28 Ocak 2012 Cumartesi

Pasaportlarımız hem en pahalı hem en güvensiz mi?

3 gün önce çipli pasaportlarımızın kapaklarını Fransa'dan beklediğimizi bloğumuzdan duyurmuştuk: 5 milyon pasaport kapağı için yapılan ihaleyi bir Fransız firmasının kazandığını, ancak çipleri güvensiz olduğu için bu ihalenin iptal edildiğini, yeni ihaleyi de yine bir Fransız firmasının kazandığını...

Bugün haberler, iddialar biraz daha arttı ve farklılaştı. Aşağıda Zaman Gazetesi'nden Ahmet Dönmez'in bu özel haberi yer alıyor. Haberin ayrıntıları çok ilginç. Dünyanın en pahalı pasaportunu kullanırken şimdi en güvensiz pasaportuna da sahip olmak üzereyiz. Çünkü ihaleyi kazanan firmanın pasaport kapaklarında kullandığı çiplerin yine güvenilmez olduğu iddia ediliyor. 'Infineon SLE 66 serisi', güvenlik zaafı olduğu 2010 yılında kanıtlanan bir çip, habere göre bu çipin şifresi kırılmış...

İkinci önemli detay haberde çok işlenmemiş, ama "seyahat özgürküğü gönüllüleri" , gezginler ve tüm yurttaşlarımızı doğrudan ilgilendiriyor, 5 milyon kapağın maliyeti, 7,7 milyon euro. Pasaport kapaklarının tanesi yaklaşık 1,5 euro'ya geliyor. 

Bize "satılan" dünyanın en pahalı pasaportu 10 yıllık, 446 TL oldu bu yılki zamlarla, yani yaklaşık 190 euro. O zaman soralım, geriye kalan 188,5 euro ne için? Bu işte açık seçik bir terslik yok mu? 

Devlet vatandaşlarına vermek zorunda olduğu bir kimlik belgesini 3-5 euro'ya mal eder de 190 euro'ya satar mı? Asgari ücretin yaklaşık 300 euro olduğu bir ülkede...

Konunun ihaleyi alan Fransız firması, şifresi kırılabilen çip boyutları kadar önemli olan diğer boyutunu da, vatandaşına fahiş ücretle pasaport satarak seyahat özgürlüğünü ortadan kaldıran devlet gerçeğini de lütfen göz ardı etmeyin!

Zaman Gazetesi'nin haberinin ayrıntıları:

Fransa Senatosu'nun, inkâr yasasını kabul etmesinin ardından Türkiye'nin tavrı merak edilirken, en stratejik ihalelerden biri Fransız devlet şirketine verildi.

Süreç sessiz sedasız devam ederken, sözleşmenin önümüzdeki günlerde imzalanacağı öğrenildi. Fransız Ulusal Meclisi ile Cumhurbaşkanlığı'nın da ana hissedar olduğu Gemalto şirketinin e-pasaport çipleri için geliştirdiği sistemin güvenilir olmadığı, ABD'de yapılan uluslararası bir konferansta ispatlanmıştı.

Söz konusu ihaleyle ilgili süreç şöyle gelişti: Elektronik pasaport projesinin yürütülmesinde iki adım bulunuyor. Bunlardan ilki boş pasaport kitapçıklarının üretilmesi, diğeri bu kitapçıkların pasaport haline getirilmesi, kişi bilgilerinin ve fotoğraflarının girilmesi. Kitapçıkların üretilmesi aşaması, arka kapaklara çip (yonga) yerleştirilmesini de içerdiği için stratejik öneme sahip. Bu işlem, Darphane Genel Müdürlüğü tarafından ihale yoluyla yapılıyor. Üretimi, 2005 yılından bugüne kadar Malezya firması IRIS ile Türk ortağı Kunt sağlıyordu. 22 Aralık 2011 tarihinde yeni ihale açıldı. 12 Ocak 2012'de açıklanan sonuçlara göre, 5 teklif arasından Fransız Gemalto firması birinci oldu. İhale sonuçlarına itirazların ardından değişiklik olmazsa sözleşme imzalanacak. Firma, 5 milyon adet çipli kapak üretimi karşılığında yaklaşık 7,7 milyon Euro alacak.

Teknik şartnamede, önerilecek çipin dışarıdan müdahaleye karşı koruma sağlaması (hack edilememesi) isteniyor. Fakat Gemalto'nun önerdiği proje, bu şartı taşımıyor. İhaleyi kazanan firma, 'Infineon SLE 66 serisi' çip teklif etti. Bu çipin güvenlik zaafı olduğu 2010 yılında ortaya konuldu. Çipin şifresinin kırıldığı açıklandı. İki ihaleden birincisi, kitapçıkların üretimi safhasıyla ilgili, diğeri ise pasaportların kişiselleştirilmesiyle. Satın alma işlemi ile yetkili olan Dışişleri Bakanlığı, sistemi herhangi bir ihale mevzuatına tabi olmadan doğrudan teklif yoluyla yine Fransız Gemalto firması ile ilişkili Türk şirketi Proline'a verdi. Proline, Gemalto'nun yazılımlarını kullanıyor. Gemalto, ilginç bağlantıları ile dikkat çeken bir şirket. Ana hissedarı Fond Strategique d'Investissement (FSI) isimli bir kamu kuruluşu. 160 milyon Euro'luk yüzde 8,4'lük 'bir numaralı' hissenin sahibi. FSI'nın hisselerinin yüzde 51'i, 'inkâr yasasını' onaylayan Fransız Ulusal Meclisi'nin kontrolü altındaki kamu bankası CDC'nin. Geriye kalan yüzde 49 ise direkt Fransa Cumhurbaşkanlığı'nın kontrolünde. Avrupa'nın değişik ülkelerinde halka açık işlem gören şirketin web sitesinde, bu bilgiler açık olarak yer alıyor. Aynı şekilde Gemalto firmasının 2010 yılı faaliyet kitapçığında da bu bilgileri doğrulayan veriler yer alıyor.

Hiç yorum yok: