Evet, 1 haziran tarihinde başlayan ve 3 gün süren, sembolik ve "sanal" ortam ağırlıklı bir protesto eylemi yaptık. Sırt çantalılar grubu yüksek pasaport ücretlerini kınayan bir basın bildirisi yayınladı. Onlarca kişi profil fotoğraflarına banner ve rozetlerimizi koyarak konuya duyarlılığını gösterdi. Bunları kimi medya kuruluşları ve basın organlarının çalışanlarıyla paylaşanlar da oldu. Maliye Bakanlığı ve e-pasaport sitesine yüksek harçlarla ilgili sorular soruldu, "anlamsız" yanıtlar alındı.
Hem Facebook grubumuz hem de bloğumuz bu süre içinde çok ziyaretçi aldı, konudan habersiz ama destek verebilecek çok sayıda kişiye ulaştık.
31 Mart'ta bu blogta şöyle yazmışım: "Facebook grubumuz 300 kişiyi aştı, ama daha çok insana, ses verecek, ses getirecek haklarının bilincinde daha çok kişiye ulaşmak zorundayız."
Facebook Grubumuz 4 günde1.500 kişi arttı, 3.000 kişiye doğru gidiyor. En önemlisi konuya duyarlı insanlar duygularını da ifade etmeye başladılar. Bloğumuz aynı süre içinde 600'den fazla kişi tarafından ziyaret edildi, ziyaretçi sayımız 5.000 kişiyi geçti. Bu rakamların kısa bir sürede 10 binleri bulacağına inanıyorum.
Artık, moda deyimle bir "yol haritası" çerçevesinde ilerleyeceğiz. Yetkililere sesimizi duyurmak için bu konuda katkı sunabilecek her kişiye ulaşacak, sosyal paydaşlarımızı harekete geçirecek, medyada sorunu gündemde tutarak, yurttaşlarımızın, iktidar ve muhalefet partilerinin soruna kayıtsız kalmalarını engelleyeceğiz.
Hedefimiz net: Anayasal hakkımız olan "seyahat özgürlüğümüzü" elimizden alan, sınırlayan yüksek harçları ortadan kaldırmak! Her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını pasaport "alabilir" duruma getirmek.
Birinci aşama, bireysel, kitlesel farkındalık ve ardından destek yaratmak.
İkinci aşama, bu desteği artırıp, organize ederek sorunun kaynağı ve çözüm yerine yönlendirmek.
Eğer sonuç alamazsak son aşama, demokratik mücadeleyi hukuksal mücadeleye taşıyarak hakkımızı geri almak.
Evet, "ne yapmalı" sorusunun yanıtı gördüğünüz gibi karmaşık değil...
Karmaşık olmayan bir gerçek daha var: "Hak verilmez, alınır!"
En pahalı pasaport ücreti hala Türkiye'de. Dünya ortalaması 60 dolar düzeyinde bulunuyor. Türkiye'de 4-10 yıllık biyometrik pasaport ücreti yaklaşık 200 dolara inse de hala çok yüksek. Her yıl pasaportlara OTOMATİK ZAM geliyor. Bu durum Anayasamızın 23. maddesinde tanımlanan "seyahat hürriyeti"nin açıkça ihlalidir. DÜNYANIN EN PAHALI PASAPORTLARINI KULLANMAK, DELİ DUMRUL HARÇLARINI ÖDEMEK VE AYRIMCILIĞA UĞRAMAK İSTEMİYORUZ. Vizesiz Türkiye, Vizesiz Avrupa, Vizesiz Dünya İstiyoruz!
4 yorum:
Çok güzel! Şimdi hem insannalrı artırmalı hem Medya üzerine yoğunlaşmalı ve çözümü sağlayacak olan hükümeti etkilemeliyiz. Serhat
evet lütfen bu kez, yapılan çalışmalar yarım kalmasın. Uzun ve meşakatli olacağı aşikar olan bu yolu güzel bir şekilde sonuçlandırmak için inançla ve inatla devam edelim.
Bu harç değil tamamen haraç almaktır.Ya akadaş ben ta sibirya veya libya iş çalışmak için gidiyorum.Çoluk çocuğumun nafakasını size harç adı altında haraç olarakmı vereceğim.
merhabalar, klasik bir türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız yine. Her şeyde olduğu gibi pasaport olayında da haraç almak, bazılarını zengin etmek yine bize düşüyor. buna bir dur demek lazım.. umarım bu çalışmanız ses getirir. Bu arada facebook sayfanız ya çalışmıyor yada ben beceremedim.. saygılar...
Yorum Gönder