına çıkışı sınırlamanın da ötesine geçerek, "engellemek" anlamına gelmektedir. Bu durum, açık bir biçimde Anayasa'nın ihlal edilmesidir.
Seyahat özgürlüğü tüm yurttaşların yurt içinde ve dışında eğitim, sağlık, gezi, turizm, dini ziyaretler ve diğer çeşitle nedenlerle kullandıkları vazgeçilemez ve engellenemez bir temel insan hakkıdır. Yurt dışında bu hakkın kullanımı temelde pasaport adını verdiğimiz bir kimlik belgesiyle gerçekleşir.
Ancak Türkiye'de devlet, kendisinin vermek zorunda olduğu bu "kimlik belgesi" için vatandaşlarından fahiş harçlar istemekte ve ayrıca "yurt dışına çıkış harcı" gibi uygulamalarla seyahat özgürlüğünü iyice kısıtlamaktadır. Yurttaşları arasında "yeşil pasaport" gibi farklı pasaport uygulamalarıyla ayrımcılık yaratan Türkiye, öğrencilere pasaport indirimleri uygularken, öğrenci olmayan çocuk ve gençlerden, bebeklerden 10 yıllık pasaport ücretine 5 yıllık pasaport ücreti almakta, her yıl pasaportlara otomatik zam yapmaktadır.
Yüksek pasaport, yurt dışı çıkış ve vize harçları özellikle Türkiye'de seyahat özgürlüğü hakkını sınırlandıran ve bu özgürlüğün kullanımını zorlaştıran temel engellerdir.
Seyahat özgürlüğü hakkınıza sahip çıkın!
#Pasaport bir devletin yurttaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesidir. #Türkiye dünyanın en pahalı pasaportunu yurttaşlarına satmaktadır.
Üstelik yılbaşında pasaporta yine otomatik ZAM geliyor!
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. maddesi şöyle der:
1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. Herkes , kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
Aynı şekilde 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da “Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir” diyor.
12.Eylül.2010 tarihinde yapılan referandumla değiştirilen Anayasa'nın Yerleşme ve seyahat hürriyeti başlığı altındaki 23. maddesi de bu hakkı şöyle tanımlamaktadır:
Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 13. maddesi şöyle der:
1. Herkesin bir devletin toprakları üzerinde serbestçe dolaşma ve oturma hakkı vardır.
2. Herkes , kendi ülkesi de dahil olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yeniden dönmek hakkına sahiptir.
Aynı şekilde 1966 tarihli Uluslararası Sivil ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 12. Maddesinin 2. Fıkrası da “Herkes, kendi ülkesi de dâhil, istediği ülkeyi terk edebilir” diyor.
12.Eylül.2010 tarihinde yapılan referandumla değiştirilen Anayasa'nın Yerleşme ve seyahat hürriyeti başlığı altındaki 23. maddesi de bu hakkı şöyle tanımlamaktadır:
Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hakim kararına bağlı olarak sınırlandırabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
Yani "seyahat özgürlüğü" sadece suç soruşturması ve kovuşturması nedeniyle hakim tarafından sınırlandırılabilir. Bunun dışında sınırlandırılamaz.
Ancak 20 Haziran 2010 tarihinde seyahat özgürlüğü gönüllülerinin de katkısıyla pasaport ücret ve harçlarında yapılan %50 indirime rağmen "pasaport"lar için istenen yüksek ücretler (Dünya'daki en pahalı pasaport Türkiye'dedir) yurt dışına çıkışı sınırlamanın da ötesine geçerek, "engellemek" anlamına gelmektedir. Bu durum, açık bir biçimde Anayasa'nın ihlal edilmesidir.
Seyahat özgürlüğü tüm yurttaşların yurt içinde ve dışında eğitim, sağlık, gezi, turizm, dini ziyaretler ve diğer çeşitle nedenlerle kullandıkları vazgeçilemez ve engellenemez bir temel insan hakkıdır. Yurt dışında bu hakkın kullanımı temelde pasaport adını verdiğimiz bir kimlik belgesiyle gerçekleşir.
Ancak Türkiye'de devlet, kendisinin vermek zorunda olduğu bu "kimlik belgesi" için vatandaşlarından fahiş harçlar istemekte ve ayrıca "yurt dışına çıkış harcı" gibi uygulamalarla seyahat özgürlüğünü iyice kısıtlamaktadır. Yurttaşları arasında "yeşil pasaport" gibi farklı pasaport uygulamalarıyla ayrımcılık yaratan Türkiye, öğrencilere pasaport indirimleri uygularken, öğrenci olmayan çocuk ve gençlerden, bebeklerden 10 yıllık pasaport ücretine 5 yıllık pasaport ücreti almakta, her yıl pasaportlara otomatik zam yapmaktadır.
Yüksek pasaport, yurt dışı çıkış ve vize harçları özellikle Türkiye'de seyahat özgürlüğü hakkını sınırlandıran ve bu özgürlüğün kullanımını zorlaştıran temel engellerdir.
Seyahat özgürlüğü hakkınıza sahip çıkın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder