Salgından bağımsız olarak seyahat üzerine düşünmek, hele dünya çapında nelerin değişebileceğini tümüyle kestirmek çok kolay değil.
Herkes kehanetlerde bulunuyor. Hem seyahat alışkanlıklarımız hem de gelecekte yaşayacaklarımız üzerine. Fakat herkesin hem fikir olduğu konu artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı.
Seyahat şirketleri, turizm, ulaşım konusunda kafa patlatan bilim insanları, büyük uluslararası kuruluşlar herkes nelerin yaşanacağı konusunda ön görülerde bulunmaya çalışıyor. Fortune dergisi son sayısında Airbnb CEO’su Brian Chesky’in öngörülerini yayınladı.
Bu konuda ileri sürülen birçok düşünceyi, daha doğru deyimle kehaneti kendi öngörülerimi de ekleyerek şöyle sıraladım:
- Seyahatler kısıtlamaların getirdiği özlemle en azından uzun bir süre ailelere, dostlara, arkadaşlara yönelik planlanacak. Belli ünlü şehirler, mekanlar ve yerler biraz daha yeni insanları beklemek zorunda kalacak. Bu da turizmin yön değiştirmesi, daha düşük cirolar demek.
- Turizmden vazgeçemeyenler ise büyük şehirleri, kalabalık turistik mekanları değil, daha kırsal yöreleri, küçük henüz keşfedilmemiş yerleri tercih edecekler. Butik hizmetler yola çıkanlara daha çok hitap edecek, aynı şekilde doğa turizminin de bundan olumlu etkileneceğini düşünüyorum.
- Uçakla iş seyahati ciddi düzeyde azalacak, business koltukları da dönüşebilir. Uçakların tatil için kullanma oranı daha da artabilir. Ama toplamda uçakla uzun seyahat düşme eğiliminde olacağı için bizi çok ciddi indirim kampanyaları bekliyor kanımca.
- Araç tercihlerimizin, otostopçulara bakış açımızın değişeceğini, seyahatlerle birlikte kalabalık eğlencelerin azalacağını, vazgeçemeyenler için “yeraltına” ineceğini de düşünüyorum.
- Güvenlik… Seyahat sırasında artık her düzeyde sağlık güvenliği özellikle yaşlıların olduğu ortamlarda farklı önlemlerin uzun bir süre daha bunaltmaya devam edeceğini, seyahat bütçelerini etkileyeceğini düşünüyorum. Virüsün bulaşma olasılığı yüksek yeni varyantlarıyla gençler ve çocuklar için de seyahatlerde uygulanacak yeni kısıtlamalar da çok sürpriz olmayacak.
- Seyahat arkadaşlarımızın arasına hepimiz için artık ayrılmaz bir ikili katılmak üzere maske ve dezenfektan. Bunların farklı, değişik, modaya uygun versiyonları ile gittiğimiz, otel veya konaklama tesislerinde yeni eşantiyonlar olarak karşılaşacağımız da bir gerçek. Ancak hala birçok kişinin kendi güvenli maskesini, dezenfektanını kullanmayı da sürdüreceği düşünülüyor. Bu konuda Aralık 2020’de Türkiye’de yapılmış bir araştırma* dezenfektanın toplumun en az yarısı için seyahat arkadaşı olduğunu gösteriyor.
Yanınızda dezenfektan taşıyor musunuz sorusuna denekler büyük oranda “çoğunlukla” %24.7 ve “her zaman” %31.8 yanıtını vermiş. Nadiren diyenlerin oranı sadece %24.8.
(*Yeni Hijyen Ürünleri Araştırması, Aralık 2020, Aksoy Araştırma)
Bütün bunlar elbette salgının etkisi azaldıkça yine değişecek. Bilim insanları virüsler ve gelecek için çok iyimser değiller. Bizi kademeli olarak azalsa da önlemlerle dolu yaklaşık bir 10 yıl bekliyor.
Ancak ne olursa olsun umutluyum. Evrimin insana kazandırdığı en büyük hayatta kalma yeteneklerinin başında adaptasyon yeteneği geliyor, bu sayede insanlar yaratıcı fikirleriyle salgın gerçeğiyle de yaşamayı başaracaklar. Seyahatten vazgeçmemeyi de…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder